ÇOooOk uzun bir aranın ardından Mad Boy'a bölüm atıyorum ve sanırım bu gecikmem için büyük bir linç yiyeceğim... Neyse bölümü okuyun benim aşk kokulu mektuplarım <3 Yorumlarda buluşalım sonra yorumlarınızı okumak gerçekten eğlenceli...
>Hyunjin'den
Uyandığımda bana bakan bir çift gözle karşılaşmak en son beklediğim şeylerden biriydi fakat salak ben Yongbok'un sol kolunun üzerinde uyumuştum.
Bunu fark edip hemen kafamı kaldırıp '' Ben çok özür dilerim kolunun üzerinde uyumuşum.'' dedim.
Karşımdaki sarı saçları ve çilleriyle full konsantre bana bakan çocuk ise o tatlı gülümsemesini takındıktan sonra '' Saçmalama, sorun değil. O kadar güzel uyuyordun ki bende çekmedim kolumu. Ama uyandığın iyi oldu çok fena uyuşmuş.'' dedikten sonra kolunu ovuşturup kahkaha attı.
Onun kahkahası daha önce hiç görmediğim bir şeydi. Altında ne bir aldatıcılık ne bir yapmacılık yoktu. Bunun böyle olması hem beni şaşırtıyordu hem de anlamadığım bir şekilde beni mutlu ediyordu.
Bir dakika ya ! Ben ne diyordum böyle ? Gerçekten şimdi saçmalamaya başlamıştım.
Hala bana bakan Yongbok'a bakıp asıl amacım olan şeyi söylemem gerektiğini fark edince hemen konuşmaya başladım.
'' Yongbok, sana bir şey soracağım.''
'' Tabii, ne ile alakalı ?''
''Şey nasıl denir bilmiyorum ama böyle dümdüz söyleyeceğim çünkü daha önce kimseyi bir yere davet etmedim. O yüzden aptalca bir şey gevelersem kusuruma bakma.''
Yüzündeki tebessüm ile hala bana bakmaya devam eden çocuk gerçekten beni germeyi başarmıştı. Bana tebessüm ile bakan birinden nasıl olur da bu kadar gerilirim diye kendime sormadan da edemiyordum.
''Sorun değil Hyunjin. Ne davetiymiş bu anlat bakalım, annemlerden kaçmak için güzel bir fırsat gibi geliyor kulağa.''
Onun bu sözü ile bende gülümsemiştim.
''Babamların şirketinin hastanelerinden birinin bugün kuruluş yıldönümü bu yüzden bir davet veriyor ailem ve bende artık bir arkadaşa sahip olduğuma göre bana eşlik edebilirsin belki diye düşünmüştüm. Çünkü gerçekten bu davetler beni boğuyor ve sen şimdiden beni eğlendirmeyi başardın.''
Ben bunları söyledikten sonra Yongbok'un yüzündeki o şaşkınlık ifadesi o kadar sevimliydi ki...
Yine ne saçmalıyordum ben böyle bir günde ikinci kez hemde...
Kendime kızıp ''Hey ne oldu? Bu surat ifadesi de ne böyle? '' dedikten sonra hafif bir şekilde kahkaha atmıştım.
''Aynı günde iki farklı hastane açılmış olma ihtimali ne bu şehirde ?''
Yongbok'un sorusu ile şaşırmıştım.
''Nasıl yani? Anlamadım.''
''Yani demek istediğim sanırım senin baban benim annem ve babamın çalıştığı hastanenin sahibi.''
''Ne ? Cidden mi ?''
''Evet görünüşe göre öyle ve ben artık bu davet şeysine gitmekten kaçamıyorum.''
Yongbok'un el hareketleriyle tırnak işareti yapması beni gerçekten hiç beklemediğim bir anda yüksek sesle kahkaha atmama neden olmuştu.
Sınıftakilerin hepsinin bir anda bana dönmesiyle hiç benlik olmayan bir hareket yaptığımı sonradan anlamıştım.
Toparlanıp tekrar Yongbok ile olan konuşmama devam ettim.''Eeee bu durumda ailenle gitmektense benle katılmaya ne dersin davete ? Sonuçta yanlarında olacaksın ama benimle takılacaksın. Evet biliyorum kulağa aşırı sıkıcı geliyor çünkü yedi-yirmi dört uyuyan bir in-...''
''Kabul, kabul , kabul. Ama şunu söylemeliyim ki kendine şuan gerçekten haksızlık ettiniz bayım. Çünkü şuan gerçekten eğleniyorum ben.''
Yongbok'un sözleri sonucunda istemsiz bir şekilde yanaklarımın kızardığını hissedebiliyordum. Neden şimdi durduk yere bana iltifat etmişti ki ?
''Te-teşekkürler. Pekala o zaman okuldan sonra hemen eve gidip hazırlanıyoruz. Sonrada sen bana konum atıyorsun bende seni alıyorum ve birlikte gidiyoruz. Anlaştık mı ?
''Anlaştık.''
Gülümseyen gözlerle bakan çocuğa tekrar bakıp bu saf bakışları içimde bir yerlerde bir şeyleri ısıttığını hissettim.
Belki de bu çocuğu bırakmamalıyım diye düşündüm kendi kendime. Sonrada kafamı iki yana sallayıp onun da diğer insanlar gibi olabileceğini aklıma getirdim.
XOXOX
Güllü lokumlarııııım nasılsınız iyisiniz umarım.
Siziiiii çoook özlediiiim.
Umarım bu uzun aramı olumlu karşılarsınız.
Sizi seviyorum.
Bu arada bölümün nasıl olduğunu şuralara bir yerlere yorum olarak bırakabilirsiniz aşkolar
Beni takip edin bide yaa... Üç kişi ne ya ?
Lüüüfen...SİZİ SEVİYOREEEEE<3<3
*düzenlenmedi*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mad Boy ( HYUNLİX )
FanfictionFelix, gün ışığı gibiydi. Onsuz yaşam düşünülemezdi. Adeta insanların hayat ve neşe kaynağıydı. Ama Hyunjin Felix'in tam tersiydi. Herkes ondan çekinir, korkar ve saklanırdı. O da tıpkı bir kara buluta benziyordu bu yönüyle. Belki de bu yüzden kader...