28/Go to hell

483 53 53
                                    

"Uzun süredir sessizce birbirinize baktığınıza göre tanıştığınızı farz edebilirim?"

Şaşkınlıktan açılmış ağzımı kapatmayı yeni hatırlamıştım. Noah ayağa kalkıp,bana yürüdü.

"Evet,Dave,Tanrı aşkına,bana neden bundan bahsetmedin?"

Dave omuz silkti.

"Sürpriz yapmak istedim. Amacıma fazlasıyla ulaştım."

Kendi kendine gülerken,biz sadece bakışmaya devam ediyorduk.

"Üzgünüm," dedi. "Seni öğle yemeğine çıkarabilir miyim? Şu an ne diyeceğimi bilmiyorum."

Başımı salladım. "Tabi!"

Rahat bir nefes aldı. Suratına yerleşen gülümsemeden hemen sonra bana sarılmak için kollarını belime doladı.

Birlikte binanın yakınlarındaki gereksiz lüks bir restorana girdik. Buraları hiç sevmezdim. Trilyonlarım olduğunda bile McDonald's hayranı olacaktım.

"Seni bir daha göreceğimi hiç sanmazdım! Tanrı aşkına..."

Kıkırdadım. "Biliyorum! Ben de döneceğimi sanmazdım. Neler yapıyorsun? Burada çalışacağın aklımın ucundan bile geçmezdi."

Başını salladı. "Biliyorum. Kadere inanır mısın? Karşılaşmamızda kesinlike kaderin işi var!"

Suratımı buruşturdum.

"Oh,hadi ama...bari biraz değişseydin?"

Saçlarına yaptığı yeni şeyden hoşlanmıştım, giydikleri de kesinlikle okul formasına benzemiyordu.

"Ne zamandır Dave'le çalışıyorsun?"

Dudağımı büzdüm.

"Sanırım 2 ay olacak. Bu sürede adını bile duymadım."

Dudağını dişledi.

"Evet,balayımdaydım. Dave böyle zamanlarda beni aramaz bile. Aile gibi olduğumuzu söylemiştir. Sokaktan geçen herkese söylüyor."

Gözlerimin kocaman olduğuna emindim.

"Balayı? Evli misin? Oh. Bunu beklemiyordum."

Başını salladı.

"Söyleyebileceğim tek şey kafayı bulup önüne gelenle yatma,sonra kızın biri çıkıp hamile olduğunu söylüyor ve bir bakmışsın, evlenmek zorunda kalmışsın ve 4 ay sonra iki bebeğin olacak."

Büyük bir şaşkınlıkla güldüm.

"Dalga geçiyorsun! Tanrım! İkiz mi?"

İç çekti. "Evet,evet..."

Bu kesinlikle benim yaşadığım onca şeyden daha olaylıydı. Şu an kendimden bahsetmekten bile utanıyordum.

"Evlenmek zorunda mıydın? Yani,bir kızım var ve evli değilim."

Tabi bunun ne kadar süreceğini bilmiyordum.

"Oh,evet. Ailesi biraz şey...sıkı? Doğru kelime bu mu bilmiyorum. Ama Ellie kendini öldürmekten falan bahsetti,yoksa babası bunu yapacakmış."

Dudağımı dişledim. "Siktir. Üzgünüm."

Omuz silkti.

"Biriyle birlikte misin? Babası kim?"

Gözlerimi kaçırdım.

"Oh," dedi. "Anladım..."

Bunu konuşmak hiç iyi hissettirmiyordu. Keşke soru sormalarına engel olarak onlarla takılmamım bir yolu olsaydı.

Faith // Harry StylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin