İçerisi zifiri karanlıktı. John hemen fenerini açtı ve içeri girdi. Sağ tarafta bir gidiş yolu vardı. John'un planı duşlarden geçerek çıkmaktı. John sağ taraftan gitti. Açık bir cam gördü. Oradan belki atlayabilirim diye sarktı. Ancak yağmur yüzünden ayağı kayıp aşağı düştü. Son anda dış pervaza tutunarak kendini kurtardı. Sesler duymaya başladı:
-Tanrım,yok oldu.
-İz bırakmadan kayboldu.
-Küçümseme seziyorum.Buralarda bir yerde saklanıyor.
-Niyetim oydu diyor içinden.
-Gerizekalı olduğumuzu düşünüyor.
-Ya da aptal.
-Şunu yana çekip karnını yaralım, bağırsakları çıksın.
-Bekle, bir saniye.
John o ikisi konuşurken pencere pervazından tutunarak en son pencereye kadar gitmiş ve izini kaybettirmişti. Yolun sonunda bir kapı vardı. Oradan geçerek uzun bir koridora ulaştı. John dizlerinin üzerine çokerek ağlamaya başladı. Çünkü o kadar yolu sadece o 2 adamın durduğu yere gelmek için gitmişti. Ama John ağlamanın sırası olmadığını söyleyerek başka çıkış yolları aramaya başladı. Kapısı olmadığını zannedilen güvenlik odasının kapısı vardı hemen yanında. John içeri girerek hemen solundaki havalandırma odası görünen cama yaklaştı. Havalandırma düğmesi önündeydi. Düğmeye bastı ve havalandırma çalışırken, havalandırma odasına o dev girdi. Camı kırmaya başladı. John ölümle yamanın ince çizgisi arasındaydı sanki. Kalbi sanki duracak gibiydi. Kalbi sıkışıyordu. Nefes almakta güçlük çekiyordu ve bir kaçış yolu aramaya çalışıyordu. Hemen kapıya doğru koştu ancak kapı kitlenmişti. John öleceğini düşündü. Birden bir takırtı geldi. Yukarıdan havalandırma kapağı açılmıştı. Dev içeri girdi ve "Gel buraya küçük domuzcuk!" dedi. John hemen havalandırma kapağına tutunarak kendini yukarı doğru çekti. Hemen havalandırmanın diğer tarafından aşağı indi. İndiği yer güvenlik kapısının diğer tarafıydı. Dev kapıyı tekmeleyerek dışarı çıktı. John, dev'in bacaklarının arasından kayarak geçti ve koşmaya başladı. Birden önünde bir yangın çıktı. Yangının çıktığı yerde güvenlik odasının karşısıydı. John alevlerin üzerinden atlamak için hızlandı. Tam atlarken birden güvenlik odasında patlama meydana geldi ve John koridor camından arena gibi olan yere düştü. Düştüğü yerde bir ceset yığını olduğu için pek hasar almamıştı. Hemen ayağı kalktı. Bir merdiven gördü ancak çok karanlıktı. Fenerini açtı ve merdivene doğru giderken Dev merdivenin üzerine atladı. John, dev fark etmesin diye hemen feneri kapattı. Hapishane odalarından birine girdi ve bir yatağın altına saklandı. Dev gidince hemen koşup merdivenlerden çıkıp başka bir koridora geldi. Koridoru kapatmış olan demir yığınlarının altından geçerken bir adam ona canavar sesiyle bağırdı. John kafasını demire çarptı ve kafası kanadı. John demirlerin altından çıktı. Adam, köşeye kıvılmış ve korkmuştu. İlerideki demir kapıya yaklaştı ancak kitliydi. Sağında başka bir arenaya çıkan bir kapı vardı. Oradan girdi. Her yerde demir parmaklıklar ve içerisindede deliler vardı. Elleri ve gözleri bağlı bir deli ona yaklaştı.
