Messed Up

1.1K 91 17
                                    




Anka gördüğü kabuslar yüzünden uyuyamamıştı şimdi ise gece yarısında kahvesini içiyordu. Akşam yemeğinden sonra izledikleri görüntülerden sonra Anka kimseyle konuşmadan odasına çıkmış ve daha kimseyle iletişime çıkmamıştır. Martin çifti kızlarının bunları yaşadığını bilmiyordu ve kendilerini suçluyorlardı. Nasıl olur da o kadar kişi tanırlarken küçük meleklerini bulamamışlardı, melekleri o kadar acı çekerken onların tek yaptığı hayatlarına devam edip haber beklemek oluyordu ve bunun için daha da üzülüyorlardı. Her zaman kızları yetimhanede büyüdüğü için bu kadar soğukkanlı olduğunu düşünürlerdi ancak gördükleri görüntülerden sonra neden bu kadar soğuk olduğunu anlıyorlardı. Ona hiç kimse sıcakkanlı birisi olmasını öğretmemişti ki. Arthur daha iyi anlıyordu sebebi yokken çektiği acıları. Anka'nın yaralarını ilk gördüğünde tahmin etmişti aslında çok eskiden olduklarını ama insan bazen inanmak istemediği şeyleri inkar ediyordu ve Arthur da öyle yapmıştı.İkizinin daha konuşmayı bile öğrenemeden acı çekmesi , Timur onu bulana kadar işkence görmesinden sonra Duru'ya verdiği değeri anlayabiliyordu. İlk başta onun Türkiye'ye bu kadar bağlı olmasını anlamamıştı ama şimdi hak veriyordu. Birlikte çalıştığı insanlar zamanında onu kurtaran insanlardı.

   Anka tuhaf hissediyordu.Yıllardır bunları geride bıraktığını düşünüyordu ama şimdi bütün çocukluğunu izlediğinde ne kadar acınası olduğunu görüyordu.Oysa ki Anka tam olarak ne zaman işkenceye başladıklarını bile bilmedi. Belli bir yaşa kadar herkese uygulandığını düşünürdü ta ki bir gün parkta aileleriyle oynayan çocukları görünceye kadar. Kimse bilmezdi ama Anka'nın ağlamayı bıraktığı gün başka çocukları aileleriyle gördüğünde olmuştu. O zaman fark etmişti çocukların aileleriyle kalması gerektiğini, çocukları yara alınca ailelerin çok üzüldüğünü ve hep sorgulamıştı 'benim ailem neden ben yara aldığımda yoklar.' Anka tuhaf hissediyordu ama içinde gömdüğü çocuk Darlene acı çekiyordu. Sanki tekrar çocuk olmak için çığlık atıyor gibiydi. Anka ise en iyi bildiği şeyi yapacak ve eğitime gidecekti. Kafasını bir şeylerle meşgul etmek onu iyi hissettirdi. Ani bir kararla dolan gözlerini silen Anka hemen spor kıyafetlerini giyip Savaş'ı aradı ve S.H.I.E.L.D. merkezinde buluşacaklarını söyledi. Savaş, Anka'yı çok iyi tanıyordu ve bütün bunların onu yorduğunu anlayabilirdi. Yıllarca yetimhanede ne olduğunu kimseye anlatmamıştı. Herkes kötü zamanlar geçirdiğini bilirdi ama kimse orada neler olduğunu bilmezdi ve bu da Anka'nın en büyük sırlarından birisiydi. Şimdi sırrını sakladığı o güvenli yerden çıkarmış gibi hissediyordu.

****************

Anka kapıdan giren Savaş'a doğru döndü ve elindeki kılıcı ona doğru attı. Her ne kadar eski silahlar mesleki hayatında bir işe yaramasa da Anka ve Savaş onlarla çalışmaktan zevk alırlardı. Ayrıca refleksleri için harika bir çalışmaydı hatta bazen iki ellerinde hançerlerle bile çalıştıkları bile olmuştu.

"Meleğim nasılsın?"diye yumuşak bir şekilde konuşmuştu Savaş. Dün gördüğü görüntüler onun için o kadar acıydı ki. Kız kardeşi koruyamamış gibi hissediyordu.Her ne kadar içinde yıkılmış olsa da Anka'nın ondan daha kötü halde olduğunun farkındaydı. Ailesi Anka'yı toparlamak için güçlü kalamazlardı ama Savaş kalmak zorundaydı. Anka çoğu zaman kimseye ihtiyaç duymasa da Savaş onu hep iyi hissettirmişti.

"Açıkçası pek iyi değilim abi ama harika bir antrenmandan sonra iyi olacağımı biliyorum."demişti ve hemen pozisyon alarak kılıcıyla gelecek saldırıyı bekliyordu.

  İki gencin de kılıçları birbirine çarptıkları andan itibaren ikisi de bütün düşüncelerden kurtulmuşlardı. Dışarıdan bakan bir insanın neredeyse göremeyeceği kadar hızlı davranıyordu bu iki savaş dehası genç. Hareketleri birbirleriyle uyumluydu ve birbirlerini hiç zorlamadan engelliyorlardı. İzleyen birisi bunun onların tam potansiyeli olmadığı çok iyi fark ederdi ancak zamanla hareketleri de sertleşiyordu. İkisinin de fark etmediği şey düelloya başladıktan yarım saat sonra gelen ajanlar,Steve ve Tony idi. Steve dostu olan Bucky'nin yaşadığını öğrendikten sonra Nick ile konuşmaya gelmişti. Tony ise daha çok yer belirlemede yardım için gelmişti ancak ajanlardan Anka ve Savaş'ın düello yaptığını öğrenen ikili meraklarına yenik düşerek izlemeye gelmişlerdi. İki dost ise o sırada dost olduklarını gözden çıkartarak tam potansiyelleriyle savaşmaya başlıyordu. Bir saattir onları izleyenler ise düellonun son yarım saatinde giderek sertleştiğini fark etmişlerdi. En sonunda koluna gelen kesik ile Anka sinirlendi be ani bir hareketle Savaş'ın kılıcını düşürerek onun boğazına kılıcını dayadı.Nefes nefese düelloyu bitiren çift etraflarına baktıklarında onları izleyenleri gördü. Bunun üzerine Anka saatine bakmayı akıl etti. Ders yarım saat önce başlamalıydı. Hemen eğitim gören ajanlara dönen Anka"izlerken dinlendiğinizi tahmin ediyorum hemen dışarıya çıkıyorsunuz ve koşuya başlıyorsunuz. Ben de birazdan geleceğim." dedikten sonra ajanların Savaşla çıkmasını bekledi ve buz gibi bakışlarıyla onları izleyen iki yenilmeze yöneldi"Bir sorun mu var?"

Phoenix / AVENGERSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin