GECEDEN...
Oğuzun bana ne zaman bir erkek baksa yaptığı karıcım muhabettini karanın bana uzunca bakışlarından sonra orda da da yapmıştı . Karanın boğazında ki damar belirginleştiğinde bu olaya bozulduğunu fark etmiştim ah canım ya yıllar önce göt gibi ortada bıraktığı kadının evlenmiş olma düşüncesi koymuştu tabi bey efendiye . Umrumda değildi Karanı kafamdan tamamen silip atıcaktım en kısa sürede burdaki işlerimi düzene koyup İstanbula geri dönecektim. Bahri baba artık dönmeyi düşünmüyordu İstanbuldaki işleride bizim yöneteceğimizi söylemişti . Nil yarın dönerek ordaki işlere bakacaktı. Şirkete geldiğimizde direk işlere koyulmuştuk Oğuzla. Aradan geçen 8 saatin sonunda yorulduğumuza kaanat getirerek çıktık şirketten dışarı da yemek yiyip eve öyle dönmüştük. Oğuz benim en yakınımdı abim,sırdaşım,dostumdu. Bu güne kadar yanımdan bir dakika ayrılmamış bir derdim olduğunda hemen koşup halletmişti . Eve geldiğimizde herkes odalarına çekilmişti. Üstümüzü değiştirdikten sonra terasda buluşmaya sözleşip ayrıldık. Geri döndüğümde oğuz oturma gruplarına oturmuş elinde iki kahveyle beni bekliyordu bende yanına kurulduğumda bir süre boşluğu izledik. Oğuzun derin derin kıvranmasından ağzında bir bakla yattığı kesindi ama bir türlü söyleyemiyordu.
"Oğuz dökül hadi kardeşim"
" o kadar mı belli be "
" bir saattir kıvranıyosun dibimde hadi söyle de kurtul"
"ay ne zormuş bi dakika dur" dikleşip nefesini kontrol ettikden sonra pat diye söylemişti
" ben nilden hoşlanıyorum hatta aşığım" ağzıma aldığım kahveyi biran da püskürtüvermiştim. ağzımdan tüm konakda yankı yapan ne! nidası dökülmüştü. Karşı konağın terasına gözüm çarptığında onlarında benim haykırışımdan bize döndüklerini gördüm .
" kızım ne bağırıyosun ya "
" ne demek nile aşık oldum ne zaman oldun lan biz beraber büyüdük sen yan gözlemi baktın kıza" diyerek oğuzu şaplaklamaya başladım.
"ya kızım bi dur ya daha yeni bi şey yani bilmiyorum belkide sadece bir hoşlanmadır ama onu görünce sanki içimden ılık bir şey akıp gidiyo. Gözlerine günlerce baksamda sıkılmam gibi. " bir süre yüzüne boş boş baktım. Sonra içimdeki sevinçle şakımıştım.
" ayyyy aşık olmuş benim safım gel buraya" sarıp sarmalamıştım onu nede yakışırlardı nille ama acaba nilin gönlü var mıydı. En kısa zamanda onunda ağzını aramak farz olmuştu . Oğuzla ayrıldığımızda ellerini güven verircesine tuttum .
" ben gider ağzını ararım nilin merak etme sen "
"bi tanesin bi tane benim fıstığım" diyerek yanaklarımı sıkmaya başlamıştı eline vurarak yanaklarımı düşman istilasından kurtarmıştım. Biraz daha oturdukdan sonra oğuz uyumak için odasına gitmişti. uykum olmadığı kaanatine vararak biraz daha oturmaya karar vermiştim. Gözlerim tekrar karşı terasa kaydığında Karanında tek başına oturduğunu görmüştüm . Ayaklanarak demirlere doğru geldi biraz beni süzdükden sonra ağzının içinden bir şeyler homurdanıp tekrar gözlerime baktı. Ardından sessizce "kapıya çıkar mısın sadece 5 dakika " dediğinde içimdeki meraka sahip çıkmayarak olumlu anlamda kafamı salladım . Ayaklanarak kapıya çıktım o gelmiş beni bekliyordu . gözleri gözlerimi bulduğunda benim ruhsuz bakışlarımın aksine onunkiler şefkat ile bakıyodu . bir süre ne diyeceğini bilememiş olacak ki sustu.
" bakışmak için mi çağırdın beni haznedaroğlu"
"nasılsın " ruhsuz bir gülüş savurdum
"iyi" bir süre daha yüzümü inceledikden sonra bir adım daha yaklaştı bana
"gerçekden evlendin mi gece" bakışlarımda hiçbir değişiklik olmamıştı aksine damarlarımda ki öfke daha çok artmıştı onaneydi .
"Sanane "
" sana bir soru sordum gece gerçekden evlendin mi sildin mi beni"
" sen benim geçmişimdeki yaralardan sadece bir tanesisin mazi oldun haznedaroğlu . seni sildim seni yerin yedi kat altına gömdüm . çıkma benim yoluma yakarım canını" gözlerime bir süre acı çeker gibi baktı dokunsam ağlayacak gibi duruyordu . umursamadım o benim için bir hiçti artık yanan kalbim öyle demesede beynim sürekli bunu vurguluyodu.
"Biliyomuydun sizinle iş yaptığımızı ve babanların yani barslarında bu işe dahil olduğunu" bilmiyordum bi an afallasamda toparladım kendimi
" evet biliyordum ama umursamadım bahri baba doğrusunu bilir"
"bahri baba kim gece allah aşkına kendine gel o adam mafya babası değil mi senin onun yanında ne işin var" acaba benimde belimde silahla gezdiğimi hatta ellerimde sayısız insanın kanı olduğunu bilse ne tepki verirdi. sert bir bakış atmış ardından hiç bir şey söylmeden eve girmiştim. Yorgundum hem ruhsal hem bedensel. Buraya gelmek yıpratmıştı beni . odama geçerek derin bi uykunun kollarına bıraktım kendimi. Sabah kalktığımda herkes kahvaltı masasında beni bekliyordu güzel bir kahvaltının ardından şirkete giderek işe koyulmuştuk. Nil sabah erken saatlerde İstanbula dönmüştü oğuzun gözü yaşlı tabi . Nil geri döndüğünde ilk işim ağzını aramak olacaktı . Uzun bir iş günün ardından arabama atladığım gibi eve dönüyordum telefonum çaldığında bahri babanın aradığını görerek fazla bekletmeden açtım.
"efendim baba"
"gece kızım Mehmet Haznedaroğullarında yemekteyiz bu akşam iş konuşacağız sende direk buraya gel" sıkıntılı bir nefes verdiğimde onaylayarak eve geçip üzerimi değiştirdim. konağın önüne çıktığımda hariçten 2 siyah lüks araba daha vardı . haznedaroğulları konağına girdiğimde artık kendimi kesecek boyuta gelmiştim . Ben ne kadar kaçmaya çalışsamda her zaman istemediğim ot burnumun dibinde bitiyordu ...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin En Güzel Tonu
Chick-LitAilesi ve sevdiği adam tarafından bir bataklığa sürüklenen kadın artık adı gibi karanlığa dipsiz bir kuyuya gömülmüştür. Barlas aşiretinin ortanca kızı Gece Barlas. En ihtiyacı olduğu dönemde sevdiği adamdan da darbe yiyen gece yemin etmişti bundan...