49- Patavatsız asansörün azizliği

1.5K 169 173
                                    

Merhaba!

Bölüm sonu yorum köşemize hepinizi beklerim.

Öpüldünüz. Ve...

Hepinize keyifli okumalar!

💜💜💜

Medya: Imagine Dragons - Sharks


Üzerine giydiği takımın yakalarını düzelten esmer, kaldığı rezidansın otoparkına inerken asansörün aynasından şöyle bir kendine baktı.

Uçuşları sonlandıktan hemen sonra apar topar eve uğramış, bir duş alıp üzerini değiştirmişti. Bir sonraki durağı ise ofiste yapacakları planlama ve strateji toplantısıydı.

Siyah spor arabasının sürücü koltuğuna oturduğunda, elindeki evrak çantasını şöyle bir yolcu koltuğuna fırlatarak ofise doğru sürmeye başladı.

O kadar acele davranmıştı ki saçlarının arkalarındaki kalan ıslaklığı hala hissedebiliyordu.

Arabanın klimasını sıcağa getirerek kısa yolculuğunu ofisin otoparkında tamamlandığında sakin bir şekilde siyah spor arabasından indi.

Asansöre adımlayarak son katı tuşladığında saat 1.40'ı gösteriyordu. Toplantılarına 20 dakika kalmıştı.

Asansör lobi katında durduğunda gözlerini devirdi. Tam öğleden sonra mesaisinin başladığı vakite denk gelmişti. Kapı açıldığında asansörü bekleyen kalabalığı görerek arkaya doğru adımladı.

Fakat kimsenin binmemesiyle kafasını kaldırarak insanlara baktığında kendisine bakıyor olduklarını gördü.

"Gelmeyecek misiniz?" Diye sorduğunda ona garip bir ifadeyle bakan güruh bir rüyadan uyanmışçasına asansöre doluştu.

Asansörün içerisinde tek bir çıt bile çıkmazken kaşları çatıldı hafifçe.

Neredeyse tüm katlarda durarak asansörden inen insanların kapıdan çıkmadan son kez çekingence kendisine bakmasıyla kaşları iyice çatılırken boğazını temizledi.

İneceği kata bir kat kala küçük ortamda bulunan son iki kişi de kaçarcasına asansörden indiğinde, sonunda yalnız kalmıştı.

Fakat bu bir ferahlık sağlamadı ona. Kaşları hala çatık bir biçimdeyken aynaya döndü.

Yüzünde diş macunu falan mı kalmıştı?

Sonunda duymayı umduğu ding sesi kulaklarına dolduğunda yüzünde bir gariplik olmadığını görerek aynaya bakmayı kesti ve katında indi.

Odasına doğru adımlarken gördüğü birkaç kişinin kendi aralarında konuştuğunu görerek onlara selam verdi.

"Merhabalar."

Adamlar konuşmayı keserek esmere baktıklarında birer çil yavrusu gibi dağılmışlar, içlerinden son kalan ise çekingen bir sesle "merhaba" diyerek kaçarcasına odasına gitmişti.

İnsanların bu garip hallerine karşın düşünceli bir şekilde kafasını yana eğdiğinde odasının kapısına gelmişti bile.

"Herkes bir manyak." Diye kendi kendine söylenerek günlerdir girmediği ikincil evine girdi.

Evrak çantasını kenara bırakarak saatini tekrar kontrol ettiğinde toplantıya 12 dakikası kaldığını görmüştü.

Jungkook gelmiş miydi bilmiyordu fakat onun yanına giderek kontrol etmek yerine telefonunu cebinden çıkarttı.

Yes, Sir.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin