6

6.9K 396 117
                                    

Arkadaşlar hikaye pedofili diye mesaj atanlar olmuş. Kaan 20, Cem 32 yaşında.
-

Cem'in evinde çok güzel bir gün geçirmiştik. Ama artık kendi evime dönmem gerekiyordu. Fakat Cem, inatla beni bırakmıyor, bir gün daha kalmamın sorun olmayacağını söylüyordu.

Kucağında ona doğru dönüp, ellerimi ensesinde birleştirdim. Dolgun dudaklarına öpücük bırakırken, "Eve gitmeliyim artık babacığım." dedim, üzgün bir ses tonuyla.

Damarlı elleri ince belimi kavrarken, altımdaki kısacık şort olabilirmiş gibi biraz daha yukarıya çıktı. "Yanımda kalmanı istiyorum artık ufaklığım." dedi, sesi üzgün çıkıyordu.

Beraber vakit geçirmeyi seviyorduk. En basitinden bir film izlesek bile, beraber yaptığımız için bu bize inanılmaz bir zevk veriyordu. Biz yan yana o kadar mutluyduk ki, geceleri onun yanında olamadığım zaman huzurlu bir uyku bile çekemiyordum.

"Ama babacığım, durumları biliyorsun." dedim, dudağımı büzerek. "Diyarbakırdan zar zor geldim buraya ve geri dönmek istemiyorum."

Diyarbakır'da yaşıyordu ailem. Babam çok baskıcı bir insandı. Ben, onlar gibi değilim diye sürekli hakaret eder, eziklerdi. Yönelimimi bilmiyordu. Sadece daha kırılgan, hassas olmam onların gözünde gerçek bir erkek yapmıyordu beni.

On sekiz yaşımı doldurmadan aylar önce Cemle tanışmıştım sosyal medyadan. Sonra konuşmamız ilerledikçe, birbirimizden hoşlanmaya başlamıştık. Öyle ki, benim için Diyarbakır'a bile gelmişti.

Sonrasında bana bir burs ayarlayarak, İstanbul'a gelmeme vesile olmuştu. Ailem beni tek bir şartla buraya yollamıştı elbette ki. O şart da, memleketten arkadaşlarım olan insanlarla aynı evde kalmamdı.

Onlarla kalmak benim için sorun değildi. Ama Cem bir süre sonra kıskançlık yapmaya ve beni sürekli kendi evine getirip, beraber vakit geçirmeye başlayınca her şey değişmişti. Onun yanından ayrılamıyordum.

Ama bu durumun arkadaşlarım tarafından dikkat çektiğinin de farkındaydım. Son zamanlarda eve çok az uğrar olmuştum. Aileme haber uçması, an meselesiydi.

"O sorunu çözmeme az kaldı bebeğim, sonra hep benim yanımda olacaksın. Babacığının kolları arasında." diyerek, sıkıca sarıldı bana.

Başımı omzuna yaslayıp, mis kokusunu içime çektim. Öyle güzel bir adamdı ki. Her şeyden önce kalbi güzeldi bir kere. Seviyor ve bunu öyle güzel belli ediyordu ki, içimde eksik kalan yanlarımın tamamlanmasına sebep oluyordu.

"Sana çok değer veriyorum." dedim, burnumu boynuna sürterken. Uslu durmayıp küçük bir ısırık bıraktığımda, kıkırdamıştı.

"Kaan." dedi, ciddi bir ses tonuyla. Başımı boynundan çekip, gözlerine baktığımda kahve gözleri dolmuştu. "Ben de sana çok değer veriyorum." dedi, samimi bir gülümsemeyle.

Bugün anlaşılan ikimiz de duygusaldık. Ensesini hafifçe okşayıp, dudaklarına küçük bir öpücük bıraktım. "Baba." dedim, boğazıma bir yumru oturmuştu. Bir anda çöken duygusallığıma anlam veremiyordum. İçime derin bir nefes çektim.

Bu sefer dudaklarıma atılan o oldu. Küçük küçük öpücükler bırakıp, tüm yüzümde dolaştırdı dudaklarını. "Baş başa yemeğe çıkalım mı?" diye sordu. "Şöyle güzel bir mekanda. Boğaz manzaralı."

Heyecanla yerimde zıplarken, "Oluur." diyordum. Onunla yaptığım her şey çok güzel oluyordu. Muhtemelen yol boyunca bir sürü muhabbet edecek, kendi yaşantımızdan bahsedecektik.

Her şeyimizi bilmemize rağmen, defalarca dinlemek hoşumuza gidiyordu.

Elleri belimi sıkıca kavrarken, "Bebeğim." dedi, derin bir nefes alarak. Bakışları aşağıya kaydığında, kıkırdadım. Tam da erkekliğinin üstünde zıplamam, pek de iyi olmamıştı sanırım.

"Özür dilerim babacığım" dedim, gülümseyerek. Onu böyle zor durumda bırakmayı seviyordum. Daha da haşin ve sert oluyordu. Ve bu ister istemez benim çok hoşuma gidiyordu. Benden etkilenmesi, egomu tatmin ediyordu.

"Yarın akşam saat sekizde seni alacağım güzelim." dedi, ellerini yavaşça kalçalarıma indirip, şortun açıkta bıraktığı kalçalarımı okşamaya başlamıştı. "Beraber baş başa yemek yedikten sonra, evimize geleceğiz."

Heyecanla kasıldım. Az önce hissettiğim tüm duygusallık gitmiş, kalbim hızla çarpmaya başlamıştı.

Bir elini şortumdan içeriye sokup, kalçamı avuçladı. Hafifçe sıktığında, dudaklarımı ısırdım. "Sonra ne yapacağız biliyor musun ufaklığım?" diye sordu, tahrik edici bir sesle.

Yanaklarını iki yandan kavrayıp, dudaklarını öptüm. Nefesim dudaklarına vururken, gözlerine etkileyici olduğuna inandığım bir bakış atmıştım. "Ne yapacağız babacığım?" diye sordum.

Kalçalarım büyük elleri arasında  sıkıldığında, dudaklarımdan kaçan inlemeye engel olamadım. İstemsizce kendimi ona doğru sürttüğümde, dudaklarını ısırdı.

"Bana yaptıklarının hesabını soracağım." Kulağıma yaklaşıp, hemen altına bir öpücük bıraktıktan sonra, kulak mememi aldı dudaklarının arasına. "İçine girip, duvarlarının beni kavramasını sağlayacağım. Sen altımda zevkten ağlarken, seni daha sert becermemi istediğini söyleyene kadar durmayacağım."

Sözleri ve ses tonu beni tahrik ederken, yükseldiğimi hissediyordum. Bir elimi yanağından, kendi penisime doğru kaydırdığımı görünce gülümsedi.

Beni kucağında zıplatıp, daha rahat bir şekilde oturdu. Kalçamı kavrayan ellerini tekrar belime çıkartıp, sertleşen aletinin üstüne sürttü bedenimi. "Seni kucağımda zıplatırken, defalarca rahatlamanı sağlayacağım."

Ellerimi omuzlarına koyup, kendimi yavaşça ona doğru vurmaya başladım. Ben ne kadar etkileniyorsam, o da etkileniyordu. Şortun  üstünde parmaklarını hissettiğimde, başımı geriye atarak inledim. Zevkle kasılan deliğimde, sertleşmiş aletini hissediyordum. Hemen soyunmak, bahsettiği gibi onun kucağına çıkarak zıplamak istiyordum.

"Babacığım, içimde olmana ihtiyacım var." dedim, nefes nefese. Ama o beni dinlemeden, elini şortumun ve çamaşırımın içinden sokarak penisime dokundu.

"Hayır bebeğim." dedi başını iki yana sallayarak. Beni çekmeye başladığında, bir eliyle de belimden tutarak beni kucağında hareket ettiriyordu.

Hissettiğim bu zevke daha fazla kayıtsız kalamadan titremeye başladım. O bana dokundukça, bütün dünya benim için dönüyormuş gibi hissettim. Gözlerimi kapatıp, bulutların üstüne çıktığımı, sonra bir anda sertçe yere vurulup, tekrardan yukarıya çıktığımı hissettim.

Ve çok geçmeden beyaz menilerim Cem'in eline bulaştı. Gözlerimi araladığımda, başımın döndüğünü hissederek başımı omzuna yasladım.

"Sana bir duş aldırıp, evine bırakalım ufaklığım." dediğinde, ayağa bile kalkmaya mecalim olmadığını anlayarak belimden kavradı ve beni duşa soktu.

-

UFAKLIK -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin