☆ vote !
Sınır - 25 + ve yorumlarınızı bekliyorum)
Yoongi donuk bakışlarını etrafta gezdirerek, bir biriyle konuşan , eğlenen ve sohbet eden insanlara baktı.
■ Gereksiz topluluk.
İğrenici ifadeyle mırıldanıp elindeki şarap kadehinden uzun bir yudum aldı. Saçma bir ortamda, yalaka ve ahmak insanların arasında olmaktansa metresini düzmeyi tercih ederdi.
= Kont Yoongi.
Arkasından gelen cırtlak sene, göz devirdi erkek. Bu lanet kadın nereden çıkmıştı böyle? Duymamış gibi yaparak şarabını içmeye devam etti. Eğer kadının biraz bile olsa gururu varsa kendisini takmadığın görüp def olup giderdi.
= Size sesleniyorum.
Sarışın kadın önüne geçtiğinde göz devirdi oğlan. Sahi bu kadının gurursuz olduğunu unutmuştu, aksi halde evli olduğu halde neden ona ilişki teklif ederdi ki?
■ Ne?
Diye mırıldandı soğuk sesle. Bu kadınla konuştuğunu babası görse kafasını şişirecekti boş konuşmalarıyla.
= Nişanlandığınızı duydum, ilk başta buna inanmamıştım ama bana gönderilen davetiyeyi elime aldığımda hayal kırıklığına uğradım.
Ah evet, bir de o vardı değil mi? Tüm gün rahatsız olup çakmak istediği bu etkinlik, onun nişanı için yapılmış bir davetti.
■ İnanın ki düşes Catarina, sizin ne düşündüğünüz yada neye üzüldüğünüz zerre umurumda değil. Tek üzüldüğüm şey, sizin boş sohbetinizi dinlemek zorunda olan kulaklarım.
Kadın pembeye boyanmış dudağını ısırarak, önündeki adamı süzdü alıcı bir tavırla. Yoongi zor bir adamdı ve bu kadın ona hastaydı.
= Sana ettiğim teklifi reddedip, lanetli bir kadınla birlikte olmak istemeni anlayamıyorum hâlâ.
Yoongi küçümser bakışla önündeki kadına baktı. Her gördüğü adama ağız suyu akıtan, kocasını her gece farklı çalışanla aldatan bir kadının teklifini kabul mü edecekti?
Alayla kıvrıldı dudağı, bunu yapması için kendine olan saygısını yitirmiş olmalıydı.■ Teklifini kabul etmek gibi bir niyetim olsa gidip bir fahişe alırdım. Ve lanetli konusuna gelirsek...
Boş şarap kadehini masaya bırakıp kadına döndü.
■ Ben, basit bir adam değilim. Yanımda duracak kadın da basit ve özellikle de fahişe bir karaktere sahip olmamalı. Anlatabiliyor muyum tatlım?
Kadının yüzündeki sinir ifadesi hoşuna gitmişti Yoongi'in. Hafiften omuzuna vurarak geçti yanından, bu kadınla konuşup çenesini daha fazla yormak istemiyordu.
Gözleri gezindi büyük salonda. Çoğu kadın ve erkek ona bakarak kendileri arasında fısır fısır konuşuyor yada kaçamak bakışlar atıyordu.
Eh normal olarak buz lordu ve leydi lanet her gün nişan yapmıyordu değil mi? Yoongi'in adı kadar emindi ki, şu an uçan bir domuzdan fazla ilgi odağı olurlardı.
Babasının yanına ilerlerken, salonun açılan büyük kapıları yüzünden adımlarını durdurdu..
Nihayet sevgili nişanlısı da teşrif ede bilmişti demek ki.
Salondaki kişilerin hepsi merakla gözlerini kapıya dikmiş kendi aralarında konuşuyorlardı. Yoongi'de merak etmiyor değildi. Çünkü kızı hiç görmemişti, sadece etrafta dolaşan saçma dedikoduları duymuştu.
Kimleri onun bir iblis kadar çirkin olduğunu, kimleri de insanları bakışıyla taşa çevirdiğini söylerdi.
Saniyeler sonra salona giren bedenle tüm uğultu dinmiş, etraf kimsesiz bir mezarlık kadar sessizleşmişti.
Yoongi'in koyu irisleri kızın üzerinde dolanıyordu durmadan. Ne çirkin, ne korkutucu nede başka bir şey. Bu kız düşündüğünden tam farklıydı.
Buz grisi düz saçları beline kadar iniyordu, teni mermer gibi beyaz ve güzeldi. Yuvarlak yüzü, dik burnu ve küçük dolgun kiraz gibi kırmızı dudakarı vardı. Gözleri gri ve bayazın dansını andırıyor gibiydi.
Üzerinde omuzlarına düşen, el bileklerine kadar kollarını saran beyaz ve altın nakışlarla işlenmiş güzel bir elbise vardı.
İlk kızı albinos sanmıştı ama hayır. Bu hastalıkla alakası bile yoktu. Onlarda tüm vücut beyazken, bu kızda sadece saçları buz grisi rengindendi. Bu çok garip aynı zamanda eşsiz bir şeydi.
Lilith sanki erkeğin ona baktığını hissetmiş gibi, bakışlarını onun koyu irislerine çevirdi.
Saniyeler içinde vücudunu ele geçiren yabancı hisle yutkunma gereği duydu kız. Karşısındaki adam ona takılan lakabı sonuna kadar hakediyordu.
Bakışları öyle soğuktu ki Lilith bir an için titrediğini hissetti. Koyu renk saçları, aynı renk gözleri, gün yüzü görmemiş gibi beyaz olan teni ona ürkütücü bir hava katıyordu.
Üzerinde beyaz gömleği koyu gri takımı vardı. Pantolonunun belindeki kemeri ve ceketini altın renk işlemeler sürlüyordu. Saçları diğer erkeklerden farklı olarak kısa kesimliydi.
Kendine has ve güzel bir tarzı vardı ama ki içi bir suyu kurumuş kuyu kadar boştu.
Yoongi derin nefes, alarak boğazını temizlemek adına öksürdü hafiften. Anında etraftaki bakışlar ona döndüğünde göz devirmemek için kendini zor tuttu. Ne güzel, kaliteli dedikodu malzemesi olmuştu artık.
■ Leydi Lilith.
Öne doğru bir adım atarak, elini kıza doğru uzattı. Lilith bu jeste şaşırsa da duruşunu bozmadan gri irislerini oğlanın koyularına dikti.
■ Müstakbel eşim olarak ilk dansınızı bana lütfeder misiniz ?
.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cursed Lady ᴹᵞᴳ
Fanfic▪︎ Gecenin en karanlık ve en derin anında, dolunay karşımda karanlığa yükseliyor, ve o ayın üzerinde senin gülümseyen simanı görüyorum. Söylesene bu aşk denilen lanet değil de ne sevgili Lilith? ▪︎Min Yoongi