forest house

2.5K 319 318
                                    

I'm gonna try to fix my life (fix my life)
Gonna fight to survive (to survive)
Ain't gonna listen to the lies
I'm just gonna fight

[bu şarkı her dinlediğimde bir şekilde bana iyi geliyor, dinlemenizi kesinlikle tavsiye ediyorum. Ayrıca ağır bir Brandon fanı olarak konuşuyorum, adam harika :')]

Minho arkamızdayken geldiğimiz ahşaptan eve göz atmaya başladım, neden burada olduğumuzu henüz bilmiyordum ama ömrümün geri kalanını bu ufak evde geçirebileceğimi biliyordum. İçeriyi aydınlatan loş ışık odadaki nostalji tarzda mobilyalara vuruyordu, küçük ve duvara asılı olan televizyon ise henüz kapalıydı. Oturma odasına bitişik olarak bir mutfak vardı, neredeyse benim yurt odamdaki mutfak kadar küçüktü ama mikrodalga fırın bile vardı.
Mutfağın karşısında bir tuvalet vardı, içeride iki kişilik ahşaptan yapılma bir lavabo ve ahşap deseninden ama mermerden olma bir küvet vardı. Küvetin hemen çaprazındaysa tuvalet bulunuyordu, o da ahşaptandı.

Tam odaların nerede olduğunu soracakken Jeongin konuşmaya başladı.

"Odalarımız üst katta, iki tane oda olduğundan kimin kiminle kalacağına siz karar verin."

Kimin kiminle kalacağı belliydi aslında...
Yine de bir şey demeden ahşap merdivenlerden yukarıya doğru göz attım, orada yanan lamba daha parlaktı. Bunun dışında bir şey gözükmüyordu. Merdivenlerden çıkacağım sırada Minho konuşmaya başladı.

"Bangchan da buraya gelecek, değil mi?"

Jeongin başını onaylar anlamda sallarken "hmm" tarzında bir ses çıkarttı.

"O zaman ben Chan ile kalırım, siz de beraber kalırsınız. Zaten alışık olmadığınız bir şey değil."

Hepimiz Minho'nun fikrini benimsedikten sonra ahşap merdivenleri çıkmaya başladık. Üst katta dediği gibi iki oda vardı ve birisi bir uçta, ötekisi bir uçtaydı. Minho merdivene yakın olan odaya girip kapısını kapatınca mesajı alarak öteki odaya girdik.
Jeongin ile yalnız kaldığımıza göre sormam gereken şeyler vardı.

Odaya girdik ve kapıyı kapattık.

"Neden buraya geldiğimizi bir tek ben mi bilmiyorum?"

"Yeri, Yeji ve Yeonjun'u yalan bir durumla göz altına verdik. Chaer bu durumla ilgilenirken bizim biraz gözden uzak olmamız gerek. Merak etme, kötü bir şey olmayacak."

Jeongin kendini yatağa bıraktı ve koyu renkli tavanı izlemeye başlarken konuşmasına devam etti.

"Ne pahasına olursa olsun senin bu işten en ufak bir zarar almamanı sağlayacağım ama bana güvenmen gerek. Senin için canımı bile tehlikeye atabileceğimi bilmen gerek."

Biraz yaklaşarak yatağın ucuna oturdum ve elimi bacağına attım, o hâlâ tavanı izlerken dudaklarımı araladım.

"Sana güveniyorum ama korkmuyorum dersem yalan söylemiş olurum. Her şeyi yapabilecek potansiyelin var."

Söylediklerimden sonra biraz bekledi, konuşmayacağını düşünerek biraz üzülmüştüm çünkü Jeongin ile konuşmak gerginliğimi azaltıyordu. Ama o benimle aynı hizzaya gelerek bir elini yanağıma koydu. Avuç içinin sıcaklığı yanağımı ele geçiriyordu.

"Sana bir kere bile zarar vermek istemedim, yapmam da böyle bir şeyi. Her şeyden şüphelen ama benden asla. Tamam mı?"

Cevabımı başımı sallayarak veya "tamam" diyerek verebilirdim ama dudakları bana bu denli yakınken konuşmayı seçmezdim.
Onun -aslında benim de- beklemediği bir anda dudaklarımı dudaklarına bastırdım, sadece bir-iki saniye onu hissettikten sonra çekildim. Şaşkınca bana bakıyordu sadece, bense utanmaya başlamıştım.
Gerçi az önce daha fazla utanmam gerekiyordu ama onu yapan ben değildim.

"Hyunjin."

Sadece "hm?" sesi çıkartarak söyleyeceğini beklemeye başladım ama aklım hâlâ dudaklarındaydı.

"Aynı odada kalmasak daha iyi olur."

Hafifçe sırıttım.

"Daha önce de aynı odada kaldık ama eğer eski sevgilimle aynı odada kalmamı istiyorsan sana karışamam."

Biraz eğlenmek istiyordum sadece, Minho ile aramızdakiler uzun zaman önce bitmişti ve şu an ikimizin de birbirimize karşı arkadaşlıktan öte duyguları yoktu. Hatta son sıralar Minho'nun Chan'dan hoşlanmaya başladığını düşünüyordum.
Ama Jeongin benim düşündüğümü düşünemediği için birden kaşlarını çatarak dudaklarını araladı.

"Hayır, yani haklısın. Burada kalman daha mantıklı olur."

Kesik kesik söylediği şeyler beni güldürdüğünde elimi Jeongin'in beyaz saçlarına attım. Bir süre birbirimize bakıp gülmeye devam ettik ama onun bakışları birden değişince ben de gülmeyi kestim, gözleri bir anda koyu renge bürünmüştü.

Ondan korkmamamı söylemişti, değil mi?

Ne olacağını beklemeye başladığım sırada aniden yanağımı kavrayarak kendine doğru çekmeye başladı, olası bir öpüşmeyi bekliyordum fakat kapının çalması ikimizi de durdurdu.

"Jeongin, girebilir miyim?"

Jeongin ağzının içinde birkaç küfür ettikten sonra elini çekerek yatakta benden uzak bir tarafa geçti, sanırım bir süre aramızda her ne varsa bunu saklayacaktı.
Gerçi öpüşmek dışında bir şey olmamıştı.

"Gel tabii Chan."

Chan içeriye girdi, peşinden de Minho geldi.

"Biz Hyunjin'in okulu için bir haftalık izin raporu istemeye gideceğiz, bir de eşyalarını getireceğiz. Bilginiz olsun dedik."

Birinci çoğul şahıs kullanırken kendini ve Minho'yu gösteriyordu.

"Gidin tabii ama senden almanı istediğim şeyi unutmazsan sevinirim Chan."

"Senden nefret ediyorum Jeong."

Chan bunu sahte bir gülümsemeyle söylediğinde hepimiz eğlendik, ne istediğini bilmiyordum ama anlaşılan Chan'ın almak istemediği veya hayatında hiç almadığı bir şeydi.

"Her neyse, çıktık biz!"

Chan Minho'nun omzunu kavrayarak onu ve kendini dışarıya çıkarttığında ben de ayağa kalktım ve Jeongin'in bacaklarına yakın olacak şekilde ona tepeden bakmaya başladım.

"Madem gittiler, onlar gelene kadar yemek pişirelim. İlk tanıştığımız gün yaptığın yemeklerin kokusu ve tadı hâlâ aklımda. Sen yap, ben yardım edeyim."

Jeongin de ayağa kalktığında aramızda pek de mesafe yoktu.

"Pekâlâ, asistanım oluyorsun Hyun."

Eli elimi kavradığında hızlanan kalbimle gülümsedim ve beni merdivenlerin sonuna kadar sürüklemesine izin verdim. Yaşadığım onca şeye rağmen Jeongin'e ve Minho'ya sahip olduğum için benden daha şanslı bir insan tanımıyordum.

■■■

3 bölümdür aynı gündeyiz niye haber vermiyorsunuz aaaaa

Onur ayınız kutlu olsun ask staylerim ♡•♡

He bir de gece bölüm var iajdbxosjdnx

psychopath - hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin