4. Bölüm "Kara Atlılar"

26 3 4
                                    

Önceki Bölümlerde...

Saruman: "Sana bir teklifim var. İyi dinle beni. Theoden'in dizinden bir an olsun ayrılmayacaksın ve bana her türlü öğrendiğin bilgiyi anlatacaksın." 

Grima: "Beni yanlış anlamayın ama bu düpedüz hainlik olur ve ben ülkeme ihanet etmem!" 

Saruman: "Demek öyle! O zaman daha açık konuşayım eğer teklifimi kabul etmezsen sevdiğin kişiye korkunç bir lanet büyüsü yaparım ve sen de vicdan azabı duyarsın." 

Grima: "Beni zaten burada seven yok ki."

Saruman: "Öyle belki ama senin gönlünde sevdiğin biri var. Onu seni sevmesini sağlayabilirim hem de sonsuz sadakatiyle hep seni sevecek." 

Grima: "O zaman hiçbir şekilde Eowyn'e zarar gelmemesini sağlayacaksın." 

Saruman: "Demek Kralın hizmetçi yeğenine aşıksın. Tamam soytarı şartını kabul ediyorum. Her gece odana bir karga uğrayacak ve ona istediğim bilgileri aktaracaksın. O da bana bilgileri getirecek. Şimdi defol!" 

...

Grima önüne bakmadan atını sürmeye devam ediyordu. Saruman'ın tam beklediği haberleri kendisi yüz yüzeyken söylemek istiyordu. Bu sayede Saruman onu ödüllendirebilirdi. Ama birden yeteri kadar soğuk gecenin git gide daha da soğuduğunu hissetti. Garip bir çığlık kulaklarında yankılanıyordu.

Atını sürmeye devam etti. Kara atı artık yorulmuşa benziyordu. Ama Grima'nın atı durdurmaya niyeti yoktu. Saruman'a istediği haberleri vermeliydi. Gri Hacı tam da tahmin ettiği zaman da Altın Konak'a varıp Kral Theoden'le görüşmeye geldi. Ama Theoden tam da istedikleri yanıtı vermiş ve Gandalf'ı konağından kovmuştu. Gandalf Rohan'a Rohan'ın meşhur hızlı atlarından birini almaya gelmişti ve onu almadan gitmeye de niyeti yoktu. Nitekim üç gün sonra Gandalf Theoden'in en sevdiği atlarından beyaz renkli atı Gölgeyele ile Rohan'dan ayrılmıştı.

Birden soğukluk hissi geri geldi. Arkasını döndüğünde üç tane kara atlı fark etti. İçini büyük bir korku bürümüştü. Kaçmak, kurtarmak istiyordu ama artık onların sonunda ona yetişeceği belliydi. Çünkü atları hiç yorulmaz bilmez bir hızla koşturuyordu.

Sonunda vazgeçmişti ve atlıların yanına gelmesini bekliyordu. Kara pelerinli adamlar yüzlerini özenle göstermemek için çabalıyor gibiydiler. Aralarından bir tanesi oldukça fısıltılı bir sesle: "Bize ihtiyacımız olan bilgiyi vereceğin söylendi." dedi. 

Grima şaşkınlıkla: "Anlamadım demek istediğinizi." dedi. Kara atlı: "Efendimiz yıllardır aradığı şeyi buldu. Yakaladığımız yaratık oldukça ikna edici metotlarımıza karşı koyamadı ve bize gereken iki ismi söyledi." diye açıkladı. 

Grima: "Ben bir şey anlamadım. Efendiniz Saruman mı?" diye sordu. 

Atlı fısıltıya benzer bir gülümseme ile: "Saruman ahmağı mı? Bizim efendimiz Karanlıklar Lordu ve her yeri delip geçen gözüyle görüyor. Ama ilk defa adını duyduğu bir yeri görmesi de mümkün değil. bu yüzden en sevgili dokuzlusunu bu görev için yolladı. Şimdi bize Shire ve Baggins kelimelerinin ne anlama geldiğini söyleyeceksin?" dedi.

"Shire mı? Orası bir hobbit adında garip bir ırkın yaşadığı bir bölge ve baggins de orada yaşayan bir hobbit ailesinin soyadı bildiğim kadarıyla." diye cevap verdi Grima. Bu bilgilerin ne işe yarayacağını umursamıyordu. O atlıların onu bırakıp gitmesini istiyordu. 

Kara atlı: "Bu yeterli olur. Hadi gidiyoruz." dedi arkadaki diğer iki adama ve üçü Grima'nın yanından hızla uzaklaştılar. 

Grima atlılar gidince kafası karışmış bir halde: "Dokuzlar efsanelerde geçen sihirli bir yüzüğün etkisi altına giren dokuz kral değil miydi? Bunlar onlar olamaz. Çünkü onlar yıllar önce Karanlıklar Efendisi Sauron ile yok olmuşlardı. Aman bana ne. Daha Isengard'a çok yol var." dedi ve yoluna devam etti.

Devam Edecek...

ORTA DÜNYA HİKAYELERİ - KARGALAR TARLASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin