bir

1.2K 94 47
                                    

temmie kasabasında güneşli bir gündü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

temmie kasabasında güneşli bir gündü.

sarı bir taksi, iki tarafı ağaçlarla çevrili yolda ilerliyordu. büyük, mavi harflerle temmie kasabasına hoş geldiniz yazılı tabelanın yanından geçip sağa saptı.

araç, denizin kenarındaki pembe bir binanın önüne geldiğinde durdu.

arabanın arka kapısından sarışın bir adam çıktı. sonunda varmasının verdiği rahatlıkla kollarını iki yana açtı ve derin bir nefes aldı.

tatili başlıyordu.

taksi uzaklaşırken iki valizi ellerinde bir süre bekledi, kimsenin gelmediğini anlayınca taş patikada ilerlemeye başladı. pembe binanın kapısını ittirerek içeri girdiğinde, kapının üstüne asılan deniz kabukları kulaklarını hoş bir melodiyle doldurmuştu.

gözlerini etrafta gezdirdi. burası biraz...
basit görünüyordu. güzel yüzünde ciddi bir ifadeyle resepsiyona doğru adımladı, onu gören adam gülümsemişti. "hoş geldiniz."

"hm.." masasın karşısına geldiğinde durdu, güneş gözlüklerini çıkarıp sarı, bukleli saçları arasına yerleştirdi.

"adınızı öğrenebilir miyim?"

"lee taeyong." dedi sarışın adam, cüzdanından çıkardığı kimliği masaya bırakırken.

ufak birkaç kağıt işinden sonra esmer olan, arkasındaki anahtarlardan birini alıp ona uzattı. "anahtarlarınız, odanız ikinci katta. iyi eğlenceler."

"teşekkürler." bekledi, yukarı çıkması için merdivenlerden başka bir yol yokmuş gibi görünüyordu ki, onun bu ağır valizleri iki kat taşımak gibi bir niyeti yoktu.

ayrıca, yeni yaptırdığı tırnaklarının bozulma riskini göze alamazdı.

"bir asansör yok mu?"

resepsiyondaki adam, diğerinin ses tonundaki memnuniyetsizliği kolayca sezebiliyordu. bakışlarını sarışının valizlerine indirdi.

"ben size yardım edeyim."

"peki." sarışın iki valizi de ardında bırakarak merdivenlere ilerlemeye başladığında diğerini epey bir şaşırtmıştı, ama yine de bozuntuya vermeden valizleri odasına çıkarmaya koyuldu.

14 numaralı odaya geldiğinde sarışın adam anahtarıyla beyaz kapıyı açtı, içeri adımladı.

çift kişilik bir yatağın ve geniş dolabın çoğunu kapladığı ufak bir odaydı burası. kapılardan biri masmavi denizi görebildiği bir balkona, diğeri de küçük bir banyoya açılıyordu.

valizlerini aldıktan sonra, odasında yalnız kaldığında kendini yatağa bıraktı. bu sahil kasabasını ve oteli, internetteki herkes iyi yorumlarla doldurmuştu.

taeyong buraya gelirken beklentilerini yüksek tutmuştu fakat gördükleri, hayallerindekiyle boy ölçüşebilecek gibi değildi.

o kadar övgüye değer ne vardı ki burada?

bu pembe bina oldukça basit görünüyordu, hatta taeyong'un hoşuna giden tek şey renginin pembe oluşu bile olabilirdi. odasındaysa neredeyse hiçbir şey yoktu.

banyosunu da kontrol etmişti, ona ne bir güzel kokulu şampuan bırakılmıştı ne de bir duş jeli.

bir küveti dahi yoktu!

ofladı, belki de böyle bir yere gelmemesi gerekirdi. böyle... herkesin geleceği bir yere.

tatili için daha sakin bir yer seçmek istemişti; son tatilinde gittiği lüks otel burnundan getirmişti, kaç çalışanla kavga ettiğini kendi bile hatırlamıyordu.

ama aradığı bu değildi.

sinirle ufacık odasında volta atmaktan bıktığında, çıkıp bir etrafa bakmaya karar vermişti. belki her şey o kadar kötü olmayabilirdi.

kendi kendine söylenirken beyaz kapıyı sertçe ardından kapattı.

"buna gerçekten bir otel diyebilir misiniz, yastığımda bir naneli şeker bile yoktu!"

bir gülüş duyduğunda olduğu yerde kalakaldı.

yavaşça arkasına döndü; kendininkinin karşısında başka bir oda daha vardı, kapısında da genç bir adam duruyordu.

taeyong'dan en fazla bir iki yaş küçük gibiydi; ıslak saçlarıysa kırmızıya kayan bir mora boyanmıştı.

tek kaşını kaldırıp mor saçlı adama baktı. etrafta başka kimse yoktu, yani....

ona mı gülmüştü o?

"bir şey mi var?" rahatsız olduğunu belli eden sesiyle sertçe sordu. zaten keyfi kaçmıştı, bir de adamın biriyle uğraşacak hali hiç yoktu.

adam onu baştan aşağı birkaç kez süzdükten sonra sırıttı. "hiç."

taeyong, mor saçlı koridorda gözden kaybolana kadar şaşkınlıkla açılmış gözlerini sırtından ayıramadı. sonra dönüp bir üstüne başına baktı, gayet de güzel görünüyordu.

neyine gülmüştü bu adam?

sinirle mırıldanırken odasının kapısını tekrar açtı, dışarı çıkma hevesi de kaçmıştı şimdi.

kendini beyaz çarşafların üstüne bırakırken rahatlamayı umarak gözlerini kapadı.

her şey o kadar da kötüydü.

👒

👒

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

sonunda yeni bir kitap atiyorum!! yaz aski zamani 💞

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


sonunda yeni bir kitap atiyorum!!
yaz aski zamani 💞

butun bolumleri hazir icim cok rahat😌 ufak bir sey zaten bir aya bitiririz bunu..

fluff yazmak istiyodum bir suredir bunu yazarken de cok hosuma gitti😫 umarim siz de severek okursunuz <3

hotel | jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin