"Sen! Kim olduğunu söyle!"
Eğitmen Keith Shadis delici gözleriyle Taryn'in yanında belirdi. Varıştan sonra, tüm askerler üniformalarını almak üzere boş bir salona gönderilmişti. Daha sonra da inisiyasyon için dışarıya çıkma talimatı verilmişti Taryn, inisiyasyon dedikleri şeyin, şu an Eğitmen'in yaptıkları olduğu sonucuna vardı.
inisiyasyon: inisiyasyon ya da kılavuzluk, kimi ansiklopedilerde bireyin spiritüel gelişimi için, 'spiritüel tesir'i alıp aktarabilen bir üstadın sert ve sürekli kontrolü altında, bir düzen ve disiplin içinde, sınavlara dayalı tarzda, metotlu eğitimi şeklinde tanımlanmaktadır.
Eğitmen bir süredir acemilere bağırarak korkudan sinmelerine yol açıyordu. Taryn yutkundu, gergin bir şekilde sağ elini yumruk yapıp kalbinin üstüne koyarak zorlu bir selam verdi.
"Trost Bölgesi'nden Taryn Freire, efendim!" Eğitmen'e aynı şekilde bağırarak cevap verdiğinde, çıkardığı yüksek sesin Eğitmen'i memnun etmesini ummuştu.
"Neden buradasın?" Tek kaşını kaldırmış, Taryn'e göz korkutucu bir şekilde bakıyordu.
Taryn dürüst olup olmamak konusunda emin değildi, bu yüzden en güvenli şeyi söylemeye karar verdi. "Ebeveynlerimi gururlandırmak ve aileme saygınlık kazandırmak için, efendim!"
"Zavallıca!" Eğitmen kükredi. Taryn birazdan olacaklar yüzünden paniklemesine rağmen göz temasını kırmamaya ve duruşunu bozmamaya çalıştı. "Neden herhangi biri senin gibi ağlak bir pislikle gurur duysun? Söyle!"
"Ben ağlak bir pisliğim, efendim!"
"Sığır bile senden daha değerli! Ailen seninle asla gurur duymaz!"
"Evet, efendim! Bir sığırdan daha değersizim ve ailem benimle asla gurur duymaz, efendim!"
"Hımm." Neyse ki, Eğitmen bu cevaplara tatmin olmuş gibi görünüyordu. Taryn'in yanındaki kişiye, yani Jean'a doğru ilerledi. Taryn, Eğitmen ona yaklaştıkça Jean'ın gergin bir şekilde terlediğini ve dik durmaya çalıştığını görebiliyordu.
"Sen de kimsin?!"
"Trost Bölgesi'nden Jean Kirschtein!"
"Burada ne halt ediyorsun?"
Jean'ın gözleri genişledi, yalan söyleyip söylememek arasında kalmış gibi duruyordu. Fakat Taryn'in aksine, Jean doğruyu söylemeyi seçti.
Taryn, Jean'ın dudaklarının gergin bir şekilde kıvrılmasını izledi. Jean'ın Eğitmen'i etkilemek için bu güçsüz yönteme başvurması Taryn'i sessizce güldürmüştü. "Askeri Polis'e katılmak ve... duvarların içinde yaşamak için, efendim!"
Shadis sırıttı. "Anlıyorum... Demek duvarların içinde yaşamak istiyorsun, öyle değil mi?"
"Evet, efendim!"
Taryn, Jean'ın sinir bozucu bir şekilde dürüst olduğunu biliyordu, onun bu huyu başını sürekli hoş olmayan durumlara sokardı. Aynı şimdi de olduğu gibi, Jean başını belaya sokmuştu ve Eğitmen'in ona attığı kafayla yere çöküp acıyla inlemişti. Taryn onun canının ne kadar acıdığını tahmin bile edemiyordu.
"Hey! Kim sana yere oturabilirsin dedi?!" Jean acıyla başını sıvazlarken Eğitmen ona kükrüyordu. "Burada yere yığılan birini Askeri Polis'e alacaklarını mı sanıyorsun? Biraz sert ol, çocuk!"
Eğitmen Shadis, Jean ve Taryn'in rahat bir nefes almasına yol açarak yanlarındaki, adının Marco Bott olduğunu öğrendikleri çocuğa doğru ilerledi. Zavallı çocuk da Eğitmen'in acımasız sözlerine maruz kalmıştı, neyse ki Jean gibi yere devrilmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐡𝐨𝐩𝐞𝐥𝐞𝐬𝐬 || jean kirschtein × okuyucu [ASKIDA]
Fiksi Penggemar"Mikasa Eren'e bir hayli aşık, mankafa ise onu fark edemeyecek kadar kendini öldürmeye çalışmakla meşgul." Acı gözlerle yıldızlara bakarken iç çekti. Kafasını çevirip kıza döndüğünde ona hüzünlü bir gülümseme bahşetti. "Sanırım en nihayetinde umutsu...