9- Hakemden istenen düşünme molası

7.8K 729 913
                                    


Keyifli okumalar...

💜💜💜

Medya: 2WEI - Toxic

Taehyung adımlarını hızlı hızlı atarak kendini dış kapının önüne attığında nefes alamadığının farkına vardı.

Birkaç saniyeliğine durarak titreyen elleriyle arabasının anahtarını bulmaya çalıştığı cebinde aradığını bulduktan sonra parmaklarını çıkardığı anda anahtarları düşürüp, bulunduğu yerde eğilmeden önce elini kalbine attı.

Kulaklarının uğultusundan başka bir şey hissedemezken eline çarpan kalp atışlarıyla öne doğru eğilerek daha rahat nefes almaya çalıştığında, basireti bağlanmışçasına deminki sahne kafasında çekim hatası yapılmış bir filmmiş gibi tekrar tekrar döndüğünden, deminki olaydan başka bir şeye odaklanamamıştı.

Gözlerini kapatarak kamburlaşmış bir şekilde nefeslerini düzene soktuğunda kalbinin üstündeki eli yukarı doğru kayarak boğazını buldu. Buradan bir an önce uzaklaşması gerektiğini hissederken kafasındaki uğultu hala devam ediyordu. Kaşları demin gerçekleşmiş olaya karşı çatılırken dişlerini sıktı.

Böyle bir hadsizlik yapılmış mıydı cidden kendisine? Kişisel sınırları bu derece ihlal edilmiş ve bir hiç uğruna aşağılanmış mıydı tepeden tırnağa...

Yutkunarak yerdeki anahtarları aldı ve ilerlemeye başladı siyah arabasına doğru.

...

Bu akşama uyacak içecek tercihini normalde sevdiği içkiler veya tatlı kahvelerden değil de sert ve acı bir kahveden yana kullanmıştı esmer sekreter. Nedenine gelinecek olursa, eh... Hayatına dair sevmediği şeylerin döndüğü gerekçesini verebilirdi Taehyung.

Bunlardan ilki yaklaşık yarım saat önce patronuyla, onun yatak odasında gerçekleştirdiği tensel temastı tabi ki. Bununla ilgili aklına yatan tek bir noktanın olmamasının yanında hissettiği şeylerden biri sinirdi elbet.

Yüksek konumundan dolayı Seul ve Han Nehri'nin güzel bir manzarasını sunan evinin ferah ve yerden tavana kadar olan camlarından birinin önünde duran siyah tek kişilik koltuğuna oturdu elindeki kahveyle.

Öyle sinirliydi ki kendini öfke problemleri olan biri gibi hissediyordu içten içe. Dizginleri sürekli elinde tutan biri olmasaydı sağa sola zarar verebileceğini bile düşünürdü Taehyung.

Dudakları porselen bardağın kenarına yaslanmışken karşısındaki manzaraya odaklanmak yerine başka her şeye gidiyordu kafası. Jungkook bu cesareti nereden alabilmişti ki?

8 yıldır elini eline yanlışlıkla değdirmekten bile yeri gelince çekinen patronu, nasıl kendinde böyle bir haddi bulabilmişti... Bilmiyordu Taehyung. Neyi kanıtlama derdindeydi ondan da önemlisi bunu bu şekilde nasıl yapabilirdi...

İş ilişkilerinin yanı sıra özel hayatlarındaki ilişkiyi de zedeleyecek böyle gelişi güzel bir hareketi tartışmalarının tam ortasında yapmışken, kafa karıştırmaktan başka bir halta yaramamıştı genç adam. Taehyung ona hiçbir şey söylememişti ki. Gerek erkeklerden hoşlanıyorum dediği zaman, gerekse ondan sonrasındaki küçük asi davranışlarında ağzını dahi açmamış, onun gelmediği yerde, Taehyung'un bizzat kendisi ona gitmişti aralarındaki ilişkiye verdiği değerden.

İyi niyet göstergelerine karşılık kavga başlatırcasına edindiği bu tutumdu Taehyung'u çileden çıkartan. Attığı her adımda uzaklaşmak veya yakınlaşmak yerine sözleriyle saldırmıştı. Bir de üzerine koskocaman bir adamı saçma sapan nedenlerle zan altında bırakmıştı. Hiç hoş değildi. "Tch..." Nehre odaklı gözleri baktığı yeri aslında görmezken başını salladı hafifçe iki yana.

Yes, Sir.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin