İyi okumalar
Ares'den
Gözlerimi açıp hızla doğruldum. Son kez miniğimin yanına gittim. Kapsülü açıp miniğimi anlından öptüm ve kokusunu içime çektim.
Kapsülü geri kapatıp çantamı omzuna taktım. Büyülü ormana insan halimle gidicektim. Son kez miniğimin yüzüne baktım.
Ejderha'ya dönüştüm ve büyülü ormanın olduğu tarafa doğru uçmaya başladım. Büyülü ormanda hiçbir şeye inanmamam gerekiyordu. Ayrıca herhangi bir bitkiye veya hayvana da zarar vermemeliydim çünkü orman kendini savunuyordu. Birde onlarla uğraşarak zaman kaybedemezdim.
Büyülü ormanın girişini görünce alçalmaya başladım. İndikten sonra insan halime dönüştüm. Şimdi ormana nasıl gireceğimi bulmalıydım çünkü orman kendi ürettiği kalkanlarla korunuyordu. ( Aresin söyledikleri : Ares bu renkte olucak. Gardiyanın söyledikleri: Gardiyan şeklinde olucak)
"Hey sen kimsin!"
Bu kapıyı koruyan gardiyan olmalıydı. Karşımda hem bitki hem insan karışımı canlı görmeyi beklemiyordum.
"Büyülü ormana girmem gerekiyor"
" Ne için ormana girmek istiyorsun?"
"Ormanda yaşıyan cadıları bulmalıyım"
Gardiyan ciddi olduğunu yüz ifademden anlamıştı.
"Emin misin? Büyülü orman tehlikelerle dolu. Ayrıca cadıların ormanın neresinde yaşadığını biliyor musun?"
"Bilmiyorum ama başka çağrem yok. Onları bulmak zorundayım"
"İstersen yardımcı olabilirim. Cadıların yaşadığı yere gidiş yolunu biliyorum"
"Ormanın girişini koruman gerekmiyor mu?"
Omuz silkti.
"Kalkan onu koruyor zaten. Hem uzun zamandan beri burada gardiyanlık yapıyorum. Buraya gelen ilk sensin."
"Peki o zaman bana yardımcı olabilirsin"
"Adım Tomy"
"Bende Ares. Kalkandan nasıl geçeceğiz?"
" Aslında basit. Ben gardiyan olduğum için kalkanda küçük bir kapı açabiliyorum"
Kalkanın yanına geldi ve elini kalkana koydu. Gözlerini kapatıp birşeyler fısıldadı ve kalkanda kapı büyüklüğünde geçebileceğimiz alan açıldı. İkimiz birlikte kalkanın içine girdik. Kalkan biz girmemizle birlikte eski halini almıştı.
Biraz yürüdükten sonra yol üçe ayrılmıştı.
"Sağdan ilerleyeceğiz"
Sağ taraftaki yola sapıp yürümeye başladık. Umarım aradığımız cadılardan birinin yerini biliyorlardır.
Tomy in üzerime atlamasıyla kendime geldim.
"Ne oluyor?"
"Ayakta mı uyuyorsun sen, saldırıya uğruyoruz"
Etrafa baktım. 2 dev karşımızda duruyordu.
Tomy e bir devi gösterdim. Oda kafa salladı. Dev elini benim olduğum yere doğru hızla savurunca kendimi yana attım. Ejderha' ya dönüştüm. Şimdi hemen hemen aynı boydaydık.
Dev ejderha'ya dönüşmemden dolayı şaşkın duruyordu. Şaşkınlığını fırsat bilip pençe darbesi indirdim. O hızla yere çakıldı. Son olarak ağzımı açarak ateş püskürttüm.
Alev püskürtmeyi bıraktığımda devin olduğu yerde kül yığını dışında birşey yoktu. Tomy' e doğru döndüm. Devi sarmaşıklar sarmıştı ama fazla tutabilirmiş gibi durmuyordu. Ağzımı açıp ona da ateş püskürttüm.
Tomy bana doğru dönünce şok olmuştu. Önce etrafa baktı ondan sonra ben olduğumu anladı.
İnsana dönüştüm ve patikadan ilerlemeye başladım. Durup arkama baktım Tomy aynı yerinde duruyordu.
"Hadi gelsene"
Kendine gelmiş gibi silkelendi ve yürümeye başladı. Yanıma geldiğinde bende yürümeye başladım. Bu orman hiçbir ormana benzemiyordu. Normal ormanda temiz hava alırdın ama burada aldığım hava bunaltıcı bir havaydı. Birde peri sihri yüzünden yayılan koku vardı. Ormana ilk girdiğimizde bu koku yüzünden bayılabilirdim.
Yine bir yol ayrımı çıktı. Bu sefer 2 ye ayrılıyordu.
" Garip, burada yol ayrımı olmamalıydı"
"Yolu bildiğine emin misin?"
Bana sertçe baktı.
"Tabiki biliyorum. Ormanın oyunu olmalı. Ama hangisi doğru yol ki?"
"Hatırlamaya çalış. Yolun yanında herhangi bir nesne filan varmıydı?"
Tomy biraz düşündü. Aklına birşey gelmiş gibi heyecanla gözlerini gözlerime dikti.
" Yolun sol tarafındaki ağaçta bir oyulmuş bir sembol olmalı"
Şaşırmıştım.
"Ağacımı oydunuz? Hani bitkiler kendini savunurdu?"
" Oyan ben değil arkadaşımdı. Ayrıca oyduktan sonra hastanelik oldu ama şuan durumu iyi"
" İkimiz ayrılalım ve yolların sol tarafına bakalım"
Kafasıyla beni onaylayıp ağaçlara bakmaya başladı. Bende bakmaya başladım.
"Buldum!"
Hızla yanına doğru yürüdüm demekki bu yoldan ilerliycektik.
"Hadi gidelim"
Birlikte ilerlemeye başladık. Biraz ilerleyince karşımıza bir açıklık çıktı. Açıklıkta minik minik evler vardı. Birsürü kadın vardı. Bir kadının elindeki çocukla kaşlarım çatıldı. Bildiğim kadarıyla cadılar evlilik yapmazlardı. Zaten etrafta bizden başka erkek yoktu.
Kadınlara doğru yaklaştık. Bir kadın gözlerini bana çevirdi.
"Burada ne işiniz var?"
"Birşey öğrenmek için geldik. Güçlü cadı tanıdığınız varmı? "
" Hayır yok. Biz burada beraber yaşıyoruz ve ormandan daha önce çıkmadık. Yani dışarıda tanıdığımız yok. Siz ne için güçlü bir cadı arıyorsunuz?"
"Sevdiğim kız öldü ve onu diriltmek istiyorum"
Kadının gözleri kısıldı.
"Bunun ne kadar zor birşey olduğunu biliyormusun? Diriltmeyi her cadı yapamaz.
" Bu yüzden güçlü bir cadı arıyorum. Burada yoksa diğer cadı köylerine bakmam gerekiyor. Tomy ormandan çıkıp gardiyanlığa devam edicek misin?
"Evet. Gardiyanlığa geri dönmem gerekiyor.
Cadı köyünden ayrıldık ve geldiğimiz yolu geri döndük. Kalkan kendi kendine geçmemiz için alan açtı. Çıktıktan sonra Tomy ile tokalaştık.
Telefon numaralarımızı birbirimize verdik. Ben ejderha'ya dönüşüp mağaraya uçmaya başladım.
Bölüm sonu!
Sınır: 20 yıldız.
NOT: Sınır dolmadan bölüm gelmiycek.
)Bölüm nasıldı?
)Tomy'i sevdinizmi?
)Büyülü ormanda bulamadılar sizce neredeki cadı köyünde sorularının cevabını alıcak Ares?
Sizi seviyorum çikolatalarım ❤️🍫 Kendinize iyi bakın :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejderha'nın Özlemi ( İmkansız Aşk Serisi Kitap 2 )
FantastikSerinin 2. kitabıdır. Öncelikle Ejderha'nın Tutsağı kitabımı okumanız gerekmektedir. ------- Genç adam, öfkeliydi kendine... Hemde ölesiye nefret ediyordu kendinden... Sevdiği kadını koruyamamıştı... Kollarında can vermişti sevdiği. Can çeke çeke öl...