Final - "Kargalar Tarlası"

26 3 4
                                    

Grima gözlerini açtığında kendini karanlık bir odada buldu. Karşısında biri olduğunu anlamıştı ama hala gözlerini açamadığından anlayamadı. Birden biri üzerine bir kova soğuk su fırlattı. O anda gözlerini açtığında karşısındakinin Eomer olduğunu gördü. Omzundan tutup: "Amcama ne yaptın? Hastalığıyla bir alakan var mı?" diye bağırdı. 

Grima anlamamış gibi davranarak:" Lütfen efendim. Bana vurmayın. Bir daha Eowyn Hanımla görüşmeyeceğim." dedi. 

Eomer: "Demek sana dediğim halde bugün Eowyn'le görüştün değil mi? Bak şimdi dayak sayısı iki katına çıktı." dedi ve ardı ardına dört yumruk attı. Yakasından tutup: "Bize ihanet ediyor musun? Doğruyu söyle." diye bağırdı. 

Grima: "Asla böyle bir şey yapmam ben." diye ağlamaya başladı. 

Eomer: "Gözyaşlarını kendine sakla, solucan. Şimdi şölene katılmam gerekiyor. Ve eğer üç sonra hala Theoden'in rahatsızlığı geçmezse işte o zaman at beyinin arkasından dalga geçmek nasılmış gösteririm sana." dedi ve karanlık odadan çıktı. Grima yavaşça ayağa kalkmaya çalıştı.

Ağlamasını keserek: "Önce Theodred'den ardından da Eomer'den kurturmam gerekiyor. Sonra  Rohan toprakları benim olacak ve Eowyn benim kadınım olacak. Bir dakika neden bu kadar bekliyorum ki! Tabi ya..." dedi ve sinsi bir kahkaha koy verdi.

Şölenin sonuna ancak yetişmişti ve tahmin ettiği gibi Theoden katılamamıştı. Eowyn masada oturuyor diğerlerinin eğlenmesini seyrediyordu. Grima yanına yaklaşıp: "Eğleniyorsunuzdur umarım! Sizinle bir saniye özel bir şey konuşabilir miyiz?" dedi. 

Eowyn gülümseyerek:" Tabiki." dedi.

Yalnız kaldıklarına emin olunca Grima ciddi bir ifadeyle: "Önce size söylemem gereken bir şey var. Çünkü bu bilgiyi Eomer'e ya da Theodred'e söylersem inanmayacaklardır ama siz bana güveniyorsunuz. Aldığım güvenilir bir bilgiye göre Mordor'dan gelen ork grubu Isen geçitlerine toplanmışlar. Yakında köylere saldıracaklardır." dedi. 

Eowyn: "Bu çok ciddi bir haber. Hemen krala söylememiz gerekiyor. Mordor'dan yayılan karanlık söylentiler belki de doğrudur." dedi.

Theodred sabaha toplayabildiği kadar askerle Isen geçidine yol aldı. Grima ordunun gidişini izlerken: "Theodred bu savaştan sağ çıkamayacak. Saruman tüm işi ayarladığını söyledi. Theodred ölünce bir tek Eomer tehdidi kalacak. Onu da halledince Theoden beni varisi ilan edecek ve ben de ona ölmesi için ne kadar gerekliyse o kadar zehir koyup onu öldüreceğim. Sonunda da Rohan kralı olacağım. Ardından da Eowyn'le evlenip büyük bir ordu kuracağım. Saruman tehdidini de halledersem artık her şey benim arzularıma göre olacak." diye düşünüyordu.

Eowyn, aynadaki mutsuz yüzüne baktı. Theodred gideli uzun süre olmuştu ve Isen Geçitlerinde savaş tüm vahşetiyle devam ediyordu. Ve orklar geçidi ele geçirmeye kararlıydılar. Eomer de savaş gitmek istiyordu. Ama Theoden buna izin vermemişti. Hatta konaktan dışarı adım atarsan bir daha buraya dönemezsin ve seni de reddederim diye tehdit etmişti. Amcasına saygı duyan Eomer de ne yapacağını bilemez olmuştu.

Eowyn odasından çıktı. Daha sabah olmamıştı. Herkes mışıl mışıl uyuyor ve sanki savaş yokmuş gibi rahatça horluyordu. Eowyn bunu haz edemiyor, kılıcını alıp atına binip savaşa gitmek istiyordu. Ama gittikçe daha da kötüleşen Theoden'i yalnız bırakamazdı. Nereye gittiğine bakmadan konağın koridorlarında yürüyüşe çıktı.

Bir kanat sesi duyduğunu sanmasıyla düşüncelerinden ayıldı. Sesin geldiği tarafa düşünmeden ilerledi. Besbelli küçük bir kuş yolunu kaybetmişti. Onu dışarı salıvermeliydi. Karanlık koridorlardan ilerlemesini sürdürdü ve kanat sesinin geldiği odaya vardı.

Odada biri uyuyor olabilirdi. Bu saygısızlık olurdu içeri izin almadan girmek. Birden odanın içinden konuşma sesleri geldi. Ses Grima'ya aitti. Ya kendi kendine konuşuyordu ya da rüya görüyordu. Belki kâbus görüyordur, acaba içeri girsem mi diye düşünürken tekrar kanat seslerini duydu.

Eowyn seslere kulak kabarttı. Grima endişeli bir sesle karşısındakine: "Hayır, dediğim gibi hiçbir kara atlıyla karşılaşmadım. Evet, Gri Hacı buraya geldi ve aynen benim Theoden'e söylemesini rica ettiğim şeyleri duydu. Ama gitmeden de en değerli atlardan birini çalmıştı ve bunları ben kendim rapor etmiştim. Ne diye tekrar beni rahatsız ediyorsunuz? Hayır, dediğim gibi Isengard yolunda hiç kimseyle karşılaşmadım. Bree'ye yollanacak casusları da ayarladım. Efendinin beklediği yolcular Bree'ye vardıklarında casuslarımız onları takip edeceklerdir. Dediğim gibi ben her şeyi ayarladım. Endişelenmesine gerek yok. Isen Geçitlerine yakında Erkenbrand birkaç adam toplayıp gideceğine dahil bir şeyler de duydum. Saruman biraz daha asker yollasa fena olmaz." diye uzun uzun anlattı.

Eowyn birden alnındaki damarların şiştiğini fark etmişti. Öfkesine hâkim olamamıştı. Kapıyı büyük bir gürültüyle açtı. Grima'nın raporunu sunduğu karga da uçarak kaçmıştı. 

Eowyn, Grima'ya öfke dolu bir bakış attı: "Ağabeyim haklıymış. Sen aşağılık bir solucansın. Seni hep korudum abime karşı ama beni hayal kırıklığına uğrattın. Saruman seni neyle satın aldı? Grima, lütfen söyle. En azından bunu bilmek hakkım."

Grima bir süre bir şey diyemedi. Sonra Eowyn'in gözlerine masum bir bakışla bakarak: "Ben sadece Rohan'ı korumak istemiştim. Lütfen Leydim. Kimseye bundan bahsetmeyin. Ama size yemin ediyorum ben hain değilim." diye ağladı. 

Eowyn de gözyaşlarına hâkim olamamıştı: "Sadece şunu bilmek istiyorum, Grima. Saruman sana ne teklif etti? Tüm Rohan'ı mı yoksa Konaktaki tüm hazineleri mi? Lütfen bunu söyle. En azından hayatında bir defa dürüst ol bana karşı."

Grima başını eğerek: "Bunu söyleyemem." dedi. Eowyn öfkeyle iki tokat attı: "Gerçeği istiyorum Grima. Sadece bir kez gerçeği söyle."

Grima: "Ben sizi korumak istemiştim. Size zarar verecekti. Sizi öldürmekle tehdit etti." diye kendini savundu.

Eowyn, Grima'ya tükürdü: "Sen kendinden başka kimi düşünürsün ki? Yanılmışım meğerse. Amcama gösterdiğin sevgi değilmiş ya da bana gösterdiği samimiyet. Hala yalan söylemeye devam ediyorsun. Yazıklar olsun, Grima!"

Grima: "Ama doğruyu söylüyorum. Ben sadece..." diye savunmasını sürdürdü ama Eowyn odadan çıkmıştı.

Grima: "Ben sadece sevilmek ve saygı görmek istemiştim. İnsanların beni aşağılamasından bıkmıştım ve size aşıktım. Beni bir kardeşiniz gibi görmenizden bıkmıştım. Ama artık görüyorum ki her şey için çok geç kalmışım! Ben sadece basit bir soytarıymışım meğerse" dedi fısıltıyla.

SON

DEVAMI YÜZÜKLERİN EFENDİSİ: İKİ KULE KİTABINDA...

ORTA DÜNYA HİKAYELERİ - KARGALAR TARLASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin