Oy verip bilhassa yorum yapın lütfen kıymetli dostlarım, kimse yorum yapmıyo, dün tabip kitabıma da bölüm attım ve sadece bir yorum geldi, willy çok hayal kırıklığına uğradı.
Hadi beni mutlu edin, keyifli okumalar MUAH!
🌈Şu an hissetmekte olduğu duygular zerre hoşuna gitmemişti, zira sadece kötüydüler, çok kötü...
Korkmuştu, ancak kendi için değil... Endişelenmişti ama kendi için değil... Bir an ölmüş diğer bir an dirilmiş, sürekli bu ikilem arasında savrulup durmuştu, ama kendi için değil...
Ariel için...
Titreyen elleriyle saçlarını karıştırıp, geminin demirliklerine yanaşmıştı. Arkasından merakla gelen Gene sordu,
"Sorun ne? Yanlış bir şey mi söyledim?"
Kafasını iki yana salladı Pusat, lakin bunun manası 'hayır' değil 'bilmiyorum'du. Gene sinir bozucu, sürekli kavga ettiğiniz ve anlaşamadığınız bir kardeş gibiydi. Ancak bilirdiniz ki, tüm bu gıcıklıklarına ve aradaki anlaşmazlıklara rağmen, özünde iyi biridir o kişi.
Bu sebeple anlattı Pusat, anlattı ve rahatladı... Anlattı ve içindeki kor büyüdü. Duyguları tamamen dengesizleşmiş ve ne tepki vereceğini şaşırmıştı.
Dingin gecede ciğerini doldurduğu hiç bir nefes ona yetmiyor, ve ilk kez içi huzurla dolmuyordu. O kolyenin nasıl Ariel'in boynundan ayrıldığını düşünmek istemiyor, ancak kendini sürekli bu bedbaht sorunun cevabını ararken buluyordu.
"Nasıl onda olmaz anlayamıyorum?"
"Abartmıyor musun? Yani ne bileyim, onlar bizler gibi olamaz, ne bilir ki kolyenin değerini, hatırasını. Sıkılıp atmıştır, başka biri de bulmuş ve kullanmaya başlamıştır."
"Öyle değil!"diye çıkıştı Pusat, anlaşılamamışlığın gerginliği ve siniriyle,
"Öyle değil..."diye tekrarladı bu kez daha sakin ve kısık bir sesle,
"Onu çok seviyordu. Karşılığında o da bana kendince özel bir şey vermişti. Bu öyle bir şey ki Gene, sadece yaşayınca anlaşılıyor. Ben o bağı hissettim. Söz yüzüğü gibi, anlarsın ya..."
Daha fazla konuşmadı Pusat, Gene de bir şey sormamıştı zaten. İçten içe hayret etti Pusat, nasıl da bağlanmıştı kısacık zamanda. Nedeni niyesi umrunda değildi, istediği tek şey onu kaybetmemekti.
Bir keresinde Pusat şakasına kolyeye uzanmış ve geri almak istediğini söylemişti, Ariel ise uzun tırnaklı ellerini kolyenin üzerine kapatıp, geriye doğru yüzerken, çıkarttığı dişlerinin artından tehditkarca tıslamıştı.
Mümkün müydü Ariel'in gönüllü bir şekilde onu başkasına vermesi? Değildi elbet, anlaşılacağı üzere Gene'nin söylediği gibi abartmıyordu durumu.
Bir an sonra gemi, ayak tabanlarında titreşimini hissedicekleri bir biçimde aşağıdan darbe almış ve sarsılan iki genç güç bela dengelerini koruyup ayakta kalmışlardı.
Beyaz korkulukların ardından eğilip denize baktıklarında gözlerine inanamamışlardı.
Yüzeye çıkmış onlarca kafa...
En önlerindeki tanıdık sima sertçe yutkunmalarına neden olmuştu. Bu su yeşili saçlı, siyah kuyruklu deniz insanıydı, hani şu Gene'nin sinir krizi geçirmesine sebep olan...
Ancak Pusat'ı en çok endişelendiren şey, siyah kuyruklunun ardına asker misali dizilmiş olanlardı.
Ariel ya da siyah kuyruklu gibi büyüleyici değillerdi. Korkunç suratlara sahiplerdi, tamamen korkunç
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİN SULAR (BXB)
FantasyBir profesör araştırma için gittiği ülkeye asistanını da götürürse ve o asistan yeni keşiflere imza atarsa... Ne olur? Bunu paylaşırdı değil mi? Ancak asistan Pusat, bu keşfi yalnızca kendine saklamaya kararlıydı...