Sonra aklıma bir fikir geldi belki bu fikir sayesinde içerde neler olduğunu anlayabilirdim
Aklıma gelen fikirle hemen cebimdeki asaya uzandım ve kapı dinlemek için bir kitapta okuduğum büyüyü mırıldandım
''Şimdi o kadarda mutlu değilsin anlaşılan Lestrange'' dedi Riddle
Rabastan'ın sesini duymuyordum bu psikopat ona ne yapmış olabilir ki onunla konuştuğuna göre henüz öldürmemişti o zaman ahh olamaz kesin işkence ediyor diye düşündüm ve gözlerim sol koluma gitti Bellatrix'in bıçağı ile yaptığı o yaraya 'Bulanık' yazan o acı verici yaraya...
Bütün cesaretimi topladım ve 'ABERTON' diye bağırdım
İhtiyaç odasının kapısı sesli ve hızlı bir şekilde açıldı
Kapının açılmasıyla birlikte bir çift içinde fırtınalar kopan derin mavi gözler bana döndü öfkeliydi hemde benim daha önce hiç görmediğim kadar öfkeliydi gözlerimi onun gözlerinden çekip yerde hareketsizce yatan Rabastan'a çevirdim kolundan ve göğüsünden çok fazla kan akıyordu birde üstüne muhtemelen cruciatus lanetine mahrum kalmıştı yaşaması bir mucizeydi
Riddle'a öfkeli bir bakış attıktan sonra Rabastan'ın yanına çöküp bildiğim birkaç iyileştirme Büyüsünü yaptım yaralarını geçirmedi ama eskisinden çok daha iyiydi fakat çocuğun kalkacak hali yoktu çok kan kaybetmişti
Ne yapmalıydım bilmiyordum yürüyemezdi haliyle bende onu taşıyamazdım sonra 3. sınıfta profesör Snape'in Harry için yaptığı sedye büyüsü aklıma geldi ve hemen asamı sallayıp sessiz büyü yaptım işe yaramıştı Rabastan'ı sedyeye doğru yavaşça ittim ve sedyeyi havaya kaldırdım işe yaramıştı şimdi yapmam gereken tek şey sedyeyi revire götürmekti
Ben bunları yaparken bay sosyopat beni sadece acıyarak izliyordu
''Bana o şekilde bakmayı kes Riddle sinirimi bozuyor'' dedim öfkeyle
Ellerini göğüsünde birleştirdi ve '' sende benim sinirlerimi bozuyorsun Clifford , her yeden her zaman çıkıyorsun ahh birde aşk olayların var tabi onlarla uğraşmaktan görevlerine nasıl zaman buluyorsun çok merak ediyorum doğrusu'' dedi Riddle sesinde anlamlandıramadığım bir tonla
''Saçmalamayı kes Riddle kimseyle aşk oyunu oynadığım yok benim ayrıca bende senin insanların özel hayatına burnunu sokmaktan kendi işlerine nasıl zaman ayırdığını çok merak ediyorum'' dedim ona karşılık vererek
Şimdi birbirimize ateş saçan bakışlar atıyorduk
Kirlenmiş,güçlü ama bir o kadarda binlerce parçaya ayrılmış iki ruhtuk nihayetinde, peki bu iki günahkar ruh bir savaşa girse hangisi galip olurdu hangisi ebedi zaferi sağlardı,intikam açlığı ve geçmişin yada geleceğin öfkesini ve gölgesini içinde taşıyan ruh mu yoksa kendini karanlığa,öfkeye ve her ne kadar kabul etmesede geçmişine teslim etmiş ruh mu? işte bunun cevabı belki her şeyi çözecek kesin cevaplanması gereken ama bir o kadarda cevaplaması en zor olan cevap
Peki bu sorunun cevabını şu an ikimizde tüm gücümüzdeyken savaşsak çözebilir miydik yoksa her şeyin olduğu gibi bunun da mı bir zamanı vardı
Sonra aklıma işkence görmüş ve ağır yaralı olan Rabastan geldi ve son sorumun cevabını aldım daha zaman vardı bu iki kirlenmiş ruhun mücadelesi için daha süre vardı
![](https://img.wattpad.com/cover/237610122-288-k783134.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tomione/Geçmişin gölgesinde (devamı)
FanficVe tekrardan karanlığın ta kendisi ile savaşa girer Hermione fakat iki tarafta bilmiyordur ki zaman onlar için büyük bir plan yapmıştır 18.06.2022 #1 rowling