Merhabalar
Umarım herkes iyidir.
Medyada Yoongi'nin çaldığı parça mevcut. Okurken dinleyebilirsiniz.
Keyifli okumalar.
Kamp yaptığımız hafta sonunun üzerinden tam bir hafta geçmişti. Bu geçen bir haftada hepimiz çok yoğun olduğumuz için doğru düzgün görüşüp bir şeyler yapamamıştık. Sınavlardan yine kafamızı kaldıramamıştık. Yoongi'yi, onunla konuşmayı, onunla vakit geçirmeyi çok özlemiştim. Kantinde ya da okul çıkışında zar zor görüyordum onu. Ayaküstü sohbet ediyor ve ayrılıyorduk.
Ama bu hafta hepimiz rahattık. Sınavlar bitmişti. Doyasıya vakit geçirebilirdik. Aklımda bir haftadır takılı kalan Yoongi'nin bana piyano çalacak olmasıydı ve ben bunu dört gözle bekliyordum.
Hemen yanımda oturan Jungkook'u daha önce hiç böyle görmemiştim. Deli gibi ders çalışıyordu. Şuan sınavlarımız bitmişti ama o yine de derste anlatılanları tekrar ediyor ve notlar çıkarıyordu. Önceleri tembel olan Jungkook'a Taehyung ile sevgililik yaramıştı anlaşılan. Taehyung'un çalışkanlığı ve azmi ona da bulaşmıştı.
Sorduğum soruya kafasını bile kaldırmadan cevap vermişti. "Jungkook biraz bahçeye mi çıksak? Çok sıkıldım ben." dediğimde "Sen çık. Benim işim var şimdi. Şu notları bitirmem lazım." demişti. Ben de başımla onayladıktan sonra sınıftan çıkmıştım.
Koridorda gezinerek yürürken sınıfların içine bakıyor ve insanların ne yaptıklarını izliyordum. Birden bir sınıfın önünde duraksamıştım. Burası onun sınıfıydı. Sınıfın içinde ondan başka kimse yoktu ve o da telefonundan bir şeye bakarak gülümsüyordu. Neye bakarak böyle güldüğünü merak etmiştim doğrusu.
Kapıdan onu izlemeye devam ederken. Telefonu kapatmış ve masanın üstüne koymuştu ki tam o sırada onu izleyen beni fark etmişti. O küçük suratında görmeyi en çok sevdiğim gülümsemelerinden birini bana göstermişti. Ben de ona benim yüzümde görmeyi sevdiğini düşündüğüm gülümsememi göstermiştim.
Sınıfın kapısından içeriye girip yanına doğru yavaşça ilerlemiştim. Boş olan yanına oturmuş ve "Nasılsın?" diye sormuştum. "İyiyim. Biraz başım ağrıyor bugünlerde sadece. Onun dışında iyiyim. Sen nasılsın peki?" Derken elini omzuma koyup yavaşça sıkmıştı. "Geçen haftaki yoğun tempoyu atlattıktan sonra gayet iyiyim." Diyerek gülmüştüm.
Gülümsememe karşılık vererek ellerini saçlarımın arasına götürmüştü usulca. Saçlarımı karıştırırken bir yandan dokunmaya kıyamıyormuş gibi bir yandan da dokunmak için can atıyormuş gibiydi. Bana her dokunuşunda içim titriyordu. Yine öyle olmuştum ama belli etmemeye çalışıyordum. Elleri boynuma kaydığında alt tarafımda hiç hoş olmayan şeyler gerçekleşeceğini anlamıştım ve "Ben sınıfa geçeyim artık. Ders başlar birazdan." diyerek ayağa fırlamıştım.
Yüzünde kurnaz bir gülümsemeyle "Ne güzel oturuyorduk küçük." dedikten sonra bir süre sessiz kalmıştık ve "Şey bugün okuldan sonra bize gelmek ister misin? Sana piyano sözüm vardı hem. Ne dersin?" dediğimde içim kıpır kıpır olmuştu. Sonunda beklediğim şey gerçekleşiyordu. "Gelirim tabii. Çıkışta buluşuruz bahçede." Dedikten sonra el sallayarak sınıfından çıkmış ve kendi sınıfına doğru ilerlemiştim.
Sınıfa geri geldiğimde Jungkook'u bıraktığım halde bulmuştum. Hala ders çalışıyordu. Onu rahatsız etmemek için sessizce oturup telefonumla oynamaya başlamıştım. Sessizliğini bozarak "Nereye gittin?" demişti. "Biraz dolaştım, Yoongi ile karşılaştık sohbet ettik." dediğimde dudaklarında yamuk bir tebessüm oluşmuştu. Pek anlam veremesem de üstüne düşmemiştim. Taehyung ona anlatmış olamazdı zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
little darling | yoonmin
FanfictionPark Jimin nereden bilebilirdi ki deliler gibi sevdiği Min Yoongi'nin de onu sevdiğini...