3

688 52 58
                                    

Her zamanki gibi alarmımdan önce uyandım ve çaldığı an kapattım. Ağzımda bok tadı vardı. Koşarak banyoya gidip bu tattan kurtulmaya çalıştım. Kafamı kaldırıp aynaya baktığımda zorbalığa uğradığını annesine bile söyleyemeyen ezik bir yaratık ile karşılaştım. Hemen banyodan çıktım. Bugün yine okulda o insanlıktan nasibini alamamış tarih öncesi yaratığı göreceğimi hatırladım. Daha fazla kendimi üzmemek adına tost yapmaya aşağı indim.

Tostumu yerken birden annemin 13 saat uyumaktan 5 kilo şişmiş suratıyla karşılaştım. Korktum tabi o an ki dalgınlıkla.

"O kadar mı çirkin duruyorum oğlum..."

"Anne... Öyle değil. Birden gelince korktum da.."

"Ha tamam yavruşum😊"

Tostum biter bitmez ayakkabılarımı giymeye gittim.   O sırada annem çantama bir şey sıkıştırdı.
"??"
" A. A. O nası tepki öyle? Harçlık sıkıştırayım dedim kk."

Bunu deyince aklıma Minho'nun dedikleri geldi.
"Anne gerek yok ben iyiyim böyle!"

"Cebinde parası olmayan genç oğlan mı olurmuş. Güzel güzel harca oğluşum benim. Annene karşı bu kadar mütevazı olmana gerek yok. Uyy yerim seni" dedi ve yanağımı sıktı.

Bense götümden soğuk terler akıtmaya başladım. Okula hızlı adımlarla gittim. Sınıfa geldiğimde her yer doluydu 2 kişinin yanı hariç. Tahmin edeceğiniz üzere M*nho ve ismini bilmediğim bir çocuğun yanı boştu. Tanımadığım çocuğun yanına yönelince üzerimde ağır bakışlar hissettim.

Titrememi bastırmaya çalışarak konuştum.
"Yanın boş mu acaba?.."

"Görmüyor musun babam oturuyor yanımda. Haha 😂"

"Ama yok..."

"Kesinlikle."

"Ah."

Bu derindi. Gülmeli miydim emin değildim. Hiçbir şey demeyip çantamı sıraya koydum. Hala izlendiğim gerçeğini bir kenara bırakıp ilk dersin kitaplarını çıkardım. O sırada biri ellerini ŞAK diye masaya vurup ayağa kalktı. Anladım ki Minho buraya gelecekti ama kalkmasıyla oturması bir oldu çünkü hoca gelmişti.

Derin bir nefes verdim ve hocayı selamladık. Oturunca yanımdaki çocuk bana bir kağıt uzattı. 'Ben Yang Jeongin' yazıyordu. Dersi dinlemek istediğim için 'tmm' yazdım. Tekrar kalemi eline alıp 'senin adın ne' yazdı. İnatçıydı ama ben daha inatçıydım. 'han jisung.' yazdım ve hocaya yöneldim. Dersi dinlemeye çalışıyordum ama üzerindeki kamyon kadar ağır bakışları görmezden gelemiyordum. Bir de yanımda Jongin denilen garip kişi vardı. Bir süre yazmayı bıraktı ama tekrardan uzattı. İlk önce görmezden geldim ama iyice önüme doğru itti. Hoca yakalamasın diye elime aldım ve okudum. 'Minho'nun sana nasıl davrandığını biliyorum.' şok olmuştum. Sınıftaki olayları fark edenler de varmış demek ki.

Sola doğru bir bakış attım çaktırmadan. Minho iki gözünü ve vücudunu bana doğrultmuş, avını yakalamak için mükemmel anı bekleyen bir puma gibi beni izliyordu. Kendimi aşırı rahatsız hissettim ve kalemi elime aldım. 'bunun hakkında ne yapacaksın?' heyecanla elinr kalemi aldı ve yazmaya başladı. 'öyle görünmeyebilirim ama çok güçlüyümdür. Seni korurum.' etkilenmiştim. 'wow.' yazdım ve ona uzattım. Dersin bitmesine az kalmışken son kez kağıdı uzattı. 'artık arkadaşız?' yazdı. Cevap olarak başımı salladım. Zil çaldı.

Minho buraya gelmeden önce topuklarımı götüme vurarak tuvalete koştum ve kapıyı kilitledim. Tuvalet At sidiği gibi kokmasına rağmen orada kalmalıydım. Bir elimle burnumu kapatıp beklemeye başladım. Öğretmen zilinden 30 sn sonra sınıfa gidecektim. Böylece Minho beni yakalayamayacaktı. Planım işlerken kapı açılma sesi duydum. 5 veya 6 kişi içeri daldı ve rastgele şeyler hakkında konuşmaya başladılar.

unusual life of Han Jisung (minsung<3) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin