25. Bölüm | Aile Ziyareti

1.6K 132 20
                                    

Otobüsten inerken düşmemek için ekstra bir çaba sarfettim. Hafif bir sakarlık durumum vardı. Bir keresinde otobüsten inmek için ayağa kalktığımda yanımda oturan adamın ayağına basmış, onun heyecanıyla başka bir adama çarpmış ve bir an önce inmek için mücadele verirken vakit kaybetmeden kafamı cama vurmuştum. Kendimi nasıl dışarı attığımı hatırlamıyorum bile... Tabii bu liseye yeni başladığım yıl başıma gelen bir olaydı. 

Küçükken kendisiyle ilgili güven sorunları yaşayan biriydim. Fazlasıyla sakar ve çekingendim. Zamanla aştığım bu huylar geçmişte unutamayacağım dersler almamı sağlamıştı. Şimdiki halimi yaşadıklarıma borçluydum. 

Yinede hala içimde azıcık bile olsa sakarlık barındırdığımı belirtmeden geçemeyeceğim...

Tanıdık çevreyi incelerken tebessüm ettim.

Kaç aydır evimden uzaktım.

Gerçi hiçbir zaman bir evim olduğunu düşünmemiştim. Annem ve babam farklı evlerde, hatta farklı şehirlerde yaşıyorlardı. Bazen annemin yanında, bazen babamın yanında kalırdım. İkisinin evlerinde de bana özel bir oda vardı. Hangi ev benimdi, bilmiyordum.

Burnumdan derin bir nefes aldım. Duraktan uzaklaşıp, taşlı kaldırımda ilerlemeye başladım.

Çantamın askısını tutan yumruğumu sıklaştırıp, bakışlarımı etrafta gezdirdim. Tanıdık birileri olup olmadığına bakıyordum. Eve gidene kadar karşıma kimse çıkmamıştı.

Karşıma çıkan evin bahçesine adım attım ve arkamdan bahçe kapısını kapatmayı unutmadım.

Bu ev babamın ufak apartman dairesine oranla büyük sayılırdı ve bahçe içinde olmasından dolayı kirasının ondan daha fazla olduğuna emindim. Yinede lüks dubleks evler gibi değildi. Tek artısı bahçe içinde olmasıydı. Annemin böyle bir evin kirasını ödeyecek parası tabii ki yoktu. Kocasının vardı.

Kapının önünde durdum ve zili çalmadan önce kendime biraz süre verdim.

Kapıyı açan kişi annem oldu. Kapıyı suratındaki geniş gülümsemesiyle açmıştı. Yaklaşık yarım saat önceki telefon konuşmamızdan sonra, her an benim gelmemi beklediği ve kapıyı açarken dışarıdakinin ben olduğumdan emin olduğu gayet net anlaşılıyordu.

"Angel!" dedi neşeli sesiyle, ona attığım bir adımla kolları arasına girdim "Gün geçtikçe daha da güzelleşiyorsun" mırıldandı.

Kıkırdadım.

"Anne" dedim uzatarak.

"Hadi, geç içeri" dedi sonunda, "Kardeşin odasında"

Başımı salladım sadece. Çantamı yavaşça aldı.

"Odanı sen gelmeden önce havalandırdım. Her şey senin için hazır"

"Teşekkürler" dedim sadece ve tek katlı ve geniş sayılan evin içinde kardeşimin odasına doğru ilerledim.

Her şey bir anda gelişti. Beni gören kardeşimin çığlık atarak üzerime atlaması ve düşmemek için duvara tutunup ikimizi sonu hastanede biten büyük bir felaketten kurtarışımın arasında bir kaç saniye vardı.

***

"5 gün kalacağım. Tatilin geri kalanını babamla geçirmeyi düşünüyorum" dedim annemin sorusuna karşılık. Ağzındakileri çiğnemeye bir ara verip, ifadesiz bir şekilde gözlerime baktı.

Neden babamın ismi her geçtiğinde bu şekilde tepki vermek zorundaydı?

Aslında anne ve babamın ayrılmasının suçu, bana göre annemdeydi.

ObsessionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin