Multimedia: Eslem kumral çocuğu keserken ;)
Hoca kısa bir konuşma yapıp sınıftan çıkınca bizim kızları etrafıma toplayıp planı anlattım. Plan kısaca şuydu: Meral ödev bahanesiyle sınıfların şube isimlerini çıkartacaktı. Melis gerçek şube isimlerinin üzerine bizim çıkardığımız isimleri yapıştıracaktı bende onların gidip kopyalarını çıkartacaktım çünkü kâğıdın üzerine yeni bir kâğıt yapıştırdığımız belli olurdu bu yüzden kopyasını çektirecektim, yani ders programlarını karıştırıp yanlış dağıtacağız. Tabiî ki de bunu sansürlü Mehmet anlayacaktı ama kanıtı yoktu. Son iş de bana düşecekti ve listeleri ben dağıtacaktım. Gerçek ders programlarını da tahta kalemiyle baştan sona boyayıp simsiyah kâğıt haline getirip atacağız. Annemin de dediği gibi, aklım kurnazlık yerine derslere çalışsaydı şuan profesör olmuştum.
Bizim kızlar üzerine düşen görevi yapmışlardı. Tabi yine sağ olsun Melis yüzünden neredeyse yakalanacaktık ama Meral son saniyede bizi kurtarmıştı, kız zaten süper karakter gibi hep bizi o kurtarıyor.
Bende hazır olan listelerin kopyalarını alıp sınıflara dağıtmaya başladım o arada bizim kızlar delilleri yani gerçek ders programının olduğu kâğıtları boyamak ile meşgullerdi. Elimdeki son kağıdı da az sonra teslim edecektim ve ben bu sırada Atlasların tayfasını hiç görmemiştim. Kapıyı 3 kere tıklatıp hemen içeriye girdim. Hassiktir. Sansürlü Mehmet mi? Hayır ama ya olamaz. Yine bize evren ‘sizi gidi ezikler’ dediğinin sinyalini yolluyordu. Gülümseyip içeri girdim.
‘‘Nasılsınız hocam?’’ Dedim sahte bir gülücük ile.
‘‘İyiyim. Neden gelmiştin?’’ İnsan bir ‘iyiyim Eslemciğim sen?’ diye sorar dimi nankör hoca. Ben burada örnek öğrenci gibi sizin verdiğiniz görevi yapıyorum(!) Sorduğu soru aklıma gelince bilmiş bir tavırla, elimdeki kâğıdı gösterdim. Gözlerini devirip eliyle masaya koymam için işaret verdi. Elimdeki kâğıdı masaya koyduğumda tanıdık gelen ses ile duraksadım.
‘‘Hobilerim arasında sarışın kızlarla takılmak var hocam. Esmerler tipim değil.’’ Ve bütün sınıfın kahkaha sesi. Gözlerimi kısıp sesin sahibine baktım. Atlas. O az önce ne demişti? . ‘‘Hobilerim arasında sarışın kızlarla takılmak var hocam. Esmerler tipim değil.’’ Sırf ben varım diye esmerlerden hoşlanmadığına baskı yaptığına kalıbımı basarım. Sanırım sansürlü Mehmet’le tanışıyorlardı. Durduğum yerde histerik bir kahkaha attım.
‘‘Ay canım demesene öyle ağlarım bak şimdi, bizde sarsı civcivlere bayılıyorduk.’’ Ve bütün sınıfın bakışları bana döner sonrada atlasa. Aradan iki üç geri zekalı çıkıp. ‘‘Vaoov laf soktu., ooo’’ gibi sesler çıkardı. Atlas tam ağzını açıp bir şey diyecekti ki sansürlü Mehmet lafa atladı.
‘‘Len, evladım kavgayı bırakın. Hadi Eslem kızım çık sende dışarı.’’ Hoca bildiğiniz beni sınıftan kovdu.
‘‘Yok, hocam zaten siz çıkın demeseydiniz bile ben çıkacaktım. Bu sınıfta zaten bir tane gereksiz varlık var boş yere oksijen kasıyor ben sınıftan çıkıyımda arkadaşlara yazık olmasın.’’ Deyip son lafımı da sokup sınıftan dışarı çıktım ve o bana laf sokamadan mal gibi kaldı orada. Planda kusursuz bir şekilde ilerlemişti. Sansürlü Mehmet’in benden çekeceği vardı. Geçtiğim dersten performansı düşük verip bırakmakta neyin nesi? Planın kusursuz bir şekilde işlemesi ve Atlasa laf sokmanın verdiği mutluluk ile hoplaya, zıplaya bizim kızların yanına gittim. Onlarda delilleri çoktan yok etmişlerdi. İşte benim kızlarım.
Sonraki boş derslerde de bahçeye çıkıp hem kendimizi göstermiştik hemde yakışıklı çocukları kesmiştik. Sakın yanlış anlamayın biz yavşak değiliz sadece gözümüz gönlümüz açılsın diye bakıyoruz yakışıklı çcocuklara yoksa yani yavşaklıkla ne alakası var? Biz kim yavşak olmak kim? Hıh. Ama bir tane çocuk var beyaz teni, kumral saçları ve yeşil gözlü fena bir şey. Ben o çocuğu keserken bizim kızlar beni dürttü.
‘‘Bak seninki geliyor.’’ Bakışlarını takip ettikten sonra Atlası dediklerini gördüm ve gözlerimi devirdim. ‘‘Banane be ondan, bu kumral olan çocuk yakışıklıymış.’’ Bu dediğim şeyin üzerine bizim kızlarda bir yorumda bulunmamıştı.
‘‘Oo kızlar, naber?’’ Sorusunu takmayıp gözlerimi kumral çocuğa diktim Atlasa bakmayacaktım.
‘‘İyiyiz sen?’’
‘‘Aynen.’’ Deyip geçiştirmişti Melisi.
‘‘O çocuk sana bakmaz.’’ Gözlerimi kısıp yeni kurbanıma baktım.
‘‘Emin misin?’’
‘‘Emin olmadığım bir şeyi söylemem.’’ Pekala, fazla iddialıydı. Ben bu yola, wattpad hikayeleriyle başlamıştım ve bu yola öyle devam edecektim. Ne mi yapacağım? İddiaya gireceğim.
‘‘Küçük bir iddiaya varmısın? Ben kazanırsam 2 aylık ice tea ve cips masraflarım senden?’’ Biraz düşündü.
‘‘Bana uyar yalnız ben kazanırsam alırım bir dal öpücük .’’ Son kurduğu cümle ile tükürüğümü yutup boğazımı parçalarcasına öksürmeye başlamam bir olmuştu. Malmıydı bu herif? Tabii ki de dediğini yapmayacaktım ama mızıkçı demesin diye geçiştirdim.
‘‘Kabul.’’ Kimse beni zorla öpemezdi değil mi? Bir koyarım kasıklarına tekmeyi, anasından erkek doğduğu güne lanet eder. Meral sikici bakışlar atarken Melis iğneleyici şekilde sırıtarak bana bakıyordu. Şuan tek düşündüğüm şey Meral ile baş başa kalmamak, sağlığım açısından önemliydi. Unutmamamız gereken bir detay vardı Meral ve Atlas kuzendi. Atlas çapkınca sırıtıp bana göz kırpıp gitti. Bana göz kırptı. BANA. GÖZ. KIRPTI. Onun o gözünü oyarım ben. Egoist. Atlas yanımızdan gider gitmez. Saç köklerimde bir acı hissettim ve arkasından boynumun geriye doğru çekilmesini.
Oy vermeyi unutmayıın :*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akıl Fukarası
Humor‘‘Alo kaçırdınız mı kızı?’’ ‘‘Yoo, aslında Aslıyı kaçıracaktık ama baktım abisi çok yakışık’lı onu kaçırdık.’’ Dedim pis pis sırıtmaya devam ederken. ‘‘Ne, ne anlamadım şimdi siz Aslı yerine abi sinimi kaçırdınız kızım manyak mısınız siz?’’ ‘‘Hee...