chapter ten'

4.3K 321 257
                                    

Pov Felix:

( +18 içerik, rahatsız olanlar lütfen bir sonraki bölüme geçsin!!)

Dudaklarından ayrılıp gözlerine odaklandım. Koyulaşmış gözleri, dağınık nemli saçları ve aralık dudakları. Resmen zaafım olduğu bilinerek yaratılmıştı.

+Chris, Chris, Chris. Adında en az vücudun kadar seksi.

Ara vermeden öpüşüne devam etti, gittikçe derinleşiyordu sanki. Dilini ağzımın içinde hissetmemle dayanamayıp kısık sesle inledim.

-O zaman bir dahakine anlamsız sesler çıkarmak yerine Chris diyebilirsin.

Belimde dolaşan büyük elleri direkt çıplak tenime temas edince dediğine uydum, zevkle sırıtarak boynuma yöneldi. Ona alan açmalıydım öyle değil mi?

+Şartları eşitemeliyiz diye düşünüyorum.

İki elimle giydiğim siyah tişörtü yavaşça yukarı sıyırarak çıkardım. Ondan uzaklaştığım gibi belimden sertçe tutarak tekrar kucağına çekti. Baskın halleri hoşuma gitmişti ve ben hoşuma giden şeylerin üzerine giderdim. Omzundan destek alarak kendimi yavaşca ona sürtmeye başladım. Gözlerini kısılmış ve daha da terlemişti. Dişlerini sıkıyordu, zorlandığı belliydi.

-Sonundan haz etmeyeceğin şeyler yapma Felix, zararlı çıkan sen olursun.

İşime daha sert devam edip dudaklarına yaklaştım.

+Belki de zararlı çıkmak istiyorumdur Chris? İzin vermeyecek misin?

Son cümlemi söylerken tüm ağırlığımı verip zıplamıştım üzerinde. Kısık sesli bir inleme kazandığımda keyifle gülümsemiş, altımdaki şişlikle gurur duymuştum. Boynuna geçip beyaz teninde kendime ait birkaç iz bırakmaya başladım. Elleriyle kavradığı ve bazen şiddetle sıktığı kalçam dudaklarımı ayırıp inlememe sebep oluyordu. Biraz daha dudaklarıyla vakit geçirip kucağından kalktım.

+Durmamız gerek, zil çalmak üzeredir.

Arkama bakmadan kapıyı açıp çıkacaktım fakat tahmin ettiğim gibi, yine kolumdan tutularak sertçe çekilmiştim.

-Umrumda değil, halletmen gereken birkaç işin var önce.

+Sağ elin var sanıyorum? Kendi işini kendin gör banane.

-İşimi başıma sen getirdin, sen halledeceksin.

+Hayır, okul tuvaletinde kimseye ilkimi vermeyi düşünmüyorum.

-Vermeden halledersin o zaman, ilk öpen sensin beni, kaşınma.

+Hayır sana sakso falan da çekmeyeceğim, siktir git.

-Bilerek yapıyorsun, zoru kullanmam hoşuna gitti çünkü.

Şimdi gümlemiştim işte sanırım götüm ciddi anlamda bu kabinde gidecekti. Kapıyı kapatıp sırtımı sertçe yasladı, iki elimi de kafamın üzerinde birleştirip diğer elini belimde sabitledi. Şişkinliğini bana bastırarak boynumu morartıyordu. Isırdığı yerleri emip yenisine geçti bir süre. Birkaç kişiyle daha bu konuma gelmiştim ama hiç kimseyle gerçekten sevişmemiştim. Chris ise tüm zaaflarımla oynayıp onu istemem için beni zorluyordu. Pekâla, isterdim o zaman.

Var gücümle göğsünden ittim karşımdaki büyük bedeni. Hırsla eski yerine oturtup önünde eğildim. Şaşırmıştı ama hoşnut görünüyordu, doğrusu bende şaşırmıştım kendime. Boynundan başlayarak göğüslerine ve oradan da karın kaslarına ciddi anlamda ağzımın suyunu akıtarak öpücükler bıraktım. Biraz daha aşağılarına indim ve önünde diz çöker konuma geldim. Heyecanı ve sabırsızlığı her hareketinden belliydi. Sanırım sadece cinsellik konusunda heyecanlanabiliyordu. Çünkü daha önceki konuşma çabalarımda aldığım tek cevap bomboş, hissiz bir surattı. Anlaşılan önünde eğildiğimde kartlar yeniden dağıtılıyordu.

Seri şekilde okul formasının fermuarını indirip neredeyse dokunulması için yalvaran aletiyle karşılaştım. Kabul, beklemiyordum. Tamam Avustralya'lı olabilirdi ama karşımdaki şey sanki haddinden fazla büyüktü. Çekinerek gözlerine baktım, her zaman okul tuvaletinde birilerine sakso çekmediğimden gerilmiştim. Birazda drama eklersem işin içine tadından yenmezdi, önümdeki gibi.

-Bekletmek mi hoşuna mı gidiyor yoksa sadece benim harekete geçmem için rol mü kesiyorsun?

+Şöyle ki; bu beklediğimden fazla büyük, aynen öyle.

-Bir de bayıl istersen Felix.

Neye uğradığımı şaşırmıştım, bacaklarımı kolunun altına geçirip yerlerimizi değiştirdiğinde. Bahanelerim hiçbir boka yaramazdı bu saatten sonra, yarrağı her iki anlamda da yemiştim cidden. Siyah eşofmanım bacaklarımın arasından kayıp giderken gözlerimi kapatıp kendimi büyük bir acıya hazırladım, yani en azından mental olarak.

Kemer çıkarma sesleri ve 10 yılmış gibi geçen 5 saniyeden sonra çığlık atmak istedim. İstedim istemesine ama halimden de garip bir şekilde memnundum. İlkimin burada gitmesi biraz tuhaf ve onur kırıcıydı ama Chris denen bu herife gitmesi zamanı ve mekanı önemsiz kılıyordu. Terli omuzlarının üzerindeki bacaklarım ve düşmemek için destek aldığım her iki yandaki demirler acıma ortak olurcasına titremeye başlamışlardı. Ellerim terliyordu ve uzun süre de geçse acıya alışamamıştım. Üstümdeki aşırı seksi ama bir o kadar da düşüncesiz olan adam ilkim olduğunu bildiği halde beni hazırlamamayı tercih etmişti çünkü.

Belime sardığı ellerinden birini onunkine kıyasla neredeyse olmayan aletime götürerek aynı ritimde oyalandı. Kısık sesli de olsa inlediğini ve küfürlerini duyabiliyordum. Sesimi içimde tutmak her saniye zorlaştığından vazgeçmiştim, koskoca tuvalette sadece Chris'in inlemelerini bastıran benimkiler ve tenlerimizin birbirine uyumsuzca çarpışma sesi vardı.

.
.
.

Hayatımı göz önüne aldığımda verdiğim birçok yanlış karar vardı tabii ki, çoğunu unutana kadar ağlamıştım. Son dönemlerde her şey üst üste geldiğinden neye ağlamam gerektiğine karar verememiştim ve bırakmıştım ağlamayı. Şimdiyse zor duruyordum, kullanılmış ve pis bir çöpten fazlası değildim çünkü. Sırtımı kabinin kapısına yaslayıp ne kadar kirli olduğunu umursamadığın zemine oturdum. Çıplak bacaklarımı kendime çekerek kafamı koydum, uzunca süre tüm yaptığım hataları gözümün önüne getirdim, asla az öncekini geçemiyordu hiç biri.

Benimle işi bittikten sonra arkasına bakmadan giyinip oradan çıkmıştı. Ne beklediğimi bilmiyordum ya da nasıl davranmamız gerektiğini. Sadece bu fazla küçük düşürücüydü.

Kaç saat geçtiğini, kabinin kapısının kaç kere tıklatıldığını bilmiyordum. Kalkmaya karar verip üzerimi giyindim yavaşça. Banyom uzun süredir göz yaşlarıma ev sahipliği yapmamıştı. Özlemiş olmalıydı.



Pov Bang Chan;

Sıçmıştım, hayatımın tam orta yerine hemde. Biriyle vakit geçirmek ilk kez yaptığım bir şey değildi ama beni hiçbiri bu kadar etkilememişti. Doğal olarak korkmuştum ve kaçmıştım. Orospu çocuğu gibi göründüğüme emindim daha kötüsü normalde siklemeyen benliğim şimdi ne bok yiyeceğini düşünerek ortalıkta dolanıyordu. En azından bir şey yapmalıyım diye düşünüp kantine yöneldim. Seveceğini düşündüğüm birkaç atıştırmalık alarak hala orada olduğunu bildiğimden kapısının önüne bıraktım.

.
.
.

"LAN YEONJUN ŞUNA BAK AMK! ENAYİNİN BİRİ BUNLARI BURADA BIRAKMIŞ."

"Çilekli süt mü lan o? Soobin çekil belanı sikmeden aç yolu aç."

"ÖNCE BEN BULDUM AQ SİKTİR GİT!"

"Ağlama da ceple biri görmeden, bölüşürüz."














//Diğer bölümü tam yerinde kestim diye kızanlar olmuş, utanıp sıkılarak atıyorum bu bölümü de🥴 Son kısmı komik ama aynı zamanda üzücü, bahtı sikik Felix :(
Oylamayı unutmayın, seviyorum sizleri <3

Femboy Kitten | ChanLix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin