▪︎ єp 1

4.2K 198 129
                                    

vote !

Ben Lilith : Doğrugundan beri lanetli olarak anılan, babasının isteğiyle buz kalpli lordla evlenmek zorunda kalan o zavallı kız. 

Ben Yoongi: Babasının ac gözlülüğünün kurbanı olarak, lanetli bir kadınla bir ömre mahkum olan ' buz kalpli' diye anılan o lord.

.
.
.

Lilith altın ve kırmızı işlemelerden oluşan görkemli salona girerek, deriden yapılmış özel koltuğunda oturan babasının yanına ilerledi. Babası sabah malikaneden çıkmadan önce, geldiğinde onunla özel konuşacağını söylemişti. Doğrusu merak ediyordu onunla konuşacağı konuyu.

¤ Beni çağırmışsın baba?

Aaron onun naif sesini duyunca kafasını kaldırıp kızına baktı. Lilith ellerini önünde birleştirip, meraklı gözlerini kendisine dikmişti. Adamın yüzünde şefkatli gülümseme belirdi, kızının elinden tutarak yanındaki koltuğa oturttu. 

> Seninle bir konu hakkında konuşmam gerek güzel kızım.

Lillian duruşunu dikleştirerek gri ve beyaz karışımı olan gözlerini dikti babasına. Annesi ve diğer kardeşleri yanlarında olmadığına göre, demek ki bu konu sadece ikisini ilgilendiriyordu.

¤ Tabi, seni dinliyorum baba.

Aaron gözlerini kızının yüzünde gezdirdi, böyle güzel bir kıza kimin dili varırdı ki lanetli demeye?

> Benim eski dostum olan Jun Guyu tanıyorsun değil mi kızım?

Lilith kafasını salladı ağırdan, o adamı tanımamak mümkün müydü? Krallığın en şöhretperest adamıydı.

> Seni onun oğluyla evlendirmemi istiyor.

Lilith bir an nefes alamadığını hissetti. Jun Guyu'un oğluyla evlenip Blenheim Sarayına gelin gitmek mi?

Koca saray, emri altında olan binlerce çalışan yakışıklı bir eş ve yüksek statü. Bu her kızın hayaliydi belki ama Lilith bu hayalden çok uzaktı. 

Çünkü o Min ailesini tanıyordu. İki oğulları vardı ve büyük oğlu evleneli 1 sene oluyordu. Onu da evli bir adama istemeyeceklerine göre hiç şüphesiz ki küçük oğullarına istemişlerdi.

Her kesin buz kalpli diye andığı Yoongi'e.

¤ Sen ne düşünüyorsun baba?

Aaron'un ne düşündüğü belliydi zaten. Bu evliliği istiyordu, kızı 26 yaşına gireli 2 ay oluyordu. Krallıktaysa kızlar 16 yaşından itibaren evleniyorlardı. Kızının saç ve göz rengi yüzünden  ise her kes ondan korkup uzak duruyordu.

Arkadaşının bu teklifi Aauron'u o kadar mutlu etmişti ki mutluluktan ona sarıla bilirdi. Tabiki kızını başından atmak için değil, onun mutlu olması için. Kızı da bir aile kurup eş ve anne olmalıydı. Bir gün Aauron onun yanında olamayacaktı, o hayatta olmadığında kızına destek olup yanında duracağı bir eş gerekiyordu.

> Ben bu evliliği onaylıyorum kızım ve Yoongi'in sana iyi bir olacağına inanıyorum.

Kız yalandan tebessüm etti babasına. Zaten o hayır derse bile babası evliliğe çoktan karar vermişti. Kızını da onayını almak için değil de haberi olsun diye çağırmıştı.

Sadece Lilith'in aklını kurcalayan bir soru vardı.
Acaba Yoongi'in bu evlilikten haberi var mıydı?

~~~~~~~

■ Ne demek evleniyorsun?!

Yoongi'in sinirli sesi odada yankılandığında, Jun Guy onu umursamadan devam etti konuşmaya. 

° Duyduğun gibi oğlum, yakında lord Aaron'un kızıyla evleniyorsun. Neydi o cadının ismi?

Dudağını büzerek, düşünür ifade aldı. Kızın ismi aklına geldiğinde parmaklarını şaklattı.

° Ah evet, leydi Lilith.

Yoongi sinirden kurdurmak üzereydi, bu adam onunla dalğa geçiyor olmalıydı.

Sen delirdin mi? O kız hakkında konuşulanları benden iyi biliyorsun. 

Jun Guy omuz silkerek arkasına yaslanıp, şarap dolu kaderinden bir yudum aldı.

° Senin hakkında da konuşulanları biliyoruz oğlum, hem nesi kötü? Senin için eşi benzeri olmayan bir kız buldum, hem ....

Kadehi parmakları arasında çevirerek oğluna bakıp gülümsedi.

° Hem kendisi gibi çehizleri de eşsiz olucak.

Yoongi'in duyduğu şeyle dişlerini sıktı. Lanet olası adam onu para için mi satmıştı?

■ Ne? Ne istedin bunun karşılığında?

Jun Guy ayağa kalkarak oğlunun yanına ilerdi yavaş adımlarla.

° Howard kalesini ve bir kaç küçük şey daha.

Elleri iki yanında yumruk oldu genç olanın. Babasının aç gözlü olduğunu biliyordu, ama bu kadar da ileri gideceğini  asla tahmin etmezdi.

■ Unut bunu ihtiyar , bu evlilik asla olmayacak.

Adam rahat tavırla gülümseyip elini oğlunun omuzuna koydu.

° Tabiki oğlum, o zaman seni servetimden men edeceğimi ve her şeyi abine bırakacağımı da bilmelisin.

Çenesi kasıldı oğlanın. Babası onunla oyun oynuyor, üstü kapalı tehdit ediyordu.

Servetinden men edildiği an Yoongi'in bir hiç olacağını biliyordu. Ve bunu kullanarak oğlunun iplerini elinde tutuyordu.

■ Canın cehenneme.

Yoongi onun yüzüne tıklayıp, omuzuna çarparak çıktı odadan. Arkasından ona seslenen ağabeyini umursamadan,  hızlı adımlarla kalenin merdivenlerini inmeye başladı.

Sanki hayatında her şey yolundaymış gibi birde başına kızıl bir lanet çıkmıştı.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Cursed Lady ᴹᵞᴳHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin