16: En güzel şarkım

937 81 23
                                    

Merhabalar

Umarım herkes iyidir.

Keyifli okumalar.

O piyanonun ben ise onun büyüsüne kapılmışken kapıda bizi ne kadardır izlediğini bilmediğim abisi bizi alkışlamaya başlamıştı. Bunu duyan Yoongi piyanonun tuşlarına basmayı kesmiş ve abisinin olduğu tarafa doğru dönmüştü.

Alkışlaması bitmiş olacak ki kapıdan içeriye girmiş ve yanımıza yaklaşmıştı. "Bunu dinlemeyi özlemişim." Derken piyanonun üzerinde ellerini gezdirmişti. O zamanlar yanlış anlaşılmadan dolayı onu böyle inceleme fırsatım olmamıştı. Her seferinde sinir olarak bakıyordum ona. Ama şimdi dikkatli bir şekilde incelediğimde gerçekten de çok yakışıklıydı. Boyu Yoongi ve bana göre uzundu. Geniş omuzlarını fark etmemek imkansızdı ve bu büyük bedene göre çok küçük yakışıklı bir yüzü vardı.

 Geniş omuzlarını fark etmemek imkansızdı ve bu büyük bedene göre çok küçük yakışıklı bir yüzü vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Sen bu saatlerde gelir miydin eve?" Dediğinde tek kaşını kaldırmıştı Yoongi. "Üzerimi değiştirmeye geldim. Sonra yine çıkacağım. Ama iyi ki gelmişim. Bu konseri kaçırmayı istemezdim." dedikten sonra kardeşine göz kırpmıştı.

Gözlerini bana çevirdiğinde utanmıştım çünkü onu bir yanlış anlaşılma ile tanımıştım. Bana baktığında "Seni daha önce görmedim. Yeni mi geldin yoksa?" diyerek tek kaşını havaya kaldırmıştı. "Hayır, uzun zamandır buradayım. Sadece....Yoongi ile yeni tanıştık sayılır. Bu arada ben Jimin." Diyerek az önce sevdiğimin elleriyle birlikte harikalar yarattığım elimi ona uzatmıştım. "Ben de Seokjin. Bu yanındaki bücürün abisiyim. Tanıştığıma çok memnun oldum." Bücür dedikten sonra Yoongi'nin dişlerini gıcırdattığını anlamıştım ve bu beni güldürmüştü.

Bir süredir piyanonun başında dikilen Seokjin yanımızdan ayrılmış ve kendini koltuğa atmıştı. Biz de piyanonun başından kalkıp yanındaki koltuklara oturmuştuk. Biraz sonra Yoongi içecek bir şeyler getirmek için mutfağa gitmişti. O gittikten sonra Seokjin bana doğru dönmüş ve "Onu uzun zamandır piyano çalarken görmemiştim. Bunu yapmasını sağladığına göre onun için değerlisin. Ha?" demişti. Dediğine biraz şaşırmıştım ve ne diyeceğimi bilememiştim.

"Bilmem ki. Sanırım öyleyim. O da benim için değerli. Çok değerli."

Ben bunu söyledikten sonra bana gülümseyerek bakmıştı. O sırada elinde biralarla gelen Yoongi her şeyden habersiz bir şekilde yanımdaki koltuğa oturmuştu. Bir süre sohbet etmiştik ve abisi bana sürekli bir şeyler sormuştu. Nereli olduğum, boş zamanımda ne yaptığım, neleri sevdiğime kadar neredeyse her şeyi sormuştu. Buna pek anlam verememiştim ama çok üstünde durmamıştım.

Hava kararmaya başladığında ayaklanmıştım. "Ben de gideyim artık. Geç oldu." Dedikten sonra abisiyle vedalaşmış ve Yoongi ile salondan ayrılmıştım. Beni kapıya kadar geçirirken "Bugün için teşekkür ederim. Piyano bana iyi geldi. Uzun zamandır yapmamıştım." demişti. Ben de gülümseyerek "Asıl ben teşekkür beni kırmayıp kabul ettiğin için." diyerek kapıdan çıkmıştım. İyi geceler dinledikten sonra el sallamış ve yavaşça yürümeye başlamıştım. Arkama bir daha dönüp bakmamıştım ama beni bir süre izlediğine emindim çünkü kapı bir süre sonra kapanmıştı.

Eve geldiğimde kimse yoktu. Üstümü bile değiştirmeden oturma odasına geçip koltuğa uzanmıştım. Daha sonra eğer üşenmezsem banyo yapabilirdim ya da odama çıkabilirdim en azından.

Televizyonu açıp rastgele bir kanalda takılı kalmıştım. O sırada telefonuma gelen mesajla birlikte elime telefonu aldığımda Jungkook'tan mesaj gelmişti.

Jungkook
Yoongi'nin doğum günü yaklaşıyor
Bir şeyler yapalım
Sürpriz bir doğum günü düşünüyorum
Ne dersin?

Jimin

Olur

Çok güzel olur hatta

Yarın okulda konuşalım plan yapalım

Jungkook
Tamam o zaman yarın görüşürüz
İyi geceler

Jimin

İyi geceler

Az önce uyuşuk olan halimden eser yoktu ve televizyonu kapatıp doğruca odama çıkmıştım. Kendimi hemen duşa atmıştım. Duştayken bir süre hatta uzun bir süre ona ne hediye alabileceğimi düşünmüştüm. Ama bir türlü bulamamıştım. Duştan çıktıktan sonra köşede duran ve uzun zamandır elime bile almadığım gitarım gözüme çarpmıştı. Bu aklıma Yoongi ile kampta ateşin başında sohbet ettiğimizde bana söylediği bir şeyi getirmişti. Hiçbir zaman maddiyata önem veren biri olmadığını, maneviyatın onun için her zaman önce geldiğini söylemişti.

Ben de biraz düşündükten sonra ona doğum gününde bir şarkı söylemek istedim birdenbire. Üzerimi değiştirip yatağıma oturmuş ve gitarımı elime almıştım. Tellerin üstünde gezinen ellerim ve dudağımda mırıldandığım melodiyle birlikte onu düşünmeye başlamıştım.

Onu düşünürken aklıma bir dizi söz gelmişti ve bunları hemen yazmaya başlamıştım. Onu düşündükçe aklıma gelen bu sözler parmaklarımdan dökülmeye başlıyordu. Biraz daha düşünüp yazdıktan sonra aklıma bir şey gelmemişti ve bu kadarı yeterli diye düşünerek gitarımı yine elime almıştım. Sözlere uygun olabilecek şekilde gitarı yavaşça çalmaya başlamıştım. Eskiden de böyle kısa kısa sözler yazar ve onlara kendi kendime beste yapardım ama bu seferki çok daha anlamlı ve özel olacaktı.

O benim için abisine de dediğim gibi değerliydi. Çok değerliydi. Ona onun benim en güzel şarkım olduğunu düşünerekten bu elimde tuttuğum şarkıyı yazmıştım.

O benim en güzel şarkımdı.

Bölümün sonu.

İki ya da üç bölüm sonra final yapmayı düşünüyorum. Kavuşturalım artık şu çocukları :')

Yorumlarınız ve oylamalarınız benim için çok değerli. Paylaşırsanız sevinirim 🌼

Yeni bölüme kadar kendinize iyi bakın. ✨

little darling | yoonmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin