3. kişi ağzından,
Lisa, neden Jeongguk'a soğuk yaptığını bilmiyordu. Zorunda gibi hissediyordu, ama aslında değildi. Tayland'da neredeyse hiç arkadaşı olmamıştı, yaşıtlarına göre fazlaca asosyal bir kızdı. Ama hep olduğu kişiden mutlu olmuştu. Ya da, sanıyordu.
Burada ise, eski ilk okul arkadaşları vardı. İlk okulda çok sosyal bir kızdı. Her gördüğüne sevecen yaklaşır, arkadaş olurdu. Ama ortaokula başladığında herşey değişmişti. Onun, babası ölmüştü. Lisa için gerçekten zor bir dönemdi. Bundan dolayı ülke değiştirmişler, para sıkıntısı yaşamışlardı. Lisa bu gibi sebeplerden dolayı çocukluğunu hiç yaşayamamıştı bile. Hep ülke değiştiriyorlar, farklı farklı yerlere gidiyorlardı. Annesi hep çalışmak için Lisa'yı yanlız bırakıyordu. Eve geç saatlerde geliyor, bazense hiç gelmiyordu.
Lisa, çocukluğunu yaşayamamıştı.
Sonra, annesinin işleri iyi gidince Kore'ye tekrar gelmişlerdi.
Eski arkadaşlarını görünce çok sevinmişti. Eski anıları aklına geldikçe hep gülümserdi. Çünkü tek arkadaşları onlardı.
Hiç aşık olmamıştı mesela. Hiç sevgilisi olmamıştı. Hep yanlızdı. Bazen sevgililere imrenirdi, bazen ise "Ne boş işler, gidin ders çalışın." diye düşünürdü.
Nefret ettiği zamanlar vardı. Depresyon, stres, asosyallik... Bunlar hep gençliğinin sorunları olmuştu. Hâlâ öyleydi belki.
Korkardı herşeyden. Sadece bir elektrik gittiğinde, 2 saat etkisinden kurtulamazdı.
Jennie'nin dediği gibi, o daha bir bebek gibiydi.
Lisa, aklına gelenlerle gülümsedi. Şuan hem ağlıyor, hem gülümsüyordu. Kalbi yumuşacık olmuştu. Kötü anıları vardı. Ama güzel anıları da vardı. Kendini böyle avutuyordu. En azından...
Bugün babasının ölüm yıl dönümüydü. Annesi işe gitmişti. Eski kocasının ölüm yıl dönümünde bile, işe gitmek zorundaydı. Kızı için gerçekten çabalayan bir anneydi.
Lisa'nın aklına dün partide olanlar geldi. Jungkook'a kabalık etmişti gerçekten. Ama anlayamıyordu. Jungkook kadar yakışıklı ve zengin biri, sırf eski çocukluk arkadaşı diye neden mızmız ve salak bir Taylandlı kıza yazardı ki?
Jungkook'tan özür dilemeliydi. Ağladığından dolayı ıslanan yanaklarını sildi, ve telefonunu şifresini yazıp açtı. Whatsapp'a girdi ve Jungkook'un ismine basıp yazmaya başladı.
lalisa:
jgkpk bne ozur dolerım grecekwenAğladığı için telefonu sırıl sıklam olmuştu. Telefonu ıslandığı için klavyeyi bile göremiyordu.
jungkook:
ne
sarhoş falan mısın?!lalisa:
hayrı
gozlermşnden akan yaslarofan dokajı yajamıyorğmjungkook:
ne dediğini cidden anlamıyorum
2 haftadır Kore'desin
hala düzeltmedin şu koreceyilalisa:
OZUR DILERIM
TAMAM MI
SENI HEP UZDUM
HEP KIRDIM SENI
HEP HEP
AMA
YETER BIKTIM
GERCEKTEN BIKTIM
DAYANAMIYORUM
ÖLMEK İSTİYORUMjungkook:
ne
ne sikim saçmalıyorsun
sakin ol!
ne oldulalisa:
BABAMIN BUGUN ÖLÜM YIL DONUMU
9 YIL ONCW
9. YLI OLDQ
BEWN ORĞTAOKYLDA BABAMI KAYBWTTIMjungkook:
ağlama
dur
evine geliyorum.
(görüldü)---
Lalisa'dan
Jungkook, o mesajı yazdıktan 10-15 dakika sonra kapım çaldı. 100. göz yaşımı yanağımdan sildikten sonra kapıyı açtım.
Açmamla kendimi Jungkook'un kollarında buldum. Başını boynuma koydu. Belki 5 dakika öyle kaldık. Ben ondan ayrıldım, gülümsedim. "T-teşekkür e-ederim Jungk-" diyemeden hüngür hüngür ağlamaya devam ettim.
"Şşş, şşş, tamam. Geçti güzelim."
Ağlak gözlerle yüzüne bakmaya devam ettim. Neden bana iyi davranıyordu?
Ona sarıldım. Bu, gerçekten iyi hissettiriyordu. Birbirimize sarılırken ona ağlamamaya çalışarak sordum. "Neden b-benim gibi bir gerizekalıya iyi davranıyorsun?"
Gülümsedi. Saçlarımı okşuyordu. Çok güzel hissediyordum. Sanki prensesmişim, bu dünyadaki en değerli insan benmişim gibi.
Yanağına dokundum."Bana dünyadaki en değerli ve en güzel kızmışım gibi hissettiriyorsun."
Saçlarımı öptü. Elleri saçlarımdayken kalbimi çıldırtacak, ellerimi titrecek o cümleyi söyledi. "Çünkü zaten öylesin."
#-#
bu bölüm böyleydim;
gerçekten çok duygusaldı... sizi seviyorum liskook.bu arada, yazım yanlışlarım baya var. özür dilerim 🥺❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my old friend ✿ liskook
FanfictionJeongguk, eski çocukluk arkadaşı, ilk aşkı olan Lalisa'ya yazar. Ama Lalisa onu hatırlamıyordur bile. fanfiction for liskook.