Suskunluğumu, birden kendimi Logan'ın üstüne hızlı adımlarla yürüyerek bozmuştum. Ona adım adım yaklaştıkça yine kafamın içine giriyordu. Baş edilemeyecek kadar yoğun olan bu ağrı beni yenilgiye mahkum etmişti. Beni bu şekilde cezalandırarak kendisini güvence altına alıyordu. Bir şekilde kendisini böyle koruyor gibi görünüyordu...Dizlerimin üstüne çöküp ağlayacak dereceye geldiğimde durdu. Bana doğru eğilip acıyan gözleriyle dalga geçiyordu. Benden bu kadar nefret etmesinin tek sebebi bu aptal görevin bana verilmiş olması olamazdı! Hızlı nefes alışlarım ve keskin bakışlarım, Logan'ın,doğrulmuş sofaya doğru ilerleyen bedenini izliyordu. Oturup ceketinin iç kısmından bir zarf çıkarıp önüme fırlattı. Bir dakika! Zarfın üstündeki bu mühür Krala aitti. Bunu nasıl almıştı? Gözlerimi devirip bakışlarımı ona odakladığımda kıvrımlı dudaklarını aralayarak konuşmaya başladı.
"Çaldım. Evet çaldım. Bende yalan yok. Godeos bu zarfı sadık zamanlarında krala vermiş. Baban da mührüyle damgalayıp terk etmiş. Bilirsin, Kral baban bana ne kadar güvenir ve her şeyini anlatır... Kendi evimmiş gibi girdiğim Kraliyet mahzeninde annenin yakılıp kırılmış eşyalarının yanında öylece duruyordu. Elimi kaldırıp sihirli sözcükleri dile getirdiğim an, bu zarf artık benim odamın en değerli parçası haline geldi. Hadi açsana!İçinde ne var bir de beraber görelim."
Zarfı açtığımda bulunduğumuz şehrin yukarıdan görüntüsü ve üzerine işaretli bir noktanın sürekli hareket eden bir imgesi vardı.Başımı kağıttan kaldırıp Logan'a ;
"Bu da ne demek oluyor şimdi? Anlamı ne bunun ? Anlatsana!" diye çıkıştım.
"Bu yeryüzündeki zümrüt taşının sinyali. Bu gösterge, yıllar önce Godeos tarafından sadakat namına yapılmış büyülü bir titreşim. Hareket ettiği noktaları gösteriyor...Gökteki taş sende, yerdeki taş alt dünyalıda, Araf'taki taş ise Godeos'un elinde... Godeos sendeki ve alt dünyalının elindeki taşı alıp gücüne güç ekleyecek. Tüm dengeler bozulacak. Hapsolduğu Araf'ı yok edip sonra da yerin göğün tek sahibi olacak...Ondan önce davranıp tüm taşları bir araya getirip yok etmemiz gerek. Savaşacağız Sofya...Beraber...Haritada gördüğün üçgenin her bir köşesi, aradığımız alt dünyalının sinyallerine büyü yolu ile ulaştığım noktalar. Bize yardımı dokunacaktır.
"Ne gibi sinyaller?" diye ekledim.
"Taşın olduğu yerlerde karga sürüleri şehri talan edip oraya yerleşiyorlar ve insanlar arasında görülmemiş kaoslar meydana geliyor. "
"Ama mümkün değil. Ben biraz önce rüyamdaki o adamı caddede gördüm.Öyle olsa burada da-" lafımı kesti ve ;
"Gördüğün o adam değildi. Bilincin rüya ile gerçeği ayırt etmede zorlanıyor. Uyandığın ikinci kopya bedenin buraya adapte olmakta zorlanıyor. Geçecek..." Biraz da olsun hayal kırıklığına uğramıştım ki Logan eski sevimsizliğine dönüp dikkatimi dağıttı.
"Senin için hazırladığım bu eve çok yakıştığını söylemem gerek ama burada çok uzun kalamayacağız. Kurtulduğun kabarık etekleri bulamazsın belki ama ayarladığım birkaç parça kıyafetini topla. Çıkıyoruz. Ben araba da bekliyorum. Gelmezsen zorla getiririm biliyorsun..." diyerek yarım ağız güldü. Başka şansım yoktu. Bunca şeyin üzerine en çok hala onu tanıyordum. Uslu bir kız çocuğuna dönüşüp bu sefer istediklerini kendi irademle yapıyordum. Ama bu izinsiz girilen zihnimin hesabının sorulmayacağı anlamına gelmezdi. Bunun için daha çok zamanımız var gibi görünüyordu...
Bütün okurlarımla İnstagram hesabımda veya yorumlarda tanışmak istiyorum...Umarım bu bölümden keyif almışsınızdır!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYAHORA
RomanceÜst-alt dünya arasındaki savaşa dahil olmak ister misin? Rüyalarda tanışan Prenses Sofya ile alt dünyadan sıradan gibi görünen bir adamın hikayesi dünyaları birbirine katmaya hazırlanıyor. Sofya, senin de hikayesini bilmeni istiyor. Sofya'ya katıl k...