Regarder/Lord Albert

232 20 14
                                    


Gece aşkları günlüklerinden...









'Lord Albert, Kim Theon'un zırhıydı'-Pusier.
















~
Savaş en nihayetinde başladı.
Kartlar yeniden dağıtıldı.

Bu harbede sadece iki suçum var, ve ancak iki amaç için buradayım, meydandayım.

Brincisi, mirasım olan Akça ağaç Tedariği... şuan amcam bunun için her şeyi yapar, tıpkı beni öldürme teşebbüsüne kalkışması gibi.
İkincisi ise aşk, ki bunun üzerine söylenebilecek pek bir şeyim yok.
Eğer ortaya çıkarsa savaşı en başından kaybederim diye düşünüyordum fakat sonra tekrar bir düşününce zırhımın Albert olduğunu gördüm. Sonra ne korku ne endişe ne şüphe etmeksizin bu savaşı gururla topraklarında can veren bir asker misali gözü yaşlı bir şekilde alacaktım. O zaman bu başım arşa kadar dikelir ve ancak aşk karşısında eğilirdi.

Bunu söylemekten sıkılmayacağım, bunalmayacağım ve buna olan inancımı yitirmeyeceğim.
Benim zırhım oydu. Albert'in kendisiydi.
Ona duyduğum bu derin aşkın altında yatan saygı ve sadakat ise bileğimde ki güçtü ve onu hiçbir güç kuvvet bükemezdi.

Güzel başlangıçlar sevmem, çünkü her şeyin biteceği anlamına gelir. Ancak kötü başlangıçlar severim, sonu mutlaka iyi biten. İyi bitmese bile gururla sona eren.

Bu hikayede ki ilk savaşcıydım.
Kaybetmek için henüz çok gençtim.
...

O gecenin sabahı hiç olmayacak gibiydi.
Şeytanla anlaşma içerisinde olanların gözünü hiç uyku tutmamış tüm geceyi sinsi bir gülüşle sonlandırmışlardı.

Kahvaltı gergin geçmişti.
Theon ve Albert sabahın erken saatlerinde komutan ile birlikte çıkmışlar ve arkalarında masada ölüm sessizliğiyle geçen bir yemek bırakmışlardı.

Jelina, Angelina ve Caroline üçlüsü kaçak bakışlarla birbirini izliyordu.
Jelina, Angelina'nın ne zaman kozunu oynayacağını hesaplayıp tartarken, Caroline ise ikisi arasında geçen soğukluğu sadece izliyordu. Belle bu saraya geldiğinden beri daha az yas tutuyor ve daha az ağlıyordu.

Bryant'ın gözleri eşinin gözlerini bulunca aralarında sessiz bir konuşma geçti. Caroline'nın anladığına göre bu akşam yemeğinde bişeyler yaşanacaktı ve bu yüzden de sessizliğini korumanın en iyisini olacağına karar vermekten başka birşey yapamadı.

Thomas ise kesinlikle bir yancıydı. Akıbeti eşinin akıbetini de belirleyecekti.

Sarayı bir köşede bırakıp, Albert ve Theon'un yürüyüşüne katıldık. Burada stres yoktu.

Albert oldukça mutlu görünüyordu.
Theon merak ederek sordu.
"Bihayli mutlu ve tatmin görünüyorsunuz, sebebi nedir?" 

Albert memnun bir şekilde gülümsedi.
"Sen buradan sonra askerlerle devam edeceksin. Komutan ile ormanda buluşacaksınız benim ise işlerim var."

Theon aniden adımlarını durdu ve dehşetle Albert'e döndü.
"Hayır Lordum, ben birazdan...Ah siz beni en azından bu an için yanlız bırakmasanız?"

Albert Theon'un ensesinde ki dalgalı saçlara elini geçirdi ve yavaşça okşadı.
"Gözlerinde ki ateş ancak ben yanında değilken harlanıp tutuşuyor. Ve ben senin yanındayken sönüp yok oluyor."

Yeterince açık ve net olan bu cevap karşısında Theon itiraz edemezdi. Yanlış da değildi.
Albert onun yanındayken uyuşuyor ve uslu uslu koynuna gömülmek istiyordu ama o yokken içinde ki bir enerji onu yükseltiyordu. Bunu çok önceden fark eden Lord Albert durumu yeterince haklı buldu. İnsan sevdiğine papatyaydı, tanımadığına dikenli gül.

Amour De La Mort Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin