Kendimi çok yorgun hissediyordum.Başım çatlayacak gibi ağrıyordu.Nasıl buraya geldim hiçbir fikrim yok.İki tanımadığım insan.
"Ya bana uzaylı görmüş gibi bakmayın.İyiyim.Hadi gidelim."dedim ve ayaklandım.
"Hayır otur hiç bir yere gitmiyoruz.Dinlenmen lazım."dedi uzun boylu tanımadığım çocuklardan birisi.
"Birincisi sen kim oluyorsun da bana karışıyorsun ikincisi sence ben başkalarının sözünü dinleyecek biri miyim söylediklerin umrumda değil."dedim sert sesimle.Ve koluma bağlı olan iğneleri çıkardım.Çıkardığımda makina ötmeye başladı.
Aniden içeri doktor girdi.
"Hemen Hastayı yoğ-"dedi ve beni ayakta görmesiyle sustu.
"Neden beni çağır- bir dakika senin ayakta ne işin var."
"Şöyle ki ben kendimi gayet iyi hissediyorum ve gidiyorum.Ayrıca seni biz çağırmadık.Ben serumları çıkarınca makine nabız alamadı sonrada otomatikman seni çağırdı ve sen geldin olay bu şimdi ben kaçar."dedim ve kapıdan çıktım.
"Ama olmaz abla biraz daha dinlenmen lazım."dedi Melek.
"İyiyim ben simdi işim var."dedim tüm soğukluğumla.
Mert geldi yanıma.Konuşmasına izin vermeden
"Arabam nerde?"diye sordum.
"Araban kullanılamaz halde."
"Kaza mı yaptın neyse hadi işim var uza."dedim ve hemen internetten araba fuarının bu hafta nerde olduğuna baktım.
Amerika.
Şimdilik arabam yoktu.Hem sevdiğim arabayı alırım hem de biraz değişiklik olur diye Emre'yi aradım.
Çalıyor...çalıyor...çalıyor...hah
"Emre özel jetimi hazırlat yarım saate.."dedim ve kapattım.
Sevdiğim araba modelini alacaktım.Tabiki sevdiğim araba modeli Lamborgini.
Belli bir model yok, beğendiğim model benim.Para konusunda sıkıntımda yok.
Hastaneden çıktım ve karşısındaki cafe tarzı bir yerde yemek yemeye karar verdim.
Cafeye geldiğimde.Melek Gülin Mert Ulaş ve tanımadığım iki çocuk masada harıl harıl bir şeyler konuşuyordu.Yanlarına gittim ve oturdum.
"Hayırdır problem mi var varsa söyleyin hemen çözeyim."dedim ve göz kırptım.
"Yok ya ne sorunu birşey olsa söylememmi ben."dedi Mert.
"Arabamla kaza yapmışsın ve ben bunu sonradan öğreniyorum tabi söylemezsin."dedim ve telefonum çalmaya başladı.
"Ne var Emre."
"Efendim uçağı uzun yolculuk için ayarladım.Uçak hazır."
"Tamam yarım saati boşver ben hemen geliyorum ve Amerikaya gidiyoruz."dedim ve suratına kapattım.
"Amerika mı?nerden çıktı şimdi bu abla?"dedi Melek.
"Mert ve Ulaş sizde benle geliyorsunuz.Hadi kalkın gidiyoruz.Sizden başka 4 tane daha koruma aldım.."dedim.Kimse arkamdan gelmeyince.
"Peri benim işim var.Ben gelmesen Mert gelse."dedi Ulaş yavaşça başımı salladım.
"Hadi kalk."dedim Mert'e ve yürümeye başladım.
Arkamdan bir el beni kendine döndürdü.
"Ben de geliyorum."dedi uzun boylu olan çocuk.
"Peki uzun boylu çocuk.Çok fazla kalmıycaz sadece işimi halledip gelicez."dedim ve yürümeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYALLERİMİN İZİNDE
ChickLitYeni bir gün, yeni bir başlangıç...Yeni bir ümit, yeni hayal kırıklıkları...Soğuk ve yağışlı bir sabah...Heyecanlı suskun ve cesaretliyim...Uzaklardan gelen, içimde biryerlerde gizlenmiş sadece sesini duyabildiğim bir yabancı karşımda...Yabancı deği...