Hyunjin ile saçma kavgalarımızdan sonra tekrardan her zamanki gibi Wooyoung bize kızıyordu. San ise gazeteciyle uğraşıyordu. Bay Jung fotoğraflarımızı medyada paylaşmakta israrcıydı ama biz bunun tam karşıtını düşünüyorduk.
"Bana daha kaliteli fotoğraf çekmeme izin verirseniz onları paylaşmam."
"Bay Jung-"
"Evet mi hayır mı?" Wooyoung ve San'ın küçük bakışmasından anlaşılacağı üzere evet diyeceklerdi ki buna zorunlulardı.
"Evet ama nasıl fotoğraflar?"
"Sevgili gibi. Hatta direk sevgili haberi yaysak?"
"NE DİYON SEN BE?!"
Bay Jung'un dedikleri resmen saçmalıktan ibaretti. Ben erkeklerden özellikle Hyunjinden hoşlanmadığını göre neden sevgili haberi yayılsın ki?
"Hyunjin sen ne dersin?" Sana konuştuğuna Hyunjin tırnaklarıyla oynamayı bırakıp onu döndü.
"Bilmem."
"Bence olabilir, hatta direk sevgili olsanıza siz yani sonuçta seviştiniz bile."
Kimse olayın ciddiliğini anlamıyor gibi konuşuyorlardı ve bu şey beni deli ediyordu. Hyunjin malı da hiç bir halta yaramıyordu.
"İstemiyorum. Bay Jung lütfen kavga haberini yayın."
"Bay Jung lütfen sevgili haberi yayın."
"Bay Jung-"
"Sizinle uğraşmak çok zor. Hiç bir şey yayımlamayacağım, yarınki reklam çekiminde gelip bir kaç fotoğraf çekip paylaşırım."
Hepimiz şaşkınca bay Jung'a bakarken o eşyalarını toparlayıp ofisten çıktı. Resmen hiç bir şekilde haber olmadan kurtulmuştuk.
"Hadi kalk, eve."
Wooyoung ayaklandığında bende onun peşinden ofisten çıkmıştım. Gerçekten çok acayip şeyler yaşamıştık ama gün sonunda mutlu olan tek taraftım. ...
"Felix hadi kalk! Çekimler var."
"Biraz daha uyumak istiyorum."
"Olmaz kalk. Uğrayacağımız çok yer var."
Uykulu uykulu yataktan kalkıp gene her zamanki rutinimi yaptım. Üzerimi değiştirdim, yüz bakımımı yaptım, kahvaltıda meyveli yoğurt yedim ve All Night'ın son yayımlanan bölümünü izledim.
"Siktir, Hyunjin çok yakışıklı."
"Efendim?"
"Evden çıkalım dedim."
Evden çıkıp güzellik salonuna gittik. Seulgi'nin tavsiyesiyle saçımı açık tonda tek seferlik geçici kırmızı renge boyattık ve açıkçası gerçekten yakışmıştı.
Orada işimizi çabucak hallettikten sonra Wooyoung ve San telefonda bir şeyler konuşmuşlardı ama bana ne olduğunu söylememişti.
"Geldik."
Reklam çekimini yapacağımız yer normal bir set alanıydı ve yapacağımız da çok şey yoktu, yanlızca elimizde ürünü tutacak ve tek cümlelik repliğimizi söyleyecektik.
Repliği okuduktan ve ezberledikten sonra üstüme yeni kıyafetler giyerken Hyunjini görmüştüm o da kıyafet mini giymiş ve kameraların önüne geçmişti.
Bende yanına gittikten sonra başımla selam verdim. Yönetmen bir kaç şey derken bende başımı onaylar tavırda sallıyordum.
"3, 2, 1!"
Elimdeki ürünü alıp Hyunjine uzattığımda almış ve paketini açmıştı. Reklamını yaptığımız ürün bir güzellik markasının ürünüydü. Hyunjin ona verdiğim ürünü -yüz kremi- eline birazcık sıkıp yüzlerimizi eşit şekle getirerek bana baktı.
"Çok güzelsin."
Böyle bir replik var mıydı?
"Kreme gerek yok."
Belimde hissettiğim el ile Hyunjinin elindkei kremi önümüzdeki masaya koyması ve yüzlerimizdeki yakınlığı kapatıp dudaklarınızı hafifçe birleştirmesi bir oldu.
"Doğaçlama yeteneğiniz harika! Mükemmel bir çiftisiniz! Fotoğraf çekimi yapalım reklam yeter de artar artık. Tabii kreme gerek yok kısmını çıkarsak iyi olur."
Hyunjinin az önce yaptığı hareket hoşuma gitmedi diyemem ama gitti de diyemem. Yinede ne hissedersem hissediyim ona hesap sormam gerekirdi birden ben istemeden bunları yapamazdı.
Fotoğraf çekimi olurken bir yandna da Hyunjine fısıldıyordum.
"Neden öyle bir şey yaptın?"
"Sen neden olduğunu düşünüyorsun?"
"Bunu sana soran bendim."
"Belki de senden hoşlanıyorumdur."
Hyunjinin her dediği kelime zaten beni çıldırtmaya yetiyorken şimdi dediği şey nasıl oldu da sinirimi bozmadı diye düşünmeden önce çekimlere odaklanmaya karar verdim. ...
Kore Medyası
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ünlü ikili bu gün bir reklam çekiminde gene bir araya geldiler. Hayranları onları bir arada görmekten büyük zavk alıyor.
Çekimler bittikten sonra Wooyoung hemen yanıma geldi.
"Felix bak çok güzel fotoğraflarınız."
"Teşekkürler Wooyoung ama sonra bakacağım."
"Tamam, peki."
Yanımda duran Hyunjinin kolundan çekerek çekim yerinin tuvaletine götürdüm, yanlızca orası şu anda boş olurdu.
"Hyunjin sen ne yapıyorsun?"
"Ne yapıyorum Felix? Sana bir anda senden hoşlanıyorum diyorumdur belki."
"Bak mantıklı düşünemiyorum. Lütfen dalga geçme."
"Dalga geçmiyorum duygularım böyle."
"Sen delirmişsin."
"Sen beni delirttin."
"Birde romantik mi olmaya çalışıyorsun, lütfen siktir git."
Hyunjinin yanından hızlıca çıkıp etrafımdaki insanların hiç birinin takmadan arabaya binmiştim zaten çekimler bittiği için artık gitsek bir şey olmazdı ve birde tabikide kuyruğum Wooyoung da peşimden arabaya gelmişti.
