Merhabalar
Umarım iyisinizdir.
Keyifli okumalar.
Zil çalıp da öğle molası bittiğinde, hala bugün yaşadıklarımın şokunu atlatmaya çalışıyordum. Bir gün içinde iki kez Yoongi'ye rezil olmuştum. Önce üstüne kahve dökülmesine sebep olmuş sonra da karın gurultumla onu güldürmüştüm. Evet biraz utanıyorum ama bir yandan da hoşuma gidiyordu. En nihayetinde bu yaşananlar onunla tanışmama sebep olmuştu. Sınıfa doğru ilerlerken aklıma tokalaştığımız geldi ve elim yine alev alacakmış gibi hissettim. Avucumda hala o güzel ellerinin sıcaklığını hissediyordum sanki... Bu hafifçe sırıtmama sebep olmuştu.
Sırıtmam devam ederken sınıfa girdiğimde sıramda oturan tanıdık bir bedenle karşılaşmıştım. En yakın arkadaşım Taehyung'un hoşlandığını söylediği ama aslında kör kütük aşık olduğunu bildiğim Jeon Jungkook sıramda oturuyordu. Ne işi vardı ki bizim sınıfta?
Yavaşça sırama doğru yaklaştığımda bakışları anında beni bulmuştu ve "Kahve canavarı da bu sınıftaymış meğer, bu dönem güzel geçecek anlaşılan." demişti arkasına yaslanarak. Ah Tanrım... Yoongi kahve maceramızı Jungkook'a anlatmıştı.
Bu söylediğine sadece gülümsemiştim ve sessizce yerime yani yanına oturmuştum. Aslında konuşmak istemiyordum ama neden bizim sınıfta olduğunu da merak ediyordum. Tam ona doğru dönüp neden bizim sınıfta olduğunu soracakken o benden önce davrandı ve "Sen sormadan söyleyeyim Jimin, sınıfta anlaşamadığım bir çocuk vardı ve bugün çok fena kavga ettik. Aramızda kalsın ama iyi benzettim çocuğu. Müdür daha fazla aynı sınıfta barınamayacağımızı söyledi ve benim şubemi değiştirerek buraya aldı. Yani anlayacağın dönem sonuna kadar buradayım. Tek boş yer burası olduğu için de yanına oturdum." demişti hızlı hızlı konuşarak.
Böyle konuştuktan sonra açıkçası Jungkook'tan biraz korkmuştum. Ama iyi birisine benziyordu, çocuğu güzelce dövmüş olabilirdi ama altında yatan başka bir şey olabilirdi. Hem bu yüzden hem de Yoongi ile yakın olduğu için onunla iyi anlaşmalıyım diye düşündüm. Sessizliği bozan taraf bu sefer ben olmuştum: "Umarım burada kimseyle sorun yaşamazsın Jungkook, hoşgeldin." deyip elimi uzatmıştım. "Umarım. " diyerek elimi sıkmış ve önüne dönmüştü.
Jungkook'u uzaktan görüyordum ve Taehyung sayesinde hakkında birkaç şey biliyordum. Biraz sinirli bir yapıya sahipti ama aslında içinde yumuşacık bir kalbi vardı, bunu kimseye göstermese de... Hoca gelene kadar onu incelemeye devam etmiştim. Keskin yüz hatları vardı, koyu renk saçları gözlerinin önüne geliyordu ve bazen bundan rahatsız olup saçlarını arkaya doğru atıyordu. Çok yakışıklı bir adamdı Jungkook. Dostum Taehyung çok şanslıydı, böyle bir erkek arkadaşı olabileceği için. Tabi o da cesaretini toplayıp Jungkook'a açılabilirse...
***
Nihayet son ders de bitip zil çaldığında hızla çantamı toplamış Jungkook'a iyi günler dileyip sınıftan çıkmıştım. Bugün yorucu hiçbir şey yapmamış olmama rağmen kendimi tuhaf bir şekilde yorgun hissediyordum. Bir an önce eve gidip dinlenmek istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
little darling | yoonmin
FanfictionPark Jimin nereden bilebilirdi ki deliler gibi sevdiği Min Yoongi'nin de onu sevdiğini...