four

404 55 16
                                    

Wonwoo evden çıkarken hiçbir eşyayı yanına almamasını söylemişti Yungjae. Hazır eşyalı bir yere gittiğini düşünmüştü. Evden çıkarken yanında sadece şahsi eşyaları için bir valiz ve bir kutu ile çıkmıştı. Oradan son kez ayrılmadan önce ev sahibinin kapısına dayandı ve aldığı tüm avansı önüne döktü.

“Üstü kalsın.”

Onu almak için gelen arabaya binip aşırı lüks bir villanın önünde durdu. Yeni bir çalışanlarına vermeyecekleri kadar lüks bir yerdi. Yine de bunu sorgulayabilecek durumda değildi. Evi terk etmiş ve sıfır parayla buraya gelmişti. Kapıyı çaldığında hizmetçi fazla samimi bir gülümsemeyle onu içeri davet etti.

Eşyalarını yerleştirmesi için ona direkt odasını gösterdi. Sakin tek kişilik sade bir odaydı. Dolap ağzına kadar siyah takım ebliseyle doluydu. Sanırım iş üniforması bu olacaktı. Eşyaları yerleştirdi ve kutuda berberinde getirdiği kitaplarını komodinin yanına yere dizdi. Odanın başında Yungjae belirdi.

“Burası senden önceki şahsi korumasının odasıydı. Ancak karşı taraf için bilgi sızdırdığını öğrenince ona yalvaracak hale gelmesi için her şeyi yaptı. Merak edersin diye söylüyorum. Eğer Bay Kim’e hata yaparsan bunun bedelini ağır ödersin.”

Bilmedikleri bir şey vardı ki Wonwoo zaten hiçlikten geliyordu. Kaybedebileceği bir parası veya mevkisi yoktu. Yungjae’ye gülümseyerek baktı.

“Ben yemek yediğim kaba tükürmem ama bil ki onun beni zor durumda bırakmaya gücü yetmez. Parasızlığında, açlığında en dibini gördüm. Yapabileceği tek şey canı mı almak ama o da o kadar kolay değil.”

Yungjae dediklerinin üzerine konuyu değiştirmekle yetindi.

“Bugün tatil günün. İyice yerleş etrafı öğren bundan sonra ev ve şirket arasında Bay Kim’in en yakınında olacaksın.”

Burası onun evi miydi? Onun evinde mi kalacaktı? Tanrım! Rahat etmek isterken kendisini iyice bu durumun içine sokmuştu. Her dakika ona nasıl katlanabileceğini bilmiyordu halbuki. Yapması gereken en önemli şey kendini korumaktı. Odasına yerleşip geniş villanın etrafını keşfetmek için gezindi. Çok geçmeden onu kapıda karşılayan hizmetçi yanına geldi.

“Korumalar için yemek vakti, herkes büyük yemek salonunda toplanıyor.”

Büyük yemek salonuna gittiğinde kocaman bir masanın etrafında bir düzine adam vardı. Masanın başındaki sandalye hariç hepsi dolmuştu. Yungjae bile şef olmasına rağmen kenar tarafta oturmasından dolayı masanın başına önemli biri geleceğini düşünerek oturmak istememişti.

Geldiği gibi bir sıkıntı çıkarmak istemiyordu. Masanın sonuna koyabilecek bir sandalye bulmayı ümit ederek geçerken tanımadığı bir ses onu durdurdu.

“Nereye gidiyorsun?”

Böyle garip bir durumun içine girmektense aç kalmayı tercih edebilirdi şu an ancak bunu için biraz geç kalmıştı.

“Kendim için yer bulacağım.”

Tek boş yer olan baş köşeyi eliyle gösterdi.

“Orası senin yerin.”

Ne? Böyle işlerde bir alt üst sıralaması olmaz mıydı? İzlediği şeylerde baş köşeye hep aralarından en rütbeli olan oturuyor olması gerekiyordu. Onun yerine orada Yungjae oturuyor olmalıydı.

“Orası için daha çok yeniyim.”

Kesinlikle bu kadar adamın üstünde olduğunu düşünmüyordu. Bu imkansız bir şeydi. Böyle bir sistemleri var ise Kim Mingyu’nun acilen bu saçma sisteme son vermesi gerekiyordu.

Canavar | MeanieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin