1

8 0 0
                                    

Sabah yüzüme gelen güneş ışığı ile araladım gözlerimi . İçimdeki huzursuzluk uyanır uyanmaz baş göstermiş beni rahatsız etmişti. dönüyordum bugün yıllar önce duvarlarını benim acım ile süslemiş olan memleketime veya cehennemime geri dönüyordum. Bahri baba zorlamasa Mardine  kesinlikle ayak basmaz hatta adını bile anmazdım ancak o isteyince bende akan sular duruyordu. Bahri kim diyorsunuz şimdi bana öz babamdan bile daha çok babalık yapan beni düştüğüm bataklıktan kurtaran adam tek kahramanım . bundan altı yıl kadar önce ailem dediğim insanlardan son darbemide yemiştim oysa ben babamın küçük prensesi annemin masum meleği abilerimin canıydım bir anda değişmişti bana olan tavırları hepsi sessizleşiyor babamın hakaretleri konuşuyordu abilerim başlarını yere eğmiş öylece bekliyolardı. Neden beni korumuyolardı ya da babama ne yapmıştımda benden bu kadar nefret eder olmuştu.  Bir gün eve düşünceli geldiğinde ağzından çıkan tek kelime evleniyosun olmuştu . İdrak ettiğimde ne kadar karşı çıksamda başaramadım. Artık sevdiğim adamın işe koyulup beni bu kabustan uyandırması gerekiyodu. Karan Haznedaroğlu sevdiğim adam Mardinin genç ağası 20 yaşına geldiğinde babası tüm sorumluluğu ona emanet etmişti . Karan babamdan beni istediğinde vermiyor baban yeni kocanla mutluluklar diyerek telefonu yüzüme kapatmış bir daha da açmamıştı benim dağlar kadar büyük sandığım sevda taş olup ayağıma takılmıştı. O gece evden kaçarak saatlerce yürüdüm bir süreden sonra yığılıp kalmışım beni Bahri babanın adamları bulmuş ben iyi olasıya kadar baba başımdan bir dakika ayrılmamıştı . O  günlerden sonra ben onu babam o beni evladı yerine koymuş sadreddin abimden, Nil den ,Oğuzdan,Mertten hiç ayırmamıştı . Sadreddin abim hariç hiç birimiz öz evladı değildik ama bir kere bile bize yansıtmamıştı. O bizim olduğu kadar yer altı dünyasınında babasıydı herkes ona saygı duyar el üstünde tutardı. Bir oğlunu uyuşturucudan kaybetmişti bahri baba bu yüzden  bu uyuşturucu işlerini yapanların hep enselerindeydi binevi kendi adaletini kendisi sağlıyordu . Onun yanında hayatta nası kalınır onu öğrenmiştim acıdan kıvransamda dışımda yaprak kıpırdamıyordu artık. İnsanlığa karşı garip bir öfke ile dolmuştum Bahri baba, Sadreddin abim,Oğuz,Nil ve Mertten başka kimseye buzdan maskemi indirmiyordum . Yani anlıyacağınız seneler benden duygularımıda alıp götürmüştü. Neyse biz  artık bu güne dönelim Bahri baba iki hafta önce dönmüştü mardine aslen oralıydı ama istanbulda yaşamayı tercih etmişti. iki haftadır çeşitli bahaneler ile gitmeyi reddeden ben başka çaremin kalmadığını anlayarak oğuz ile bana bilet aldım Nil , Sadreddin abim ve mert , baba ile gitmişlerdi. oğuz benim yanımda kalmak isteyince bir tek ikimiz kalmıştık. Düşünceler ile geçen saatin farkına varamayıp hemen hazırlanmaya başladım bir iki bir şey atıştırdıkdan sonra evden çıkıp havalimanına doğru yola koyuldum. Oğuz ile uçağa bindiğimizde o direk uyuya kalsa da ben içimdeki sıkıntıyla boğuşmuştum. Sonunda Mardine iniş yaptığımızda babanın bizim için yolladığı arabanın şoför koltuğuna yerleştim . Verdikleri konuma geldiğimizde sıkıntım 3 katına çıkmış bedenim ve zihnim resmen sarsılmıştı. Haznedaroğulları'nın karşı konağına gelmiştik. Koca mardinde gerçekden burada mı kalacaktık kafam allak bullak olmuş sesler uğuldamaya başlamıştı . Oğuz beni sarstığında kendime gelir gelmez  ona baktım bana endişeli gözler ile bakıyor ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. 

"Gece iyi misin güzelim"

"iyim iyim dalmışım öyle kusura bakma" inanmamış olacak ki gözleri bi süre taradı yüzümü ona içten bi gülümseme sunduğumda ikna olmuş gibi indi arabadan. Konakta iki hoş geldiniz faslından sonra herkes odalarına dağılmıştı. Bir süre sabah erken kalkıcağımı savunarak uyumak için debelensemde başaramamıştım. Kalkarak terasa doğru adımladım etrafı inceledikten bir süre sonra gözlerim karşı terasa deydi . Karan kardeşleri mirzan ve ceylin ile oturuyordu. bir süre baksamda içimde filizlenen öfke yumruklarımı sıkmama neden olmuştu. Ben eski Gece değildim ne sevda kalmıştı ne aşk ne de karan.  Hepsini ömrümden bir daha gelmemek üzere yolcu etmiştim. Bakışlarımı ordan çekerek odama adımladım bir süre daha debelendikten sonra bir iki  saatte olsa sonunda uykuya dalmıştım.

KARANDAN...

Sabah alarmımın sesiyle gözlerimi açtığımda bakışlarım yine karşı duvardaki gecenin portresine kaymıştı her sabah olduğu gibi. 6 yıldır ondan hiç bir şekilde haber alamamıştım. Almama izin vermemişlerdi çünkü . Kalbimdeki sızı öldürmesede yaşatmıyordu işte . Ayaklanarak banyoda rutin işerimi halettim üzerimi giyinip kahvaltıya indim . Evimizin küçüğü,neşesi ceylin yine tüm aileyi eğlendiriyordu onlara katılıp keyifli bir kahvaltı yaptıkdan sonra ayaklandık anamlarda bizi uğurlamak için kalktığında hep beraber kapıya doğru yol aldık. Kapıyı açıp çıktığımız da karşı konakdanda gülüşürek bir grup insan çıkmıştı . Gözüm aralarından sadece birinde takılı kalmıştı baştan aşağı siyah olan gönlümün çiçeği gecem . Buradaydı karşımda ama gözleri bana bir kez değmiş boşa bakar gibi  bakmış sonra yanındaki herife dönmüştü. hepimiz şaşkındık çok ilginç bir şey görmüş gibi kocaman açtığımız gözlerimiz ile Geceye bakıyorduk . Ceylinin şaşkınlık dolu nidası yükseldi sokakda .

"Gece abla sen,senin ne işin var burda" Gece bir süre ceyline baktı 

"bazı işlerimiz vardı onun için geldik" buz gibi sesiyle bu cümle dökülmüştü dudaklarından . Dünya üzerindeki en güzel melodi gibiydi sesiydi. Hala gözleri ısrarcı bir biçimde bana değmiyordu . Mert ve Nil hanımı daha önceden tanıyorduk iş yapmak üzere olduğumuz bahri ummanın adamlarıydı ama Gece ? Oda mı onlardan biriydi e ama bu bahri mafya değil miydi gecenin bu adamın yanında ne işi vardı ? Bizim ortak olduğumuz işte gecenin ailesi yani Barlaslarda vardı. Biliyor muydu ya da bilse bu kadar sakin karşılar mıydı ? Mert bu anlamsız bakışmaya son vermek adına yine tüm enerjisi ile konuştu.

" günaydııınn haznedaroğullarıııı" babam hafif tebessüm ederek cevap verdi 

" günaydın merrt oğlum" ben hala mimlenmiş gibi geceye bakıyordum ancak o bir an olsun dönüpte bakmamıştı bana  Hiç mi özlememişti ? Sahi bunu sormaya hakkım var  mıydı 

yanındaki uzun boylu esmer yakışıklı bir herif vardı . Sürekli ona bakması ayarlarımla oynamış sinir kat sayımı arttırmıştı. Tam geceye bir şey söyleyecekken adamın bana bakıp geceye gülerek

"hadi karıcım işe geç kalıyoruz " demesiyle yerimde kalakalmıştım . Ellerim istemsiz yumruk halini almış boğazımdaki damar belirginleşmişti. Soğuk soğuk terliyodum yolunu gözlediğim kadın evlenmişti kalbimin tam üstüne tarifi imkansız bir sızı çökmüştü. Gecede sırıtarak adamın koluna girdi hepimize kafa selamı vererek arabanın şoför koltuğuna yerleşti. Son bir kez bana baktığında yine bom bomştu bakışları. O gözlerde sevgiyi aşkı görmüşken bu boşluk beni her an öldürebilirdi. Onlar gittikden ancak uzun bir süre sonra kendime getirebilmişti anamgil beni.Sedirlere oturduğumuzda  yavaşca uzandım anamın dizlerine . 

"çok güzel olmuş demi ana . Eskidende çok güzeldi benim gönlümün çiçeği. Sahiden evlenmiş mi yani. Yapmaz ana yapmaz demi" ağlamaya başlamıştım artık . Kalbimi tutarak anamın şefkat dolu gözlerine baktım . 

"Çok acıyor ana nefes aldırmıyo" elini benim kalbimin üzerine koyarak gözlerimin ta içine en derinlerine baktı.

"geçecek oğlum geçecek bunlarda geçecek yormayasan güzel kalbini" 

Geçmiyodu işte 6 yıl boyunca sızım sızım sızlamış benden geriye hiç bir koymamıştı bu sevda. Her gün ona ettiğim laflar ,çaresiz bırakışımla cayır cayır yandım. Ben zamanında onun için ondan vazgeçmiştim...

Gecenin En Güzel TonuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin