5- Uyuyan güzel ve topuzlu prens

10.3K 830 666
                                    

Keyifli okumalar, öpüldünüz...

Medya: Eurythmics - Sweet Dreams

💜💜💜

Bütün misafirlerin uğurlanmasını beklemeden Jeon'un süitine çıkan iki adam, karşılıklı olarak yakalarındaki aksesuarları gevşetmiş, bir iki düğmeyi açmış oturdukları yerde rahatlıyorlardı. Süitte bulunan krem rengi koltukları oldukça zevksiz bulan Taehyung, yorgunluğa dayanamadan bunu bile önemsememiş, derin sesiyle oflayarak bacaklarını iyice açmıştı oturduğu yerde. Gözlerini kapadı sadece birkaç saniye için. Fakat uyandığında aynı şeyi söyleyemeyecekti. Çünkü gözleri açıldığında birkaç saniyeliğine olan uykusu, haddini çokça aştığını belirtircesine beyaz çarşaflarla karşılaştı.

Otel odasındaki yatakta olduğunu karşısında duran duvarların dizaynından anladı fakat anlamadığı iki şey vardı. Onlardan biri neden yatakta olduğu, diğeri ise belindeki ağırlık. Gözleri yavaşça ağırlığın kaynağına inerken onu sarmalayan bir erkek koluyla karşılaştı. Bu ilginçti işte.

Ne kadar yorgun olursa olsun en ufak sese uyanan veya yerini yadırgayan Taehyung gitmişti sanki. Deliksiz bir uyku çektiğini fark ederken yatağın içindeki sıcaklığı sevdi. Yorganın altından çıktığı an soğukla karşılaşacak olan bedenini koruma altına almak amacıyla arkasına doğru döndü fakat beklediği şey açık ve şişmiş gözleriyle ona bakan bir Jungkook değildi.

Kolun ona ait olduğunu çoktan anlamıştı anlamasına fakat uykuda yapılan bir hareket olduğunu düşündüğünden arkasına döndüğü an onu uyanık bulmayı beklememişti. Hele de kolu hala beline sarılı duruyorken.

Genç çocuk aniden doğrularak gözlerini ovuşturdu tembelce. "Günaydın hyung."

"Sana da günaydın Jungkook, uyuyakalmışım sanırım."

"Evet uyuyakalınca bende uyandırmadım seni çok yorulmuşsundur diye." Yatakta doğrulup oturur pozisyona gelirken üzerindeki gömleğin açık olan üstteki düğmelerini bağlamaya başladı. Jungkook'un o uyurken çıkarttığı çoraplarını alıp tekrar giyerek çocuğa döndüğünde üzerini çıkardığını gördü. "Teşekkür ederim."

"Rica ederim hyung-" Taehyung'un ayaklanmasıyla bedenini tamamen ona döndürdü. "Gitmeden önce kahvaltı etsek beraber? Duşa girecektim, hemen çıkardım."

Taehyung çaktırmıyordu asla. Bu durumun garipliğini, hatta şu anki konuşmanın ensesindeki tüyleri nedense diken diken ettiğini bilmiyorken çaktırmamaktan yanaydı her şekilde.

8 yılını beraber iş arkadaşı olarak geçirdiği genç adamla aynı yatakta uyumuştu. Böyle söylenince çok normaldi tabi. İki yakın arkadaş da beraber uyuyabilirdi, içip yan yana sızabilirdi. Normaldi böyle şeyler. Garip olan nokta ise şuydu; Taehyung normal bir insan değildi. Sınırların varlığına inanan bir insandı. Jungkook'la normal arkadaşlar gibi asla olmamışlardı. Hyung-kardeş ilişkisinde olsalar da bunu yalnızlarken yapabildiklerinden dolayı çoğu zaman patron-sekreter ilişkisine sahiptiler. Bu iki tanımda şu anda bulundukları durumu açıklamazken bir garip durum da şuydu.

Taehyung birileriyle uyuyamazdı. Tek uyuma alışkanlığından dolayı sevgilileriyle bile uyumaya çalıştığı vakitler hüsranla sonuçlanıyor, genç adamın gün boyu uykusuz, mor gözlerle dolaşmasına neden oluyordu.

Üzerinden çıkan gömleğiyle beraber karnındaki kasları sergilemeye başlayan çocukla kafasını hafifçe sallayarak kendine gelmiş, düşünce aleminden çıkmıştı Taehyung. Ağzından "Gitmem gerek." lafları dökülürken bir yandan da çocuğu takdir etmişti içinden. Beyni fazla mesai yaparak kaslarının kaç parçaya bölünmüş olduğunun hesabını yaparken boğazını temizleyerek ceketini aldı koltuğun üzerinden.

Yes, Sir.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin