"Jin hyung!"
"Ne var Jim?"
"Çok yeme kilo alırsın sonra Namjoon seni sevmez o kocaman göbeğinle!" diyip kaçmaya başladım Jin hyung arkamda beni kovalıyordu.
"Seni var ya bir elime geçirirsem bir daha sana yemek falan yapmıcam görürsün sen!!"
"Ama hyung beni yemekle tehdit edemezsin haksızlık buu."
"Noluyo lan burda iki dakika başı boş bıraktım sizi halinize bakın."
"Namjoon hyung Jin hyung bana yemek vermicekmiş açlıktan ölürüm beeen."
"Namjoon dedklerini duymadın ama masum göründüğüne bakma sen bunun."
"Millet benden habersiz kovalamaca mı oyuyorsunuz siz ayıp."
"Bi sen eksiktin Taetae." dedim.
"Hadi ya yeter diğerlerinin yanına gidelim." dedi Namjoon.
"Hadi nerde kaldınız. Oturun şuraya iki saattir sizi bekliyoruz." dedi Kai.
"Tamam tamam geldik napıyoruz?" dedi Tae
"Şişe çevirmece oynuycaz."
Lanet olsun bu oyun peşimi bırakmıyor. Bense etrafıma bakındım Yoongi de vardı ve Jungkook. Tae'nin gözleri hep ondaydı. Jungkook Tae ye yüz vermeyi geçin yüzüne bile bakmıyordu. Ama belki bu oyun sayesinde onları birleştiririm belki ha?
Şişe çevrilmeye başladı kime gelcek diye merakla bakıyordum. Ve şişe durmayı bıraktı. BİNGO! Tae ile Jungkook'a geldi. Tae bana dönerek ben şimdi napıcam bakışı attı. Jungkook soruyordu.
"Doğruluk mu cesaretlilik mi?"
"D-doğruluk."
"Hmm sevdiğin biri var mı?" dedi Jungkook Tae ye meraklı bakışlarla.
"Evet" dedi Tae
"Kimmm?" dedi Jungkook kocaman açılmış gözleriyle.
"Tek soru hakkı var." Diyerek araya girdim.
Şişe yine dönüyordu. Acaba kime gelecekti? Bana gelmemesi için dua ediyordum. Bana gelmemişti bir oh çektim. BİR DAKİKA NE JİN İLE YOONGİ Mİ? Jin soruyordu kesin benim işime yarayacak haltlar söyliyecekti.
"Doğruluk mu cesaretlilik mi?"
"Cesaretlilik."
"Hmm ne desem... Buldum! Git Jimin'i öp ama dudaktan."
Herkes ooo lamaya başlamıştı. Benim ie gözlerim kocaman açılmış şaşkınlık içinde bakıyordum. Jin bana göz kırptı. Yoongi ise yanıma doğru geliyordu. Tanrım bugün galiba kalpten gidecektim.
Yanıma geldi ve bana biraz yaklaştı. Biraz daha. Biraz daha. Burunlarımız değiyordu. Nefesini yüzümde hissediyordum. Vee... Dudaklarımın üzerindeydi dudakları... Öptü öptükte birkaç saniye sonra kendisini geri çekti. Kan yanaklarıma doğru gitmeye başladı. Eminim ki kırp kırızı olmuştum. Kalkarak.
"Eee benim gitmem gerek iyi oyunlar." diyip hemen çadıra gittim.
Sanki kurtulmuştum. Yoongi ile aynı çadırda kalıyorduk. Çadıra kendimi attım. Üstüme battaniyeyi çekerek. O anı düşünmeye başladım. Taki bildirim sesi araya girene kadar...