Décès

345 29 51
                                    

*Gece aşkları günlüklerinden...

*Gece aşkları günlüklerinden

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


~

Terli ellerimi pantolonuma sürüp,
Altan Altan lachel'e baktım.
Elimin, ayağımın birbirine girmesine şaşkın gözlerle bakıyordu.
Birazdan Albert'in odasında olacağım gerçeği, bayılmak için başlı başına bir sebep iken, şimdi anormal derecede sakin kalmaya çalışmak zordu.

Gözlerine bakarak 'herşey yolunda' gülüşlerinden kondurdum yüzüme.
Önden çıktığımda,
Lachel ile üst koridora geçtik. Bu büyük sarayda kendi odamın yerini bile ezberleyememişken onunkini hemen tuttum aklımda.

Benim odamın üst koridorunda, sağdan üçüncü odaydı. Eminim ki saçma gelecekti ama bu benim için bir ödev gibiydi.
Yıllardır, bu çocuk hakkında bir takım şeyleri aklımda tutuyordum.
Ve ona dair ne varsa bir mücevher gibi saklıyordum. Akılsız biriydim ben.

Odanın önünde durduğumuzda, sağımda ki ve solumda ki korumaları izledim. Hala neden dikildiğimi sorguluyorlardı, lakin hemen girmek istemiyordum. Hazır değildim.

"Theon efendim, iyi misiniz?"

Lachel arkamdan endişeli bir sesle konuştuğunda, gülümseyerek başımı salladım. "Evet evet ah giriyorum"

Son kez beni süzen uzun korumaya bakıp kapıyı çaldım.
İçeriden oldukça baskın bir ses işitti hemen kulaklarım. "Gel"

Yutkunup kapının kulpunu indirdim aşağı. İçeriye adımlarken, tamamen normal tepkiler vermeye hazırladım kendimi.

Kapıyı kapatıp başımı mum ışıklarıyla aydınlatılmış çalışma masasına çevirdim.
Üstünkörü gördüğüm kadarıyla kalçasını masaya yaslanmış bir şekilde beni izliyordu.

Reverans verdiğimde Altan alttan bakmaya çalışıyordum.
"Theon kim, lütfen."dedi oldukça net bir sesle.

Gülümseyerek "kuzen" dedim.
Bakışlarım önce saçlarına çıktı,
Siyah saçları tam da ona yakışır bir şekilde dağınıktı.
Gözleri simsiyah bir şekilde bana bakarken oldukça parlak ve davetkar olduğunu düşünmüştüm.
Çatık kaşları, çocukken olduğu gibiydi.
İnce yüzü ve oldukça dikkat çeken o buğday teni.
Ama benim kesinlikle favorim olan kıpkırmızı dudakları. Onlar beni olduğum kalıpların dışında bir kişilik olduğumu hatırlatıyordu.
İspanyol beyefendisi olduğumu bana unutturuyordu.

Vücudu kalıplıydı,
Aynı boyda olmamıza rağmen, benden biraz daha uzun gözüküyordu bu yüzden.
Beli ise ellerimi sarmak isteyeceğim kadar ince ve güzeldi.

"Hoşgeldin otur bakalım"

Lord Albert,
Ne zamandır bekliyorum bu anı.
Dünya gözüyle seni bir kere daha görmeyi.

O masasının sandalyesine yayılırken ben karşısına dimdik bir şekilde oturdum. Bu hareketime güldü.

"Lordum, açıkçası size oldukça kırgınım."
Bu dediğime şaşırmış bir şekilde bana baktı. "Beni karşılamanızı beklerdim. Yada geldiğimde evinizde olmanızı."

Amour De La Mort Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin