Femboy Kitten | ChanLix

chapter eleven'

Pov Felix;

Banyoma Jisung'a belli etmeden gözyaşlarımı döküp hala alışamadığım siyah ıslak saçlarımı aksine beyaz bir havlu ile kuruluyordum.

-Yemek hazırladım, konuşmak ister misin? Uzun süredir birbirimize vakit ayıramıyoruz. 'Bestie date'imizi yapmanın vakti geldi de geçiyor bence.

Hafif bir tebessümle onayladım. Haklıydı, uzun süredir bırakın dertleşmeyi doğru düzgün diyalog bile kuramamıştık. İkimizde kendi dertlerimize düşüp birbirimizi yok saymıştık bu süre boyunca. Kurduğu masaya ilerlerken canımın acısını fark ettirmemeye çalışıyordum ki Jisung meşhur el şakalarından birini yaparak elini kuvvetle kıçıma yapıştırdı.

+Anneni s- NAPIYORSUN KAŞAR EVLADI?

-Noldu ya? Sert bile vurmadım abartma. Ayrıca her zaman yaptığım şey. Biraz fazla tep-

+Jisung sus.

-Fazla tepki veriyors-

+Sus dedim ölüyorum sus.

-Ya abartma, öpeyim geçer.

Gözyaşlarımı tutmaya çalışıyordum ve en yakın arkadaşımın yavşaklıkları sinirimi sadece daha fazla bozuyordu.

-Cidden yalnış bir şey mi yaptım bilmeden. Ağlayacak gibi duruyorsun, endişeleniyorum bak.

+Anlatmayacağım neler olduğunu siktir git başımdan acımı ikiye katladın iki saniyede.

-Ne demek anlatamam? En yakın arkadaşın değil miyim ben senin?

+Zaten o yüzden anlatamam gerizekalı.

-Anlatana kadar o güzel götüne vururum bende.

Elini havaya kaldırdığında ciddi mi değil mi anlamamıştım kıçıma hızla inen elini bağırararak durdurdum.

+TAMAM DUR YAPMA ANLATACAĞIM.

-Aferim, tabii ki anlatacaksın ama önce yaptığım olağanüstü yemeği yemeliyiz.

Merakla yerimden kalkıp masadaki tencerenin kapağını açtım.

+Jisung bu bildiğimiz ramen amına koyayım?

-Ramen yeterince olağanüstü değil mi terbiyesiz herif. Bunun için en ilerideki markete yürüdüm ben, konuşma ve ye.

Memnuniyetsizce çubuklarıma yemeği dolarken muhtemelen beş dakikaya yapacak olduğum açıklamayı düşünüyordum. Nasıl açıklanırdı ki bu? Fazla utanç vericiydi benim için. Ve hayatım boyunca Sung'un taşşağını geçeceğine de fazlasıyla emindim. Tabakları makineye yerleştirirken Jisung'un Minho'ya olan hakaretlerini dinliyordum. Çocuk kötü bir şey bile yapmamıştı, hatta teşekkür bile etmeliydim yardımı için.

Konuşma vaktini geçiştirmek için yaklaşık yarım saattir tuvaletteydim ve Sung kapıya dayanmıştı bile.

-Ya bir saat oldu seni bekliyorum diyeli, napıyorsun lan içerde. Güzel götün bu kadar yavaş mı işliyor ben anlamadım bu işi.

+Sikeceğim seni şimdi bir git geliyorum dedim, acele ettirme.

-Lix biraz daha çıkmazsan iş üstünde olduğunu bile düşüneceğim.

Sinirle kapıyı açtım, bazen gerçekten susmak bilmiyordu üstelik her şeyi de bağırarak dile getiriyordu. Terasa geçip sandalyeye yerleştiğimde tepemde dikilerek anlatmam için sıkıştırmaya başladı. Jisung, yemin ediyorum üç yaşındaki bir çocukla aynı iq seviyesine sahipti.