•Uslu Kız•

18 3 15
                                    

"Tanrım... Böyle bir şey nasıl olabilir?"

"Ben de bilmiyorum... Kimse görmemiş sanırım."

"İyi de bu nasıl olabilir ki? Kız bir dakika önce öylece yürüyormuş..?"

"Siz ikiniz bu konu hakkında daha fazla konuşmasanız iyi olur. Öğretmenler herkesi çok dikkatli dinliyor."

"İyi de yanlış bir şey yapmadık Andrew."

"Biliyorum Alice ama birkaç öğrenciyi detaylı konuştukları için sorguya çektiklerini duydum. Şimdilik susalım, evde detaylı konuşuruz."

"Amane nerede?"

"Bilmiyorum, ona bakındım ama ortalıkta yok."

"İyi olduğuna eminim... Şu yeni kız ve yeni çocuk nerede acaba?"

"Okulun ilk gününden böyoe bir olayla karşılaşmak... Şaşırdıklarına eminim."

"Biraz şaşırdım tabii ama o kadar çok değil."

Andrew, Alice ve Annie arkalarını döndüklerinde onlara bakan ve saçlarını geriye iten Sera ile karşılaştılar. Sera onlara bakarken bakışlarını yavaşça okula çevirdi. Teleaşlı öğretmenleri bir süre süzdükten sonra bakışlarını tekrardan karşısındakilere çevirdi. Gözleri Annie' de durdu.

"Gören falan olmuş mu?"

"Sanmıyorum, herkes ya ağlıyor ya da bizim gibi bir şeyler öğrenmeye çalışıyor."

"Anladım..."

"Okulumuzda bu tür olaylar olmaz aslında. İlk günden kötü bir izlenim olabilir ama-"

"Beni dert etme şeker şey. Polisiye işlere bayılırım, bu okulu sevdim."

Aldığı iltifatla Annie' nin yanakları hafif pembeleşirken Sera ona gülümsedi. Alice ikisinin arasındaki çekimden rahatsız olup gözlerini kaçırdı ve bir süredir kendine bakan Andrew' la göz göze geldi. Tabii bunu yapmasıyla Andrew anında gözlerini başka bir yöne çevirmişti. Alice bir an için buna anlam veremedi.

"Hey, Amane şurada... yanındaki kim?"

Andrew' in cümlesiyle herkes onun baktığı tarafa baktı. Amane yanındaki bir çocukla konuşuyordu. Çocuk ortalama boylardaydı. Saçları gürdü ve tahminen beyaza boyanmıştı. Kırmızıya çalan kehribar gözleriyle Amame' ye gülümsüyordu. Amane de aynı şekilde yeşil parlayan mavi gözleriyle ona bakıyordu.

"Hah, küçük Amane sonunda birini buldu demek..."

"Buldu derken..?"

"Bence sen anladın Andrew."

"Öyleyse ben ikinci bir ceset vakası için işe koyulayım."

Hepsi gülmrye başlarken Andrew somurtarak çocuğa ve Amane' ye bakıyordu. Onlar kıkırdarlarken biri Annie' nin arkasından yanaşıp onu belinden sardı ve çenesini Annie' nin başının üzerine yerleştirdi. Herkes şaşkınca ona dönerken Steve iç çekti.

"Bu kargaşada korktuğuna eminim güzelim. Şanslısın ki seni korumak ve kollamak için buradayım."

"Yine mi sen?"

"Evet pisicik, beğenemedin mi?"

"Bir sonraki kurban belli oldu..."

"Ne kadar da hırçınsın yeni kız."

"Yerinde olsam sınırımı aşmazdım Steve."

"Hadi ama Andrew, sadece takılıyorum. Bilmiyorsun sanki."

OblivionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin