Bu gün rüyamda birini gördüm. Yüzünü tam hatırlamıyordum ama bana berbat davranıyordu. Daha doğrusu zorbalık ediyordu. Ondan ne kadar kaçsamda her seferinde önümde belirip bana vuruyordu. Son darbesinde de uyandım. Berbat bir hisle banyoya gittim. İşlerimi halledip çıktım. Mutfaktan güzel kokular geliyordu. Hemen aşağı koştum.
"Annem bana kahvaltı mı hazırlamış?" Gülerek sordum.
"Tabi ki oğluşuma hazırladım. Götü boklu, gece altına sıçan babannene hazırlayacak halim yok ya? Ahahha ahah hahhaha 😂"
Hiç komik değildi. Yeri gelince oda yaşlanacak aynı şeyleri yaşayacak kim bilir?
"Anne hiç komik değil. Ya onun haline düşersen?"
"Aman be oğlum 2 dk şaka yapamayacak mıyım ben ya? Aaaa."
"İyi anne ne yaparsan yap."
"Kızma oğluşum, bu gün okulun ilk günü diye sana tost yaptım. Afiyetle ye."
Anneme teşekkür edip masadan kalktığımda ders saati yaklaşıyordu. Hemen evden çıktım ve okulun yolunu tuttum.
Bu gün 11. Sınıfın ilk günüydü ve tüm eski arkadaşlarım okulunu değiştirmişti. Bu yüzden mutsuzdum. Yeni biriyle tanışmam gerekecekti. Bu günün iyi geçmesini umarak sınıfıma girdim. Girer girmez burnuma bir bok kokusu geldi. Herkes kelimenin tam anlamıyla anırarak birbiriyle konuşuyor ve koşuşturuyordu. Bu manzarayı görünce ağlamak istedim. En berbat sınıfa düşmüştüm.
Birden bir ses duydum;
"Şş yeni gelen. Gel bakim buraya."
Gelir gelmez belamı da bulmuştum. Çünkü bu kişi çok tehlikeli gözüküyordu benim gibi birine göre. Ama yanına gitmezsem daha büyük zorunlarla karşı karşıya kalabilirdim. İstemeye istemeye yanına gittim.
"Sen iyi bir çocuğa benziyorsun. Derslerin nasıl bakalım?"
"Pek iyi değil..." Diye cevapladım. Anında anladım onun notlarıma çökmek isteyeceğini. Hemen de yalanımı attım ortaya.
"Heee. O zaman çalış ve iyi yap o notlarını. Anladın mı bebe?"
"T- tamam"
Hay ananı ya. Çattık şimdi buna. Acilen kurtulmam lazımdı bu mağara ayısından.
"Şimdi sen gel bakayım. Yanıma otur. Senin yerin benim yanım artık."
Tabi ki hiçbir şey demeden yanına oturdum. O an diledim ki.. keşke güçlü olsaydım da ona hayırdır falan diyebilseydim. Çok sinirlendim ama dışa vurmuyordum.
Arkadaşları da önünde ve arkasında oturduğu için hiçbir şey yapamıyordum. Tek yaptığım ellerimi önde birleştirmiş parmaklarımla oynamaktı. Birden bana seslendi.
"Noldu hayırdır? Hiç soluğun çıkmıyor?"
"Ben-"
"Aferin sevdim seni. İsmin ne bakalım amele?"
Bana bok muamelesi yapıyordu. Kendimi tutmak o kadar zordu ki... Ama ilk günden dayak yemeyecektim elbette. Ama sabır etmek ölesiye zordu.
"Han.."
"He? Han mı? Bu kadar mı cidden?"
"Ji.. sung"
" Niye taksit taksit söylüyon la amele. Neyse bundan sonra sana han diyeceğim. Bu arada benim adım Minho. Benim dediklerimi yaparsan el bebek gül bebek geçiniriz. Tamam mı han?"
Sadece kafamı sallamakla yetindim. Ondan ölümüne nefret etmeye başladım. Çok iğrenç birisiydi. Ölmesini diliyordum her saniye. Malın oğlu. Sanki dünya senin etrafında dönüyor.
Kafam öne dönükken birden çenemden tutup beni kendine çevirdi. Aşırı şaşırdım, hareket bile edemedim.
"Noldu niye korktun? Yemem seni merak etme"
"Kor-"
"Şş ben konuş deyince konuşursun. Tamam mı han?"
Hiçbir şey diyemedim. Sadece o u hangi yöntemle okuldan attırsam onu düşünüyordum.
Eli hala çenemdeyken yanağıma hafifçe vurarak "hehe aferin. Çabuk öğreniyorsun han" dedi.Sinir krizi geçirmemek için tutuyordum kendimi. Eve gidince direkt anneme beni okuldan almasını isteyecektim. Ben asla sene boyunca bi mağara ayısına katlanamazdım kesinlikle. Derken öğretmen derse geldi..
*
Okul çıkışına kadar benimle konuşmadı. Bu iyiye işaretti bana göre. Hemen eşyalarımı toplayıp sınıftan ayrılacaktım ki omzundan tutularak durduruldum. Tabi ki oydu.
"Dur nereye hemen? Çantamı taşımayı unuttun."
Bunu duyduğum an bardaktan son damla taştı. Kaçmaya başladım. Siz ne sandınız? Birden ona yumruk falan atacağımı mı? Hayır hayır. Olmaz. Arkadaşları yanında ki bu acımı arttırır ve evimi bulur. Sanki şu an kaçarken beni takip etmiyormuş gibi. Arkama baktığımda o yoktu ve okuldan uzaklaşmıştım. Nefes nefeseyken bir ara sokağa geçtim dinlenmek adına. Ama hayatımda yaptığım en büyük hatalardan biriydi bu. Tabiki oradaydı.
"La amele atlet misin sen ne hızlı koşuyorsun öyle?"
Ağzım kilitlendi susuyordum. Ödüm bokuma karışmış bi şekilde ona bakıyordum. Tek yaptığım nefes almaktı.
Birden beni duvara yasladı ve ellerini başımın iki yanına yerleştirdi. Bu hareketiyle artık tamamen soyutladım kendimi dünyadan. Bu kendini dünya kralı sanan lanet olası bir ergenin kölesi olmuştum.
" İlk günün diye sana kızmayacağım. Ama bir daha böyle çılgınlıklar yaparsan canın yanar. Tamam mı Han?"
Kafamı salladım ama tüm kalbimle reddediyordum.
"Güzel. Bu günlük saldım seni hadi. Aynı kazayı bir daha yapma." Dedi yanağımı okşayarak.
Bana değdiği her an ondan iğrendim. Ve gebermesi için dua ettim.
"Yarın görüşürüz Han" dedi ve gülümseyerek el salladı. Bense orada kitli kalmaya devam ettim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
unusual life of Han Jisung (minsung<3)
Fanfiction0kul hayatım mahvoldu. senden nefret ediyorum Minho... *Zorba Minho😎 *Inek Han👨🏫