But when I'm cold, cold
In water rolled, salt
I know you're always with me
And the way you will show
And you're with me wherever I go
And you give me this feeling, this everglowGünü en sevdiğim tepenin zirvesinde bitirmeye karar vermiştik. Yürüyerek çıktığımız tepeye vardığımızda kendimizi resmen çimenlere bırakmış ve sıcaktan öldürecek derecede olan Güneş'in batmasını beklemeye başlamıştık.
Onun batmasını beklerken arada bir ilişkimiz hakkında konuşmuş, arada birse ilişkimizde yaşadığımız zor şeylerden bahsetmiştik.Bunlardan bahsetmek ikimiz için de çok iyi olmuştu, diğer çiftler gibi basit kavgalar edemediğimizi, basit sebeplere trip atamadığımı fark etmiş ve bununla bir miktar, sadece bir miktar gurur duymuştuk.
Aynı zamanda yaşadığımız onca şey de bile beraber olduğumuzu anlamıştık.
Jeongin'in asıl amacının beni kendine saklamak değil de beni yakınımdaki tehlikelerden korumak olduğunu anlamıştım, zaten bunun uzun zamandır farkındaydım ama bazı şeylerin tekrardan konuşulması ona tekrardan minnet duymamı sağlamıştı.
Jeongin benim hayatımdı, tam anlamıyla benim hayatımı yönetmesine izin verdiğim ikinci kaderimdi.Şimdiyse sıcaklığından nefret ettiğim Güneş'in ardından ortaya çıkan Ay'la ve hep orada olsa da tıpkı Jeongin'le olan ilişkimiz de olan gibi, Güneş gittiğinde Ay'ın yanında beliren yıldızlara beraberdik. Çimen kokusu ve sessizlik hâkimdi tepede, Jeongin'in nefes alışverişleri dışında kulağıma ulaşan net bir ses yoktu. Tamamen o ve ben vardık.
Gözlerimi tam tepemizde bulunan Ay'dan çekerek Jeongin'e baktım. Yüzündeki tatmin olmuş ve huzura onca sene sonra ermiş olan gülümseme aslında birçok şeyin özetiydi. Gülümsemesinde hem benim hem de kendisinin hayatı yer alıyordu, istemsizce birleşen hayatlarımız vardı.
"Ne düşünüyorsun?"
Cevabını bilmeme rağmen sorduğum soruyla o da bakışlarını bana çevirdi, gözleri gözlerimle buluştuğunda göğüsümde hissettiğim baskı gülümsetti beni.
"Geleceğimizi, bundan sonra nasıl bir ilişkimiz olacağını."
Ellerimizi birleştirerek ona döndüm.
"Eminim ki her şey daha da güzel olacak, okulumuz bittiğinde bir hastanede çalışmaya başlayan iki doktor olacağız. Ne kadar kötü olabilir ki?"
Jeongin'in gülümsemesindeki o ima yerini başka bir anlama bıraktı. Şu an tamamen eğleniyordu.
"Yok mu cesetlerin başında sevişmemiz?"
Dudaklarımdan dökülen kıkırtıya engel olamadan omzuna vurdum hafifçe.
"Aklından başka ne geçebilirdi ki zaten?"
"Sen dışında bir şey geçmiyor sevgilim."
Dudaklarını dudaklarımla birleştirdiğinde yavaşça karşılık vermeye başladım, aynı yavaşlıkla alt dudağımı emdikten sonra geri çekildi ve başımızın üstünde duran karanlık gökyüzünden pek de farklı olmayan gözleriyle bana bakmaya başladı.
"Sanırım sana olan sevgim asla azalmayacak Hyun, yetmişimize vurduğumuzda bile beraber olacağımızı hissediyorum."
Onun bu aşık tavırlarına karşılık dilimi dışarıya çıkarttım.
"Yetmişimize vurduğumuzda bile sevişmek isteyeceğine eminim Jeongin, hissetmiyorum, eminim."
Gülümseyerek az önce ıslanan dudaklarıyla yanağıma ufak bir buse bıraktığında biraz uzaklaşarak tekrardan gökyüzüne baktım. Ay, az öncekine göre daha da parlamıştı sanki. Yıldızlarsa Jeongin'i aydınlatıyor gibiydi.
"Okulumuz bittikten sonrası için çok daha güzel bir fikrim oldu Jeong, paylaşmamı ister misin?"
Merakla doğruldu ve beklentiyle bana bakmaya başladı, bense hâlâ yıldızlara bakmakla mesguldüm.
"Amerika'ya gidelim ve kendimize orada bir hayat kuralım. Burada yaşadıklarımızdan tamamen uzakta, yeni bir ilişki ve yeni bir hayat. Güzel olmaz mıydı?"
"Seninle olacaksa her şeyi kabul ederim demiştim, dünyanın en kötü ülkesi bile olsa sen olduğun sürece umrumda değil Hyunjin."
Artık bakışlarımı ona çevirme vaktiydi çünkü yukarıya baktıkça doluyordu gözlerim.
Fakat bunun yukarıya bakmakla bir ilgisi olmadığını çok iyi biliyordum çünkü gözlerim onun gözleriyle buluştuğunda akan damlalara engel olamadım.
Dudakları kıvrıldı ve ensemden tutarak ona sarılmamı sağladı."Üç sene daha dayan, sonra bir sürpriz yaparak uçak biletleri ile yurt odamıza dalacağım sevgilim."
"Senden iki sene öndeyim ama, benim bir senem kaldı."
Tekrardan ona bakmamı sağladı, gözlerimdense hâlâ yaşlar süzülüyordu.
"Benim için beklemek zoruda değilsin."
Aptal...
"Senin için değil, ikimiz için bekleyeceğim. Ama olur da uçak biletlerini üç seneden daha fazla bekletirsen beyaz saçlarına siyah sürerim Jeongin."
Gülümsedi ve dudaklarımızı yavaşça birleştirdi, o anı yaşamaya bıraktım kendimi ancak tam o anda bir yıldız kayıp geçti gözlerimin önünden.
Bunu Jeongin'in bilmesine gerek yoktu, çoktan dileğimi dilemiştim ben:Umarım son nefesimizde bile yan yana oluruz Jeongin, umarım benimle olursun.
■■■
Elite izleyip yazdım şu bölümü seviştirmemek için zor tuttum kendimi.
Romantik bir şeyler yazabilmem için ne izlemem gerek benim akjsbdisjsjd
ŞİMDİ OKUDUĞUN
psychopath - hyunin
Fiksi PenggemarÜç aylık yaz tatilinden sonra üniversiteye dönen Hyunjin yeni bir oda arkadaşı olduğunu öğrenir ve onunla tanışır. İkili tanıştıktan çok kısa bir süre sonra Hyunjin arkadaşlarının birisi tarafından kaçırıldığını öğrenir. Başta arkadaşlarının gerçek...