Şarkı önerisi; Counting Stars
"Elektrogitardaki eleman değil mi şu?"
"Aynen o. Maşallahı varmış."
"Hande ben buradayım farkındasın değil mi?"
Grejuva. İstanbul'un en iyi mekanlarında çalan üç kişilik bir müzik grubu. Hande vokalde, Mert bateride, Onur da gitardaydı. Tanınmış oldukları için böyle etkinliklere katılmaya oldukça alışkınlardı. Kaptan elektrogitar için ısrar edince birini bulma işini ona bırakmışlardı. Onlara kalsa kendileri buraya yeter ve artarlardı.
Ege olabildiğince özgüvenli görünmeye çalışarak kendini tanıttı. Böyle grupların kendi aralarında ne kadar kibirli olabileceğini biliyordu. İyi bir ilk izlenim bırakırlarsa anlaşabilirlerdi.
"Merhaba Ege ben, yolculuk boyunca sizinle çalacağım."
Mert sahiplenici bir tavırla kolunu Hande'nin omzuna attı.
"Merhaba. Ben Mert gitardayım, kız arkadaşım, aynı zamanda vokalimiz Hande ve bateristimiz Onur."
Sıra ile söylenen memnun olduk faslından sonra Onur geminin barına gitmeyi teklif etti. Ege'nin aklındaki tek şey ise Onur'u geminin korkuluklarından aşağı sallandırmaktı.
"Demek elektrogitar çalıyorsun. Adını daha önce duymamıştık. Pek ünlü değilsin galiba. Kaptan nereden bulup tuttu acaba seni."
Hande'nin kırmızı rujunu taşırarak sürdüğü sinir bozucu ağzı oynadıkça Ege'nin içinden 'SUS ARTIK!" diye bağırası geliyordu. Barmenden bir bardak daha içki istedi. Kafası ne kadar iyi olursa o kadar çok katlanabilirmiş gibi hissediyordu.
Bardağı tam kafasına dikecekken birisi elinden çekip aldı.
"Akşam sahne var. Bir süre de olsa bizim grupta olacaksan sahneden önce sarhoş olamazsın kuralına uyman gerekiyor. Grup adımıı lekelemeni istemeyiz."
Bir Mert'e bir de elinden alınan bardağa baktı. Eğer para kazanacaksa bunlara katlanması gerekiyordu. Sinirle nefes verdi. Parmakları ile gözlerini ovuşturup kendini sakinleştirdi. Eğlenceli geçeceğini sandığı yolculuk kabusa dönüşecek gibiydi. Bıkkınlıkla nefes verdi.
"Tamam. Ben bir lavaboya gidip yüzümü yıkasam iyi olacak. Size iyi eğlenceler."
Ege lavaboya giderken Onur, Mert'in kulağına fısıldadı;
"Biraz tuhaf bir çocuk ama zararsız görünüyor. Çok üstüne gidip korkutma."
"Zararsız olsa da korkacak birine benzemiyor zaten. Neyse, işimizi görse yeter."
Ege lavaboya girdiğinde bir mide bulantısı bastırdı. Lavaboya eğildi ve nefes alışını düzenlemeye çalıştı. Titreyen ellerle lavaboyu açtı ve soğuk suyu yüzüne çarptı. Daha önce de gemi yolculuğunda bulunmuştu ve arada böyle bulantılar gelip gidebiliyordu.
Daha fazla midesindekileri tutamadı. Arkada bulunan tuvalete ağız dolusu kustuktan sonra sifonu çekti, lavaboda ağzını yıkadıktan sonra yavaş adımlarla süitine ilerledi. Kendini daha iyi hissediyordu. Biraz dinlendikten sonra yemek yer, sonra da sahne için hazır olurdu. Problem oluşturabilecek hiçbir şey yoktu. Her şey çok güzel gitmeliydi. Birkaç olumsuzluğun keyfini kaçırmasına izin veremezdi.
********
Güverte pek kalabalık sayılmazdı. Denizin kokusunu içine çekti. Hala görebiliyorken Antalya dağlarını ve limanını gözleri ile tekrardan ezberledi. Korkulukların önündeki oturma yerlerinden en boş olan kısmına oturdu. Saçları rüzgarla hafif hafif savrulurken etrafta süzülen martıları izledi.Kaptanın kalkış yaptıklarını bildiren sesi yankılandı.
Yatın çarşaf gibi denizi yararak ilerlemesini seyretti bir süre.
Yanına yaşlı bir teyze oturdu. Çantasından çıkardığı çikolatayı gürültülü bir şekilde açtı.
"Yer misin güzel kızım."
Cansu gülümseyerek reddetti yaşlı kadının teklifini. Bu yaşta neden böyle bir tura katıldığını da merak etti ama bir şey sormadı. Yaşlı insanlarla bir kez sohbete girersen asla susmayacaklarını iyi biliyordu. Aslında yaşlıları severdi ama tatildeydi ve kafa dinlemek istiyordu.
Ama kadın susmadı.
"Şimdi sen neden evinde torunlarıyla oturmak yerine böyle bir geziye katıldı bu kadın diye düşünüyorsundur."
Şaşırmıştı. Teyze resmen kafasını okumuştu. Kafası ile teyzeyi onayladı. Uzun bir hikaye dinlemeye hazırladı kendini. Kaçacak bir yeri kalmamıştı. Dinlemek zorundaydı.
"Ben rahmetli kocamla böyle bir gemi turunda tanışmıştım. Hayatımın en büyük şansıydı onunla tanışmak. O öleli on yıl oluyor hala unutamadım güzel gülüşünü. Pek bir yakışıklıydı. Tur boyunca gönlümü fethetmeyi başardı. Evlenip mutlu bir hayat sürdük. 40 koca yılı birlikte geçirdik.
Geçen yıl kalp yetmezliğinden vefat etti. Ben de onun hatırasını bir umut buralarda bulurum onunlaymışım gibi hissederim diye geldim. Tam senin yaşlarındaydım tanıştığımızda. Bakarsın sen de bulursun hayatının aşkını.."Yorulmuş gibi nefes almak için durdu. Ya da Cansu öyle zannetti çünkü kadın konuşmaya devam etmedi. Dudaklarını sımsıkı yummuş gözlerini denizin maviliğine dikmişti. Gençliği gözlerinin önünden geçiyor gibiydi.
"Başınız sağolsun teyzecim. Eminim eşiniz de sizi çok özlüyordur. Umarım aradığınızı bu gezide bulabilirsiniz."
"Sağol güzel kızım."
Cansu tekrar dalgaları izlemeye koyuldu. Akdenizden çıkıp Atlantik okyanusunun uçsuz bucaksız sularına geçmeyi sabırsızlıkla bekliyordu. Kim bilir kaç gün sürerdi..
"Akşamki konsere gidecek misin güzel kızım."
Konser mi? Evet, broşürde Grejuva grubunun çalacağı yazıyordu. Aslında bu akşamı odasında kitap okuyarak geçirmeyi planlıyordu ama bu grubu da ilk günden dinlememezlik yapmak istemedi.
"Gideceğim teyzecim. Baya ünlü bir grup tutmuşlar."
Yaşlı kadın gülümseyerek avcuna bir şey bıraktı.
"Bu kolye bileğindeki bilekliğin eşi. Buraya gelirken torunum beğenip almıştı bana. Böyle şeyler takmak için yaşlandım artık. Akşam bunu da takarsın. Beyaz tenlisin, yakışır sana."
Şaşırmıştı. Teşekkür ederek kolyeyi aldı. Kendi kendine Eylül'ün salaklığına güldü. Her yerde üretilen şeylerdi işte bunlar. Özel güçleri yoktu. Antalya'da her zaman turistleri kandırmak için böyle uydurma şeyler satılırdı.
Yaşlı kadına veda ederek odasına gitti. Kendine karidesli makarna sipariş etti. Geminin alt katında restoran vardi fakat tek başına restoranda yemek istememişti. Odasında yemek daha iyi olurdu.
Sipariş ettiği makarna gelmeden önce konserde neler giyeceğini bir kenara ayırdı. Her zaman planlı olmayı severdi. Konserde kafa dengi, yolculuğu birlikte geçirebileceği bir arkadaş bulabilmeyi diledi.
Kapısı nazikçe tıklatıldığında yemeğinin geldiğini anlamıştı uzandığı yataktan aceleyle kalkarak kapıyı açtı. Çok acıkmıştı..
Bölümlerin biraz yavaş ilerlediğinin farkındayım fakat ileride heyecanlı şeyler olacak.
Bu bölümleri karakterleri iyice tanımak için tanışma evresi olarak düşünebilirsiniz.
Şimdiye kadarki düşüncelerinizi yorumlarda belirtirseniz çok mutlu olurum. Her bir yorum kendimi geliştirmeme yardım ediyor.
Yeni bölüm 15 voteden sonra
Keyifli okumalar💛🌼
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okyanus
AdventureOkyanusla kaderleri birleşen iki gencin hikayesi.. Cansu ve Ege birbirlerinden habersiz aynı gemi ile bir geziye çıkarlar fakat hayatları asla tekrardan eskisi gibi olamayacak bir felakete sürüklenecektir. Okyanus'ta kaybolmak isteyenlere.. 23/05/2...