Jin ile kamp yapmak güzeldi. Her şey aksamadan gitti. Siz ikiniz kamp alanınıza aydınlık ve erken gelmiştiniz ve kolayca çadırınızı ve sandalyelerinizi ateş çukurunun etrafına kurmuştunuz. Jin, piknik masasından ve senin getirdiğin küçük bir lavabodan şık, küçük bir sahte mutfak bile yaratmıştı. Ona kamp yapmanın bir mola vermek ve dışarıda eğlenmek olduğunu anlatmaya çalışmıştınız, ama o sadece gülmüş ve herhangi bir şeyin tadını çıkarmanın en iyi yolunun karnınızda küçük bir yemek olduğunu söylemişti ve bu yüzden mesele halloldu ve devam etti. pişirmek.
Sonuçta Jin ikinize de bir hafta yetecek kadar yemek yapmıştı, ama önemi yoktu. Ateşin üzerinde yemek yapmayı denemekten memnun görünüyordu ve siz onu sevgiyle kitabınızın tepesinden baktınız.
Jin ile gerçekten kutsanmıştın, değil mi?
Bununla birlikte, çocuk seni bütün gün yemek zorunda bıraktı ve kendini patlamaya hazır hissettin.
Bununla birlikte, her zaman aç karnına kara delik olan erkek arkadaşınız için aynı şeyi söyleyemezsiniz.
Bebeğim! Elinde bir paket şekerleme ile dedi. "Haydi adetimizi yapalım!" Bu düşünceye inleyerek midenizi kavrarsınız. Nasıl daha fazla yemek isteyebilir ki?
Jin, beni bütün gün yedirttin! "Bir ısırık daha yiyebileceğimi cidden sanmıyorum" diye azarladın.
Jin sana surat atıyor ve bu bakış seni iç çekip hemen pes etmeni sağlıyor. Erkek arkadaşından hiçbir şeyi inkar edemezsin.
İkinizi de şekerlemelerle sopalarla ayağa kaldırıyor, sandalyesini sizinkine mümkün olduğunca yaklaştırıyor, böylece siz beklerken elinizi onun içinde tutabilsin. Marşmelovun altın kahverenginin en mükemmel tonuna onu daha fazla koymadan önce, sadece yüzüne bakarak ve bu kadar şanslı olmayı nasıl başardığını merak ederek, nasıl izin vermen gerektiği konusunda gevezelik etmesine izin verdin, ama o aniden durdu şekerlemenizin birkaç saniye boyunca yandığını fark eder.
Gerçekten umursamıyorsun. Hatmi nasıl görünürse görünsün bir daha tadı güzeldir ve kamp ateşi ikramınızın yapışkan, dağınık tatlılığını ağzınızda bulmanız çok uzun sürmez.
Çiğnerken mutlu bir şekilde mırıldanırsınız ve Jin de durumunuzdan memnun görünüyor. Bir süre sessizce yemek yiyorsun, ama çok geçmeden Jin, kendini nasıl dağıttığın konusunda kıkırdayarak saçlarını yüzünden itiyor.
Ağzınızı bir parmağınızla silmesini bekliyorsunuz, ancak bunun yerine eğiliyor ve ağzınızın etrafından çikolata ve hatmi yalamadan önce sizi nazikçe öpüyor.
Sonunda biraz nefessiz kalıyorsun ve gözlerindeki karanlıktan da onun kadar etkilendiğini anlayabiliyorsun.
Sen her zaman çok tatlısın. Diyor ve sen sessizce gülüyorsun.
"Gülünçsün."
Ayakta kalmadan ve size ulaşmadan önce sizi başka bir öpücüğün içine çeker.
Hadi bebeğim, dedi sana, "Sanırım şimdi biraz farklı bir şeye açım."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
