Cevap vermesine izin vermeden "Burada okuyorum sakın bana ben de burda okuyorum deme."dedim şaşkınlıkla.Aslında bu okulda olması için dua ediyordum.Burada hiç arkadaşım yoktu.
"Kanka-"dedi durdu ve elini göğüsüne koyarak "Maalesef aynı okuldayız.Eee napıyoruz?"
"Valla bugün benim hastaneye gitmem lazım mağlum bir ayı ayağımı kırdı."
"O zaman istikamet doğru hastane."dedi kollarının ikisinide karşıya doğrultarak.Birlikte arabanın önüne ilerlemeye başladık.Arabanın önünde durdu ve "Buyrun leydim."dedi arabanin ön tarafının kapısını açarken.
Sessiz bir yarım saatin sonunda hastaneye varmıştık nihayet.Zaten kaç gündür sıkılıyordum.Engelli gibi yürüyememek ne demek ya.Ayağımın değerini anladım valla.
Hastanenin içine doğru ilerledim.Bugün Siyam caddesinde bir toplantı vardı daha doğrusu benim dönüşüm için ve yeni kurallar içindi bu toplantı.Bütün mafyalar orada olacaktı.
Alçım nihayetinde çıkmıştı.Rahatlamıştım, sanki on kilo daha ağırdım alçıyla.
"Doruk benim işim var."
"Yaa nereye benim çok güzel planlarım vardı."
"Gerçekten önemli birşey olmasa gitmezdim.Başka zaman artık."
"Tamam ama telafi edeceksin."
"En kısa zamande telafi ederim.Ben işim bitince seni ararım."
"Tamam görüşürüz."
"Görüşürüz."dedim el sallayarak.Doruk yanımdan uzaklaşırken telefonumu çıkartıp şoförümüz Semih'i aradım.
"Semih ben herzamanki hastanenin önündeyim arabamı bi şekilde yolla buraya ama çok çabuk ol."
"Tamam Peri hanım nasıl isterseniz ben hemen yolluyorum Emre'yle arabanızı."
"Tamam çabuk olun."dedim ve cevap vermesine izin vermeden telefonu kapattım.Yarım saate anca gelir diye düşündüm ve aç olduğum için hastanenin karşısındaki restoranta gitmeye karar verdim.
En köşedeki masayı gözüme kestirdim.Tam oturacaktım ki karşıma aynı anda birisi oturdu.Kafamı kaldırıp bakmamla Kaya'yı görmem bir oldu.
"Ne işin var senin benim masamda kalk çabuk."dedim ciddiyetimi bozmadan çatık kaşlarımla.
"İlk önce ben geldim sen kalk."dedi alaylı bir sesle.
"Seninle ilk kim geldi diye tartışmıycam. O yüzden ne yaparsan yap."yerimden kalkmamakta kararlıydım.Kalkmayacaktım da.
"İyi."dedi menüden başını kaldırmadan.Bende bozuntuya vermeden kendi menümle ilgilenmeye başladım.Siparişimi verdikten sonra telefonumu elime alıp Ulaş'ı aramak için numaranın üstüne bastım.
"Alo."
"Efendim Peri."dedi imalı imalı.
"Ulaş toplantıyı unutmadın dimi."dedim ama unutacağını biliyordum.
"Ne toplantısı."cevabı da beni şaşırtmadı zaten.
"Uyu sen uyu biraz daha"dedim ve ardından sert bi ses tonuyla ekledim"Bi saat sonra siyamda ol."dedim ve herzamanki gibi suratına kapattım.Çok sinirlenmiştim ben altı ay boyunca ortalarda yoktum bunlar hala bi ilerleme kaydedememiş ve hala aynı huylarına devam ediyorlardı.
Siparişim geldiğinde -siparişimde büyük bir tabak patso- Kaya'ya baktığımda onunda benim gibi patso sipariş ettiğini gördüm.Bu yemek ona yetmezdi bence , bu adam bu yemekle nasıl doyardı ki diye düşündüm.Yemeğimi yerken telefonum çaldı.Ekranda Mert'in ismini görünce bi anda rahatladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYALLERİMİN İZİNDE
Chick-LitYeni bir gün, yeni bir başlangıç...Yeni bir ümit, yeni hayal kırıklıkları...Soğuk ve yağışlı bir sabah...Heyecanlı suskun ve cesaretliyim...Uzaklardan gelen, içimde biryerlerde gizlenmiş sadece sesini duyabildiğim bir yabancı karşımda...Yabancı deği...