Gruplar 5

5.7K 325 10
                                    

Bölüm müziği Selena Gomez - Same Old Love

Dipnot: Sakın bir şair sevme!
Seni yazmak için, seni terk eder...









Ekranda gelişen olayları izlemeye devam ettim. Bu çok değişik bir duygu olsa da güzeldi .

Kız -yani ben dışarıda yardıma ihtiyacı olan insanlara yardım ediyordum.

Hayvanları besliyor , onlara sıcak yuvalar buluyordum.

Daha sayamayacağım kadar çok iyilik yapıyor ve bunları yaparken de son derece hoşnuttum.

En son eğitim gördüğüm , görevlerimi aldığım beyaz büyük bir şatoya giriyordum.

Burası çok görkemli olduğu kadar da  ihtişamlı bir yerdi. İzlerken gözlerim kamaşmıştı. İçeride kendim gibi sayısız Melek vardı.

Derken ışıklar yandı ve her şey  sona erdi. Gözlerimi açınca meleğin gittiğini farkettim.

Yaşadığım şaşkınlığı üstümden atamadan Cadı ile göz göze gelmiştim.

"Yanındaki şapkayı tak ve süpürgeye atla" dedi baştan çıkaran bir ses tonuyla.

Dediğini yaptım ne de olsa başka bir seçeneğim yoktu.

Bu büyük ve sivri bir şapkaydı.

Süpürgenin yüzeyi pürüzsüzdü aynı zaman da  kaygandı bu sebeple meşe ağacından yapılmış olabileceğini düşünmeden edememiştim.

Süpürgeye atladığım anda kendimi gökyüzünde buldum.

Uçarken kendimi özgür ve huzurlu hissediyordum.

Erişilemeyecek kadar güzel bir duygu yoğunluğunun içerisinde bulmuştum birden kendimi.

Hava son derece sıcaktı , uçtuğum sırada tatlı bir meltem  esiyordu yüzüme doğru.

Başımı gökyüzüne çevirince yıldızlar çok daha parlak ve daha bir güzel gelmişti gözüme.

Yanımda çok sayıda cadı benimle birlikte gökyüzünün derinliklerinde süzülüyordu.

Bana son derece sinsice bakarak  bir kahkaha patlattılar aralarında.

Bu maceranın ve cesurluğun kahkahasıydı.

Derken uzun ve yüksek bir gökdelene varmıştık.

Çatıdan içeriye hızlıca  giriş yaptık.

İçerisinin sıcak ve  alışkın olmadığım bir havası vardı.

Çok sayıda cadı bir şeyler yiyip içerlerken diğer yandan da gülüp eğleniyorlardı. Herkesin keyfi son derece yerindeydi.

Bana küçük kristal bir kadehte mor bir içecek ikram ettiler.

Ben tedirgin bakışlarımı içeceğe dikmişken içmem için ısrarlar başladı ve tempo tutarak masalara  vurmalar başladı.

İçmeden önce koklamıştım.
Egzotik bir kokusu vardı. Bir yudum aldım ve aklıma kardeşim ile bahçeden topladığımız yaban çilekleriyle, böğürtlenleri gelmişti.

Sıvı boğazımdan yavaşça geçerken  tatlı bir sıcaklık dağıldı vücuduma. Başım dönüyordu ve gözlerimi yeniden salonda açttım.





* * *

Düşmüş Melek  (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin