Kalp Sancısı

580 31 6
                                    

Aşkın en zor tarafını çekmiş olan Sam 17 yaşında lise son öğrencisidir. Onuncu sınıfta kendisine sınıftan bir arkadaş bulmuştur ve ona karşı hisleri değişmiş bir anda aşık olmuştur. Ve daha önce hiç bilmediği hisleri öğrenmeye başlamış, bunu sevmiş ve korkusuzca hislerini büyütmeye başlamıştır. İlk heyecanı olduğu için bunun ne derece acıtabileceğinin farkında olmayıp günden güne aşk sarhoşu olmaya başlamıştır. Hoşlantı zannettiği o garip duygunun aslında aşk olduğunu bir süre sonra anlamış ve ne yapıp ne edip aşık olduğu kişiyle yakınlaşmıştır. Ve konuşmalar, buluşmalar, beraber vakit geçirmeler başlamıştır yalnız dostane şekilde olmak kaydıyla. Sam bir gece yine aşık olduğu kişiyle konuşurken Sam hiç beklenmeyecek bir anda Elly'e olan aşkını söylemiştir.
-Elly ne diyeceğimi hiç bilmiyorum ama ben sana aşık oldum...
-HAHAHA! Yok artık! :D
Tabii bunun aslında hayatının çizgisini yeniden belirleyecek bir şey olacağının farkında değildir, aslında olumsuzluğun kapıda olduğunun farkındadır Sam fakat yinede yetersizdir ne olacağı. Sam'in o ilk heyecanı olan kişi Elly'dir.
Sam'in bu itirafını öğrenen Elly; olanların şokuyla dalgaya vurmuştur bu durumu, çünkü arkadaşı olarak görüyor onu. Böyle bir şeyin mümkün olmayacağının herzaman farkında olan Elly konuyu çok fazla uzatmamıştır fakat bu Sam için öyle olmamıştır. Artık hayatının dönüm noktası olan o mesajdan sonra olaylar işin işinden çıkılamayacak bir hal almıştır.
Gelelim Sam'e; hayatı zordu aslında pek çok arkadaşı vardır aslında herkesle iyiydi ama onun birtek arkadaşı vardı adı Elly işte. Onada kalbini açıp hayatının en zor dönemini geçirmeye başlamıştı. O gece Sam çok pişman olmuştu. Çünkü arkadaşı, canı, kardeşim dediği insana aşık olduğunu itiraf etmişti. Yapacak bir şey yoktu. Daha sonra Sam içi içini yediği için bu durumu başka bir arkadaşına Celina'ya paylaşmıştı ama ne mi olsun? Celina bu duruma çok şaşırmış ve önyargılarıyla yaklaştığı için Sam ile birdaha görüşmeme kararı aldı. Bu tabii Sam için yavaş ve ağır ilerleyecek bir lise hayatının kapısını açmıştı, kim olduğunu unutacak anları yaşamaya başlamıştı Sam. Durumun farkında olan ama bunu çokta önemsemeyen Elly ise ne yapacağını bilemeden o da bir bahane bulup Sam ile olan bağlantısını kopardı. Sam için hayatın en zor günleri geçmeye başlamıştı belkide ilk defa yalnız kalmıştı ya da hissetmişti. Yalnızlık kolay mıydı peki? Aradan haftalar geçti hala Sam'in yüreği Elly' deydi.. Yapacak bir şey yoktu onu kaybetmişti ama içinde büyük bir öfke doluydu ikisinede.. Birkaç ay sonra arkadaşı Celina'yla barışmıştı Sam. Unutulmuştu her şey geçmişti o büyük aşk. Okullar kapanınca görmemişti Sam hiç Elly'i. Yaz tatili durgun geçmişti Sam için eski günler gibi geçmiyordu. Bir gün diğerinden daha da sıkıcı geçiyordu.. Derken okullar başladı tekrardan. Sam 11. sınıf öğrencisi olmuştu. Sınıfa ilk geldiğinde gördüğü manzara karşısında hayrete düşmüştü. Elly yeni bir sevgili yapmış onunla cam kenarında oturuyolardı gülüp eğleniyorlardı. Beni farkettiğinde birden durgunlaşıverdi sanki.. Zaman geçtikçe Sam kendini daha da yalnız hissetmeye başlamıştı çünkü gerçekten kimsesi olmadığını hissediyordu Elly'den başka. Yapayalnızdı. Ama güçlüydü.. 2 ay sonra birden Elly ile yakınlaşma oldu çok tuhaftı çünkü imkansız görünüyordu aylar sonra tekrar yakınlaşmak kolay değildi. Zaman geçtikte telefondan konuşmalar yine başlamıştı tabii ki her şey arkadaşlık ilişkisiyle. O da yalnız kalmıştı arkadaşı yoktu onunda. Artık Sam çok sevsede belli etmiyordu kardeşi olarak davranıyordu ama Elly her şeyin farkındaydı. En güzel birlikte zaman geçiriyorlardı, adeta birbirleri için varlardı. Zaman çabucak geçmişti yaz tatili girmişti araya. Araya aslında sadece tatil girmemişti; ikincj üçüncü kişilerde vardı dostluklarında. Sam mutsuzdu fakat Elly öyle değil. Herkesle iyi olmak istiyordu. Sam aslında kıskançlıktan değil o kişilerin samimiyetsiz olduğunu biliyordu ama Elly öyle değildi, anlamıyordu. Zamanla aralarına o insanlar girdiği için bağları kopmuştu sanki Elly bunu bilerek yapıyordu. Sam en sonunda söyledi bu kişilerin samimiyetsiz olduğunu Elly'e fakat anlamıyordu. Bilerek yapıyordu sanki gün geçtikçe intikam alırcasına.. Yaz tatili boyunca 2 ay küs kaldılar ikisi. Sam kendini derin bir boşlukta buldu. Yapamıyordu, kopmuştu. Şehir dışına çıkıyordu sürekli ama yinede aklı İstanbul'da Elly'de kalmıştı. Bazen kendinizi bir yerde bulabiliyorsunuz sonsuz bir çukurda. Çıkamıyorsunuz, olmuyor. Elly okullar açılmadan 2 hafta önce Sam'e mesaj atmış halini hatrını sormuştu fakat Sam istemiyorum diyip konuşmayı bitirmişti. Sam'in aklı çok karışıktı ne yapacağı konusunda. Aradan birkaç gün sonra Sam Elly'i arayıp nasılsın diye sormuştu, gönül işte gurur dinlemiyor. Bir yandan da pişman olmuştu gururu zedelenmişti çünkü. Derken aradan haftalar geçmeden araları yine bozulmuştu ikinci üçüncü kişiler yüzünden. Elly anlamıyordu ısrarla, anlamıyordu. Sam çok seviyordu. Belki de ailesine bile yapmadığı fedakarlıkları yapıyordu ona. Kıymet bilmiyordu Elly. Aylarca böyle devam etti. Sam çok kararlıydı; barışmayacaktı. Yine dayanamadı yüreği yine çaresizdi içi. Elly'i aradı sesini duymak için. Yapamıyordu çünkü kimsesi yoktu Sam'in. Ona dur arama diyecek tek bir kişi yoktu çünkü. Artık Sam'in tek bir dileği vardı liseyi bitirip hayatını düzeltmek. Bekliyordu Sam. Umutla..
Bir kaç zaman sonra insan yokluğa alışıyor kimsesizliğe. Aslında yalnızlık tabiri caizze hissizliğe dönüşüyor git gide. Kimsen olmuyor ama bu bence yalnızlık olmuyor kimsesizlik oluyor. İnsan hayatı boyunca bir insana takılı kalınca durmaksızın o olsun istiyor o da olmayınca onsuzluk hissi başlıyor. En berbat histir benim için. Birilerinin yokluğu fazlasıyla netleşiyor; bir çeşit hastalığa dönüşüyor adeta. Yavaş yavaş geçtikçe günler Sam yalnızlığı sevmeye başlıyor pardon onsuzluğu. Çünkü o çok alıştığı insana en çok ihtiyaç duyuyor fakat o olmadığı için bir nevi yaşam savaşı veriyor kendince. Yalnız başına gezmeye başlıyor zamanla Sam git gide bu tatlı bir hal alıyor. Kitaplara, müziklere, giyime önem vermeye başlıyor Sam. Bu onun için güzel bir adım çünkü kendini kapattığı o odadan yavaş yavaş çıkmaya başlıyor.
İnsan ileriye doğru gidemiyorsa geriye bok yoluna düşermiş! Kolay mı hayat? Soruyorum size hanginiz başını yastığa koyunca çabucak uyuyor? Aklınıza illaki birileri takılıyor işte istemeden de olsa. Hep istemişimdir öyle bir hayatta yaşayalım ki mutsuz insan olmasın mutsuzluk olmasın. O zaman da mutsuzluğu arar mıyız? Aslında ararız çünkü insan alışık bir şeyi kaybedince hep onu aramak ister. Sam git gide düzeltmeye baslamistir kendi hayatını yavaş yavaş yola girmeye mutlu olmaya başlamıştır. Geçen sürede psikiyatriden aldığı o lanet ilaçlarla mutlu olduğunu üzüntüden kurtulduğunu düşünmektedir. Fakat sadece kendisini kandırmaktadır. Çünkü hiçbir şeyin aşk acısını geçirmeyeceğini o da bilmektedir. Ne bir başkası ne de bir ilaç. Geçmiyor olmuyor işte.
Hayat bir çeşit direnmedir. Zorlukların hepsine göğüs gere gere ilerlersen başardığını hissedersin. Ama yılarsan kendin düşersin. Sam zorlukları bir şekilde atlatmıştır çünkü artık kafası daha rahattır. Yalnızlık bir nevi huzura dönüşmüştür. Yalnızlık kötü bir şey değil arkadaşlar yalnızlıktan korkmayın. Benim bir lafım var çok severim: " Herkese dost gibi görün ama dost olma." Sam'in pek fazla dostu da yoktur aslında. Herkesin işi ne zaman düşerse Sam'i bulur çünkü muhafazakar bir insan olduğu için hemen yardıma koşar Sam. Karşılık beklemeden zaten beklesede gelmiyor o karşılık.
Zaman geçtikçe Sam yeni karakterle yanyana gelmeye başlamıştır yeni birisi çıkmıştır karşısına ismi Cherry. İsmi gibi kendiside kırmızı dudaklara sahiptir Cherry. Bu kişi Sam ile aynı okulda ondan bir yaş küçüktür. Sam ile sosyal medya üzerinden bir yakınlaşma olmuştu, birbirlerini like yapmaya başladıklarında hisler belirginleşmeye başlamıştı. Bir gün Sam Cherry'e bir dm atmış nasılsın diye sormuştu. O da hemen karşılığını samimi bir şekilde vermişti.
-iyiyim sen nasılsın?:)
-iyiyim ben de napiyorsun?
-müzik kitap yalnızlık sen?
-sadece yalnızlık..
Derken ikiside çok yalnızdı belki sevgili olmak için değil de dost olmak için çabalıyordu Sam. Çünkü bir başkasını sevemiyordu, korkuyordu. Sevmekten korkulur mu? Sam korkuyordu işte. Elinden kayıp giden bir zaman geçmişti dile kolay 3 yıl. 3 yıl bir insana verilir mi? Sam vermişti işte. (İstemeden de olsa) Derken Sam Cherry ile olan bağını iyice güçlendirmişti fakat bir adı yoktu aralarında ki ilişkinin. Dost mu aşk mı sevgili mi yoksa sadece arkadaş mı belirsizdi. Bilmek istiyordu Sam fakat Cherry'den çekiniyordu. Ya da korkuyordu.. İnsan hiç zarar veren birisine aşık olur mu? Sam olmuştu ve herkesi Elly gibi görmeye başlamıştı. Herkeste onu arıyordu. Neden tutulmuştu ki bir insana bu kadar. Kendini mi kandırıyordu yoksa?
Artık bazı şeylerin yoluna girmesi için bazı fedakarlıkta bulunun. Kendinizden verin ama değer bilen insanlara. Cherry bunu hakediyordu ama olmuyordu bir şey buna engel oluyordu belki de Sam'in içindeki engellerdir. Belirsizdi her şey. Yoluna sokulması gereken bir hayat var!

Kalp SancısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin