2

46 18 0
                                    

Şarkı önerisi; Scary Love


"Alo Cansu, uyandın mı diye aramıştım. Geç kalma sonra."

Eylül'ün cıvıl cıvıl sesi uykusunu açtı. O aramasa uyanabilir miydi bilmiyordu. Dün bütün gün sahilde oturmuşlar, sonra da gece beraber yüzmeye gitmişlerdi.Bu onu çok yormuştu.

Her zaman uyumayı seven ve uykusu ağır olan birisi olmuştu. Alarm da kurmuştu aslında ama duymamıştı herhalde. Konuşmak için bütün gücünü sarf etti. Ağzında yeni uyanmışlığın garip tadı vardı. Kendini sersem gibi hissediyordu.

"Uyanamamışım Eylül'üm. Sağol aradığın için. Geç kalıyordum az daha."

"Hadi hadi uyuşuk uyuşuk yatıp durma bana her detayını anlatacaksın gezinin. Günlük rapor istiyorum ona göre!"

Telefonu kapattıktan sonra pijamalarını hızla dolaba fırlatıp yatağının başucunda duran dünden hazırladığı kıyafetleri üzerine geçirdi. İki bavulunu da evin önüne kadar sürükledi ve limana gitmek için taksi çağırdı.

Kahvaltı yapmamıştı ve karnı gerçekten çok açtı. Taksiyi beklerken köşedeki fırından en sevdiği simitten aldı. Bu onu gemiye kadar idare ederdi. Taksisi gelene kadar sıcak simidinin tadını çıkardı.

Taksiciye ücretini ödedikten sonra arkasında duran devasa yata baktı ve kendini minicik hissetti. İçi kıpır kıpır oldu. İlk defa kendi başına bu kadar büyük bir geziye katılıyordu. Daha önce de yurt dışına çıktığı olmuştu. Eylül ile birlikte İtalya'ya gitmişlerdi ama hiç gemi ile ülke ülke dolaşmamıştı.

Taksicinin bağırması ile irkildi.

"Ablaa bavulları unuttun bavulları!"

Telaşlanarak bavullarını bagajdan çıkardı ve gemiye bindi.Kapıda kendisini bekleyen görevli ona kısaca tur hakkında bilgi verdikten sonra kalacağı yere kadar eşlik etti. Gösterilen odaya girdikten sonra etrafa göz gezdirdi. Oda küçük olmasına rağmen sade ve ferahtı. Küçük bir tuvaleti bile vardı.Odanın Köşesinde şifonyer ve yatak, karşı duvarda mini bir gardrop, denize bakan yuvarlak küçük bir pencere..

Derin bir nefes aldı. Mükemmel bir tatil olacağı şimdiden belliydi.

Odanın ortasında kalan valizlerini açıp içindeki kıyafetlerini kırışmadan minik gardroba yerleştirdi. Burada nerde ütü yapabileceğini bilmiyordu.

İnsanlarla kaynaşmak için güverteye çıkmanın iyi bir fikir olacağını düşündü. Bütün geziyi arkadaşsız ve tek başına geçirmek gerçekten çok sıkıcı olurdu. Keşke Eylül yanında olabilseydi. O zaman gezinin eğlencesi iki katına çıkardı.

*******
"Oğlum uyansana lan geç kalıyoruz. Daha stüdyodan gitarla bateriyi alacağız."

Ege yatağında daha da kıvrılarak Tolga'yı başından savdı.

"Annen miyim lan ben senin? Her sabah her sabah.."

Mutfağa gidip buzdolabında duran su şişesini aldı ve tekrar Ege'nin odasına döndü. Yüzünde eğlendiğini belli eden bir gülümseme vardı.

"Şimdi görürsün."

Buz gibi su Ege'ye temas eder etmez yataktan fırladı. Eline geçen ilk şeyi Tolga'ya fırlattı fakat uyku sersemliğinden hedefi tutturamamıştı.

"İnsan böyle mi uyandırılır şerefsiz!"

"Prensinizi çağırayım mı öperek uyandırsın sizi prenses."

Ege yataktan çıktı ve Tolga'nın elindeki şişeyi alarak kalan suyu onun tepesinden boşalttı.

"Al sana prenses!"

Ufak çaplı güreşten sonra ikisi de pes edip stüdyoya gitmek için dışarı çıktılar. Bateri ve gitar bıraktıkları yerde duruyordu. Evleri küçük olduğundan müzik aletlerini iş bulmalarında da yardımcı olan Tamer Bey'in stüdyosunda tutuyorlardı. Yaşlı bir adamdı ve Antalya'da geniş bir müzik çevresi vardı. Ege ve Tolga evlatları gibiydi. Barlarda ve konserlerde iş bulmalarına yardımcı olurdu. Tıpkı bu yat gezisinde olduğu gibi..

Tolga müzik aletlerini alırken Ege de bavulları taşıyordu.

"Ne koydun bunun içine bu kadar? Bi de bana taşıtıyorsun."

"Mızmızlanma okyanusun ortasında hiçbir şeye ihtiyacım olmayacağından emin olmak istedim sadece."

Didişerek geçen yolun ardından gemiye geldiler. Müzisyenlere özel süitleri vardı. Ege heyecanla ellerini ovuşturdu.

"Şuraya bak, cennete düştük."

Tolga'nın cevap vermediğini görünce arkasına bakıp onu aradı ama göremedi. Süitten çıktığında onu uzun koridorun sonunda kaptanla konuşurlarken buldu.

"Üzgünüm Tolga bey, inanın böyle bir hata nasıl oldu anlamadık. Söz veriyoruz öbür gezimizde sizinle anlaşacağız. Lütfen özürlerimizi kabul edin."

Kaptan gittikten sonra Tolga'nın sinirli yüzü ile karşılaştı. Sinirlendiğinde alnı kıpkırmızı olurdu.

"Ulan bunlar başka baterist tutmuşlar. Bir de hata oldu ayağına beni yiyecekler. Bir dahakine beni tutarlarmışmış. "

"Ne demek başkasını tutmuşlar? Gelmiyor musun yani? Tek başıma mı kalacağım lan ben? Burada kimseyi tanımıyorum."

"Ulan Ege hala kendini düşünüyorsun. İyi eğlenceler sana."

"Tamam alınma hemen. Yolcu olarak gelirsin sen de."

"Gezinin fiyatından haberin yok herhalde. Ayrıca para biriktirmemiz lazım. Savurganlığa gerek yok. Gidip Tamer amca ile görüşeyim. Geziden sonrası için sana da iş bakarız hem. Haberleşiriz sonra.."

Tolga ile vedalaştıktan sonra Ege de süite geri döndü. Koca odada tek başına olmak tuhaf hissettirdi. Bir süredir bu gezinin planlamasını yapıyorlardı ve şimdi tek başınaydı. İşlerin planladığı gibi gitmemesi canını sıktı.

Bavuldan kıyafetlerini çıkarıp güzel bir duş aldı. Gitarını kontrol ettikten sonra düzgünce bir kenara koydu. Sabah uykusunu alamadığından biraz uyumaya karar verdi. Geminin kalkmasına 2 saatten fazla vardı ve akşam sahne almadan önce dinlenmek istiyordu.

Kapısının tıklatılması ile uyandı. Birkaç saattir uyuyordu ve gemi çoktan hareket etmişti.

İçeri gemi personelinden sarışın ufak tefek bir adam girdi.

"Efendim, yarım saat sonra diğer müzisyenlerle tanışmanız için güverteye bekleniyorsunuz."

Kafasıyla personeli onayladıktan sonra yüzünü yıkamaya gitti. Biraz ayılınca üzerine düzgün bir şeyler seçti ve güverteye indi. İçinden bateristi yumruklamak geldi ama önce tanışmalıydı tabii.

Selam güzel okurlarım. Desteklerinizi esirgemeyin.
Hepinizi çok çok seviyor ve keyifli okumalar diliyoruuum.💛☕

Yeni bölüm 15 voteden sonraa:)

OkyanusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin