Yorucu

244 14 26
                                    

Armin'in bakış açısı

Her akşam yaptığım gibi yalnız bir şekilde odamda oturuyordum. Elimde bir kalem ve önümde de bir sürü evrak. Daha ne kadar uğraşacağım acaba bu aylarımı alan vaka için?

Ben bu şekilde düşünürken bir anda kapım açıldı ve dikkatim dağılmıştı. Karşımda ise sinirli gözüken, ellerinde birkaç poşet ve her gördüğümde büyülendiğim denizi andıran mavi gözleri olan bir kadın.

"Annie? Erkencisin sanki bugün?" Bunu söyledikten sonra hızlıca onu ağırlamak için ayağa kalkmıştım.

"Armin saat 11.00 ve ben 10 dakikadır kapıyı çalıyorum." Bunu duyunca hafif bir şok ile durmuştum ve terlemeye başlamıştım. Bu sefer cidden kızmış anlaşılan.

"Iıı... Ş-Şey vakam va-"

"Yani demek istediğin 10 saniyeni bile ayırıp kapıyı nişanlın için açamadığın mı?"

"H-Hayır tabi ki de! S-Sadece duymamışım! Özür dilerim..."

Beni şöyle bir süzdükten sonra derin bir iç çekti ve poşetleri yere bırakıp bana yaklaşmaya başladı. Bunun iki anlamı olabilirdi. Ya sevecek ya da dövecek. Ve ikinci seçenek benim için fazla korkutucu. Ne kadar şuana kadar hiç görmemiş olsam da farklı kişilerde tanıklık etmişliğim var. Yavaşça geri çekilmek için hazırlanacaktım ki...

"Kıpırdama." Keskin bir şekilde söylemişti. O kadar mı belli ediyorum ya?

Yutkundum ve yaklaşmasını bekledim. Bir anda yakamdan çekildiğini hissetmiştim ki öbür saniye ise dudaklarımda yumuşak bir his vardı. Bunu anlayınca rahatladım ve kollarımı ona sarıp ben de onu öpmeye başladım. Bir süre sonra ise geri çekildi ama hala yakamı tutuyordu.

"Kendi üzerine gidip durma demedim mi ben sana? En azından zaman kavramını unutma. Sonra elimde poşetlerle bekleyen ben oluyorum." Gözlerime bakarak söylemişti bunu. Kafamı salladım hemen.

"Daha dikkatli olmaya çalışacağım. Ama yemek hazırladım!" Bunu öylesine yapmıştım ama bu sefer gönlünü almak için kullanacağım.

Bunu duyunca kaşını kaldırmıştı ve sormadan duramadı anlaşılan.

"Ne yaptın peki?"

"Pankek! Bal da var aynı zamanda tıpkı sevdiğin gibi." Bunu duyunca gözlerindeki bir saniyelik parlamayı görmüştüm ve bu da gülümsememe yol açmıştı.

Beni bıraktı ama gözlerimin içine bakmaya devam etti.

"Gönlümü almayı iyi biliyorsun."

"Bu bir... Övgü müydü?"

"Sadece çok fazla zaman gönlümü alman gerekmiş demek oluyor." Bunu duyunca gergince gülümsedim ama sonrasında ise yanağımda bir öpücük hissettim.

"Yine de bunu hak ettin hadi yiyelim." Ufak bir kızarmıştım ama kafamı salladım hızlıca. Beraber mutfağa gittik ve hızlı bir şekilde masayı kurdum.

"İş nasıldı? Bir sıkıntı var mı?"

"Patron her zamanki patron işte. Alışamayacağım sanırım. Balı uzatsana."

Soğuk Kan // AruAni Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin