veda.

227 35 49
                                    

This is how we have to part
can't talk to each other
In the last teacup, we become each other's scent
I want to leave deep memories






Temmuz  1990

Değerli Dostum Jisung,

Umarım iyisindir. Ordudan apar topar ayrılışınla birlikte vedalaşmaya fırsatımız olmadı. Bu mektubu sana ulaşması ümidiyle aile evine göndereceğim çünkü bendeki tek adresin bu.

Sen gittikten sonra orduda pek bir şey değişmedi. Aynı sıkıcılıktaydı. Birkaç kişinin görev yerleri değiştirildi sadece. Benim mesela. Şu an Daegu'dayım. Bu mektubu sana buraya geldiğimin ertesi günü yazıyorum. Yollarımız hazin bir şekilde ayrılmış olsa da lütfen görüşmeye devam edelim. Benim askerliğimin bitmesine birkaç ay kaldı. Seninleyken birlikte sayıyorduk şafakları ama artık bıraktım saymayı. Çünkü saydıkça daha uzun geliyor.

Ben tezkeremi alınca mutlaka görüşelim. Seninle görüşmek için ilk defa Seul'e geleceğim. Beni gezdirirsin. Birlikte övdüğün yemekleri yeriz. 

Mektubum sana ulaşınca hemen cevap yaz bana. Merakta kalırım yoksa.

Kendine çok iyi bak Jisung. Benim için çok değerli bir dostsun. Geldiğimde seni iyi görmek istiyorum.

Sevgilerle,

Minho.

"Bay Han, bu mektubu Jisung'a göndereyim mi?"

"Gerek yok. Çiftlikte aklını başına toplasın biraz. Ordudakilerden hayır gelmez ona. Daha da beyni bulanmasın. Yak o mektubu."

"Peki, nasıl emrederseniz."

Kim bilir Minho'nun kaç mektubu kül oldu alevler içinde? Ulaşmayan ilk mektup Jisung'un yazdığı değildi yani. Hatta sonuncular da olmayabilirlerdi. Birbirlerinden habersiz devam etti yaşamları.

Hayat muallak, ne olacağını asla bilemiyoruz. Belki Minho da Jisung'u düşündü yıllardır. Ulaşmaya çalıştı belki de. Ama kader onları bir araya getirmedi. Şanssızlıkları buydu.

Biraz daha yaşlanmaları gerekiyordu belki. Altmışlarına geldiklerinde bir markette karşılaşabilirlerdi. Kim bilir?

10 letters to my eternal love' minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin