-MUCİZEVİ-

1.4K 176 101
                                    

Bu bölümü biricik sevdiceğim, krem şantili pırasama ithaf ediyorum, bosareXXia

Biliyorum çok önceden istemiştin ama tamamen aklımdan çıkmış, özür dilerim canımın içi, affeyle beni :'(

Oy ve yorumda bulunmayı unutmayın canlar...

Gözlerini ağır ağır araladığında, müthiş bir rahatsızlık ve sızı hissetti.

Sanırsınız kafatasının üst bölgesine tonlarca ağırlık konmuş, göğsüne, ciğerlerinin hemen üzerine de, filler oturmuştu.

Yavaşça doğruldu, olanlar sinsi bir yılan gibi süzüldü zihnine.

Eliye yanan boğazını ovarken, küçük bir inilti döküldü dudaklarından, sarının kendini itmesi, suya düşüşü ve o...

Hepsini hatırlamıştı, ancak o an için düşünebildiği yalnızca gördüğü o yüzdü. Sertçe yutkundu, ağrıyan boğazını umursamadan.

Küçük kapıdan gelen tıkırtıyla oradan tarafa döndü, Mason ile gözgöze gelmesiyle zoraki bir tebessümle gülümsedi.

"Daha iyi misin?"

Kafasını aşağı yukarı salladı, ağır ağır. Zira konuşacak kadar dahi iyi hissetmiyordu.

Anlayışla baktı Mason, "bugün yerinden kalkma, dinlen."

"Sağol."diye mırıldandı hırıltılı ve kısık bir sesle. Mason çıkınca gözlerini yumdu ancak çok geçmeden tekrar biri girdi.

Pusat Mason'un tekrar geldiğini düşünse de, gözlerini hafifçe aralayınca, sarışın oğlanın geldiğini görmüştü.

Kaşlarını çatarken, sinirli bir soluk bıraktı, "ne arıyorsun burda?!"hasar görmüş boğazından ötürü, sesi kısık çıktıysada yeterince sertti.

Sarışın oğlan gözlerini devirirken, kollarını göğsünde bağladı, "sence de tek hatalı ben miyim? Bana saldıran sendin."

"Beni kışkırttın!"diye sesini yükseltti hiddetle Pusat. Keyifsiz bir kıkırtıyla karşılık verdi karşısındaki sarı çiyan,

"Sen beni hiç kışkırtmadın mı yani?!"

"Tabi ya! Birini ezmene izin vermemem senin için kışkırtıcı oldu değil mi? İstiyorsun ki, birini küçük görüp, ona emirler yağdırdığında, boynunu bükerek sana itaat etsin. Ancak bil ki, şu gemide senden daha aciz ve ezik, tek bir kişi dahi yok!"

Sinirle sıktığı dişleri arasından konuştu, "ne düşündüğün ve saçmalıkların, umrumda değil. Yanlışlıkla olduğunu sen de biliyorsun, uzatma."

"Uzatma mı?! Ölüyordum seni aptal!"

Sinirden titreyen sarışının konuşmasını engelleyen içeriye giren kaptan ve Turgay profesör olmuştu.

"Pusat, yavrum iyi misin? Nasıl oldu tüm bunlar?!"

Pusat'ın ters bakışları kısa bir an sarışına uğradı ve sarışın genç rahatsızca yerinde kıpırdandı. Dillerini bilmiyor olsa da konuyu tahmin edebiliyordu ve bu onu tedirgin etmeye yetiyordu.

Tekrar profesörüne döndü Pusat,

"Bir an dengemi kaybettim hocam, kusuruma bakmayın, sizi de telaşlandırdım."

DERİN SULAR (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin