21.Bölüm

1.3K 77 18
                                    

Size hediye olsun bu bölüm. Sınır dolsa bile bölüm 2 hafta içinde gelicek. Hediye olduğu için böyle. 2 hafta sonra sınır dolduğu taktirde haftada bir bölüm gelicek.

İyi okumalar

Ares'den

Sabah kendimi kapsülün yanında buldum. İrenamı izlerken uyuya kalmış olmalıydım. Camı öpüp ayağı kalktım ve gerildim.

Bı an önce güçlü bir büyücü bulmalıydım. Onlar çoğunlukla tek başına yaşarlar. Önce bir cadı köyü bulmalıydım. Orada güçlü cadıların yerini bilen biri olmalıydı ama sorun şuydu ki birsürü cadı köyü vardı.

Bildiğim kadarıyla 5 cadı köyü vardı. Hepside farklı yerlerde yaşıyorlardı. Bir cadı köyü büyülü orman daydı. Büyülü orman tehlikelerle doluydu. Devler, elfler ve sinirli perilerin yaşadığı yerdeydi.

Diğer bir cadı köyü ise Kutup dağlarında idi. Orası da tehlikeliydi.
Ejderha halimle oraya gidemezdim. Orada kar yağışı nerdeyse hiç  durmaz dı ve fırtına çıkabilirdi. Bu yüzden ejderha halimle gidemezdim.

Başka bir cadı köyü ise leoksen bataklığı nın bir yerlerin de olmalı idi. Ordaki yerler normal toprak gibi görünürdü ama bastığında görünüşün yanılttığını anlıyordunuz. Bastığınız toprak bataklığa dönüyordu hemen. Tek sorun bataklık değildi. Birde orada yaşayan bataklık devleri vardı. Oraya ejderha halimle gidicektim. Uçmak daha mantıklıydı. Zaten cadı köyüne yaklaştığımda hissettiğim cadı enerjisi artacaktı. Yani doğru veya yanlış yöne gittiğimi anlayabilecek tim.

Bir diğer cadı köyü ise okyanusun altındaydı. Oraya gitmek için bir su perisinden yardım almam gerekiyordu. Suyun altında ejderha halimle çok zorlanırdım. Bu yüzden insan halimle gidicektim. Orada da deniz kızları ve deniz erkeklerine dikkat etmeliyim.

Başka bir cadı köyü ise yerin altında ydı. Oraya gitmek için önce gökkuşağı mağarası'nı bulmalıydım. Oranın yerini ise sadece Pegasus lar yani sihirli tek boynuzlu atlar biliyorlar. Onlar bana yardım edeceklerdir.

Hangisinden başlamam gerektiğini bilmiyordum. Zaten yarın yola çıkıcaktım. Şimdi yolculukta bana lazım olabilecek malzemeleri almak kalıyordu.

Ayağı kalkıp son kez miniğime baktım. Ondan sonra önüme dönüp mağaradan çıktım. Ormanda hızlıca ilerlemeye başladım. Mağaraya dönerken buradaki şifalı bitkilerden topluycaktım. Ne olur ne olmaz diye.

Ormandan çıktıktan sonra ilk önce tırmanmak için pençeli halat, küçük iki kazma aldım. Büyük bir matara aldım O kampçıların kullandığı büyük çantalardan aldım. Sargı bezi ve hastanelerde kullanılan bantlardan aldım. Normal bant, çadır, yer yatağı , çakı , çakmak ve konserve yemek almayı unutmadım. Sanırım tek kalan sıcak tutacak giysiler almak kalmıştı.

Giysi, mont ve bot aldıktan sonra hazırdım. Ormanda ilerlerken unuttuğum şeyle sinirle geri döndüm.

Pamuk ve batikon almayı unuttum. Hemen yakınlardaki bir eczane' den pamuk ve batikon' u aldıktan sonra ormanda yola çıktım. Patikadan ilerlemiyordum.

Şifalı bitki'yi aramaya başladım. Bu ormanda bulacağım dan eminim. Bu ormanda farklı farklı bitkiler yetişiyordu. Hem zehirli hemde şifalı bitkiler yetişiyordu. Bitkiyi bulduktan sonra biraz topladım. Yeterli olacağını düşündüğümden toplamayı bıraktım ve çantaya yerleştirdim. Bitkinin diğer sevdiğim özelliği ise kurumamasıydı. Haftalarca kurumadan durabiliyordu.

Ayağı kalkıp mağaraya doğru yürümeye başladım. Miniğimi özlemiştim. Mağaraya vardığımda çantayı kenara bıraktım ve miniğimin yanına gittim.

Çok zordu. Görüpte saçlarını okşayamamak, kokusunu içine çekememek, o aşık olduğum gözlerini görememek beni bitiriyordu.

Hepsi benim suçum du ama bunu telafi edecektim. Onu geri getirecektim ve çok mutlu yaşayacaktık. Bunun için biraz daha sabretmem gerekiyordu.

Her nekadar birşey yemem gerekse bile aç hissetmiyordum.
Onsuz hiçbir şey yapmak istemiyorum. Elimi kapsüle yaklaştırdım.

A: Seni çok özledim İrena... Kokunsuz nefes alamıyor, sen derin bir uykudayken bende senin duygularını, mimiklerini,gözlerini düşünüyorum. Böyle ayakta duruyorum ben.

Gözyaşlarım akmaya başlamıştı. Hayatımda ilk kez biri için ağlıyorum. Miniğimi görmeden önce hayatımın ne kadar boş olduğunu anladım. Zaten o zamanlarda tek gezerdim ben.

Sevgili işleri hoşuma gitmez. Hatta erkek arkadaşım bile yok denebilir di. Çok az vardı. Onlarda sihirli boyuttaki arkadaşlarım. İnsanlarla pek anlaşabildiğimi söyleyemeyeceğim.

A: Küçüklüğünü özellikle çok seviyorum. Çok tatlıydın. Hâlada öylesin. Tatlı, şirin, güzel...

Flashback

Miniğim dışarıda ağaca bağlanmış salıncakla sallanıyordu. Aklına birşey gelmiş olmalı ki durdu ve salıncaktan inip zıplamaya başladı. Aklına girdim ve aklındakiyle kahkaha atma istediğimi dizginledim.

Aklındaki çikolata ve abur cubur lardı. Babannesi hayatta izin vermezdi. Çünkü miniğim sebze yemeklerini filen yemiyor, babannesi de yemediği için küçük cezalar veriyordu. Mesela bu seferki ceza sebze yemeğe başlayasıya kadar abur cubur yasak.

Miniğim in aklına babannesinin ona abur cuburu yasaklaması gelince gözlerindeki parıltılar sönmüş, salıncağa yavaşça oturmuştu ama sallanmıyordu.

Aklıma gelen fikirle markede yürüdüm. Birkaç çikolata, draje şekerlerden aldım ve demirden kalpli saklama kabına yerleştirdim.

Minik postide de şöyle yazdım.

"Bunlar senin için miniğim. Babannene söyleme ki abur cubur larını almasın :) "

Miniğim abur cuburu çok sevdiğinden babannesine söyleyeceğini pek düşünmüyorum.

Miniğim in arkası bana dönükken sessiz vehızla biraz yaklaştım. Kutuyu bırakıp hızla ağacın arkasına saklandım. Miniğim arkasını döndüğünde yerdeki kalpli kutuyu gördü ve hızla yanına gitti. Önce sağına soluna baktı, ondan sonra da kapağı açtı.

Çikolataları görünce gözlerinin patladığında yemin edebilirdim. Bu haline kısık sesle güldüm ve arkamı dönüp oradan ayrıldım.

Flashback Son

Miniğimin o tatlı halini düşünüp biraz güldüm ve gözlerimi kapattım. Uyumak zorundaydım.

Bölüm sonu!

)Bölüm nasıldı?

)Sınır: 20 yıldız. Sınır dolsa bile bölüm 2 haftaya gelicek.

)Sizce bizi nasıl maceralar bekliyor?

Sizi seviyorum çikolatalarım ❤️🍫 Kendinize iyi bakın :)

Ejderha'nın Özlemi ( İmkansız Aşk Serisi Kitap 2 )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin