> Felix'den:
Son dersdeydik neredeyse zil çalmak üzereydi ve yanımda oturan çocuk hala taş gibi yerinde oturuyordu. Ne bir şey demişti ne de derste söz almıştı. Tüm gün boyunca yanımda put gibi oturmuştu. Bu yüzden büyük bir iç bunalımıyla dışarıya nefesimi verdim.
Tamam insanlardan utangaç olduğunuz için çekinebilirdiniz ama henüz tanışmadığınız bir insana bağırıp hakaret etmezdiniz. En azından ben etmezdim bu yüzden yanımda oturan pembe saçlı çocuğa içten içe gönül koymuştum. Belkide benimle tanışsa arkadaş olabilir ve iyi anlaşabilirdik.
Biyoloji öğretmenin ''Hwang Hyunjin.'' demesiyle kafamı iki yana sallayıp aklımda biriken düşünceleri uzaklaştırmaya çalıştım. Yanımdaki çocuğun elini sıraya bastırarak ayağa kalkmasıyla ''Nihayet ismini öğrenebildim.'' diye düşündüm.
Öğretmen bu sefer ''Kim Hyunjin ile eş olmak ister?'' diye sorunca bütün sınıfın eğilip bükülüp onunla eş olmak istemediklerini sessiz fısıltılar halinde birbirlerine aktarmalarını dinledim.
Şuan yaşananları özetlemem gerekirse, biyoloji öğretmenimiz proje notlarını belirlemek için hayvanları tanıtan bir dergi yapma ödevi vermiş ve bu ödevin ikili gruplar halinde yapılmasını istemişti. Ve şuan anladığım kadarıyla kimse Hyunjin ile ödev falan yapmak istemiyordu.
Sonunda dayanamayarak elimi kaldırdım.
'' Ben Hyunjin ile eş olabilirim efendim.''
Sınıftaki herkesin bakışlarının bana döndüğünü gördüğümde ise onların bakışları bana yanlış bir şey yaptığımı hissetmeme yol açmıştı. Fakat insanların yalnız kalmaması gerektiğini düşünen bir insandım ve sırf bu bakışlar yüzünden bu düşüncemi değiştirecek biri değildim. Hem en fazla ne olabilirdi ki ?
Bu düşüncelerle yüzüme hep olduğu gibi gülümsememi takınıp Hyunjin'e yüzümü çevirdiğimde kaşlarını çatmış bana tepeden bakan birini beklemiyordum.
Öğretmenimizin derin bir nefes verdiğini duyduğumda ise henüz ne olduğunu kavrayamamıştım. Zaten hemen ardından ise zil çalmıştı ve herkes çantasını kaptığı gibi sınıftan fırlamıştı.
Gerçekten yanlış bir şey yaptığımı düşünmeye başlamıştım.
Sırt çantamı sıranın kenarındaki askılıktan çıkarıp omzuma astığımda ise bir yandan etrafıma bakındım.
Sınıfta iki kişi kalmıştık biri şu an bana çatık kaşlarının altından sinirli bakışlarını bana yollayan Hwang Hyunjin'di diğeri de hızlı adımlarla o bakışlardan kaçmak ve sınıftan çıkmak için uğraşan bendim.
Tam sınıftan çıkmama bir adım kalmıştı ki omzumdan tutulup sertçe çevrilmiş ve kapının kenarındaki duvara yaslanmıştım. Önüme de elini bir elini omzumun üstünden duvara çivilemiş diğer eliyle de boynunu kaşıyan uzun boylu Hyunjin vardı.
''Senin derdin ne ?''
Onun bu sorusuyla ancak kendime gelebilmiştim.
''Benim bir derdim yok ama ...'' yutkundum.
''Sen neden böyle davranıyorsun?''diye sordum. Gerçekten korkudan bayılmamak için kendimi zor tutuyordum çünkü önümde henüz sadece adını bildiğim korkutucu yüz ifadesiyle bana bakan biri vardı.
''Nasıl davranıyor muşum?''
Yüzüne bu sefer korkutucu bir yüz ifadesi gelmişti.
''K-korkutucu.''
Niye kekeliyordum? Korkmamalıydım o da bir insandı ben de ve ikimizde yaşıttık. Kahkası benim düşüncelerimden hızlıca sıyrılmama neden olmuştu.
''Güzeel, hızlı öğreniyorsun. '' dedikten sonra boynundaki elini omzuma koyup tekrar konuşmaya başladı.
''Bak ufaklık. Beni tanıyan herkes benden korkar anladın mı? O yüzden kimse bana yaklaşamaz bile. Çünkü ben herkesin en pis açığını gizlice öğrenir ve hiç düşünmedikleri zaman gün yüzüne çıkarırım. Yada çıkarmam hastane yatağında o açıklarıyla can çekişmelerini izlerim. Anladın mı beni ? O yüzden bundan sonra yapacaklarına dikkat et.''
''Peki benim hiç açığım yoksa? Sadece seninle arkadaş olmaya çalışıyorsam?''
Hiç düşünmeden söylediğim sözlerim karşımdaki çocuğun kendinden emin duruşunu bir anda bozmuş. O sinirli bakışlarının yerini şaşkın bakışlar almıştı.
''N-ne saçmalıyorsun sen ?'' dedikten sonra omzumdan ittirip duvara çarpmamı sağladıktan sonra koşarak sınıftan çıktı.
Bu çocuğun soru ne böyle? Omzum fena halde acıyordu sanırım moraracaktı. Can sıkıntısı ile kendi kendime söylenerek sınıftan çıktım.
. . . . . . . . .
Boş yapıyormuş gibi hissettim. Sanırım yaptımda neyse çokta sorun değil hatam olursa bana bildirin .
Sizi seviyoruuuuğm çikiletallalarım.
*Düzenlenmedi*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mad Boy ( HYUNLİX )
Hayran KurguFelix, gün ışığı gibiydi. Onsuz yaşam düşünülemezdi. Adeta insanların hayat ve neşe kaynağıydı. Ama Hyunjin Felix'in tam tersiydi. Herkes ondan çekinir, korkar ve saklanırdı. O da tıpkı bir kara buluta benziyordu bu yönüyle. Belki de bu yüzden kader...